BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM

BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM

Ülke insanı bu sorunları çözülebilir, bu zorlukları aşabilir, kendini ve ülkeyi refaha, Demokrasiye, hakka, Hukuka, Adalete taşıyabilir mi? Elbette taşıyabilir. İlk yapılacak iş, kişisel ve toplumsal kimliğine, onuruna sahip çıkmak, sorunların oluşumu

BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM

ABDULLAH AYDIN

[email protected]

 

Uzun yıllardan beri ülkemizde söylenen bir şarkının adıdır bu. Dinlerken, bir sevgi selinde yuvarlandığımı, mis kokan gül bahçesinde gezindiğimi hissederim. Şarkı bittiğinde ise hayal aynamda ülkemin gerçekleri karşılar beni. Ve bu şarkı çoğu kez, toplumu ulusal konularda dürtükleme ihtiyacı duyulduğu anlarda dillerde gezer.

 

 Neden “bir başkadır benim memleketim?”

Ayağında çarık, çantasında kuru ekmek, omuzda dolma tüfekle, Dünya’nın ilk Antiemperyalist kavgasını verip istilacılara dur diyen ve onları topraklarından kovarak örnek bir bağımsızlık mücadelesi vererek özgür bir Cumhuriyet kuran bir ülke. Devrim özlü çeşitli uygulamalarla Cumhuriyeti geliştirip Demokrasiye geçen, Okuma-Yazması dahi olmayan toplumunu uygar dünya’ya taşımayı başarmış, Sanayi gelişiminde büyük adımlar atmış, tek parti yönetimini gönüllü terk ederek Demokrasiye geçmiş bir ülke. Çevresinde her konuda örnek gösterilen, ülke ve Dünya barışını düstur edinmiş bir ülke, nasıl oluyor da bölünme, parçalanma, beka sorunu yaşıyor?

 

Otuz yıldır tüm artı değerlerini yutan, gelişmesini engelleyen terörü neden önlenemiyor?

İdari yönetsel yapı ile yurttaşın arası gittikçe neden uzaklaşıyor?

Köyler bu kadar hızla neden boşalıyor, neden dış gıdaya muhtaç duruma düşülüyor?

Neden yılda 3-4 bin yurttaşımızı trafik terörüne kurban veriyoruz?

Neden çalışması gereken On Milyon yurttaşımız boş geziyor ve iş bulamıyor?

Neden nüfusun %10’u ülke servetinin %54’ünü alıyor.

Neden Milyonlarca insanımız açlık sınırının altında gelirle yaşamak zorunda kalıyor?

Bilgi ve Bilim konusunda gittikçe neden geriliyoruz?

Üniversitelerimiz neden konuşamıyor, neden bilim, bilgi ve teknoloji üretemiyor?

Toplum neden ilkeler, idealler ve toplumsal yararlar yerine, günlük çıkarlar peşinde koşuyor?

Komşularımızla neden bu kadar hırlaşır hale geldik?

Ortadoğu bataklığında ne işimiz vardı?

Dünya’nın çeşitli ülkelerince neden enterne edilmekle tehdit altında tutuluyoruz?

Neden toplumun Adalet mekanizmasına olan güveni azalıyor?

Ülke neden borç batağında boğuluyor?

Hapishaneler neden tıka basa insan dolu?

İktidarı ele geçirenler neden Diktatoryal davranışlar gösteriyor?

Neden bu Devletin, bu Cumhuriyetin temeline harç koymuş, emek vermiş ve günümüzde Ana muhalefet görevini üstlenmiş Parti Adalet arayışı, hak arayışı, eşitlik arayışı için yollara dökülüyor?

 

Bu açmazlarına, yaşadığımız bu rezilliklere rağmen benim halkım, benim memleketim insanları gülebiliyor, bayram yapabiliyor! Tüm zorluklarına rağmen eğlenebiliyor!

 

Onun için “Bir başkadır benim memleketim” diyorum

 

Ülke insanı bu sorunları çözülebilir, bu zorlukları aşabilir, kendini ve ülkeyi refaha, Demokrasiye, hakka, Hukuka, Adalete taşıyabilir mi?

 

Elbette taşıyabilir. İlk yapılacak iş, kişisel ve toplumsal kimliğine, onuruna sahip çıkmak, sorunların oluşumundaki payını düşünerek, çözüm konusunda da kesintisiz çaba sarf etmek zorundadır. Toplumsal her türlü gücünü bütünleştirmek esastır. Şairin dediği gibi; “kurtuluş yok tek başına.”

 

Bu konuda yapılması gerekenler konusunda en net mesajı değerli Şair, Yazar, Yönetmen Hüseyin Haydar ‘HERKES İŞ BAŞINA’ adlı şiirinde veriyor. Şairin bu eseri, ne yapılması konusunda topluma ışık tutuyor.

 

Değerli şairin izniyle, şiirinin sadece vurgu kısımlarına bakalım ve kendimize yol çizelim.

 

                                   HERKES İŞ BAŞINA

 

İş düşüyor sıkılan dişe, düşünen başa,

Sıkılan yumruğa iş düşüyor.

                        //

İş düşüyor yurtsever Hocaya,

Hekime, Hâkime, Savcıya, Sanatçıya iş düşüyor.

                        //

İş düşüyor dokumacıya, doğramacıya,

Madenciye, makiniste iş düşüyor.

                        //

İş düşüyor emekliye, şoföre, aşçıya,

Yerdeki taşa, gökte uçan kuşa iş düşüyor.

                        //

İş düşüyor tornacıya, makineciye,

Ebeye, gebeye, eczacıya iş düşüyor.

                        //

İş düşüyor kazmaya, küreğe, tüfeğe,

İş düşüyor çarpan yüreğe.

                        //

İş düşüyor mimara, mühendise,

Tüccara, yurtsever polise iş düşüyor.

                        //

İş düşüyor Ayşe’ye, Fatma’ya, Ali’ye, Veli’ye,

İş düşüyor ölüye, diriye.

                        //

Haydi! Herkes iş başına!

 

Şairin işaretlerinin, taleplerinin dışında, sizce bir çözüm var mı? Ya hepimiz, ya hiçbirimiz!

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.