Ekonomik Kriz Yok muş!!!
DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız'ın soru önergesine cevap veren Bakan Şimşek, 'Türkiye'de adı konulmamış bir kriz var mı?' sorusuna karşılık, "Ekonomik kriz yok" mesajını verdi.
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, uygulanan sıkı para ve maliye politikalarıyla yapısal reformlar sayesinde 2002 yılından bugüne kadar risk primi ve enflasyon oranının azaldığını, faiz oranlarının ise düştüğünü bildirdi.
YTL cinsinden Hazine ıskontolu yıllık bileşik faiz oranının 2002 yılında yüzde 62.7 oranında gerçekleşirken 2008 yılı Mart ayı itibariyle söz konusu oranın yüzde 17.5'e gerilediğini ifade eden Şimşek, söz konusu dönemde reel faizlerde ise yaklaşık 20 puanlık düşüş sağlandığını kaydetti.
"Ekonomik istikrar sayesinde yatırımlar hızla artıyor"
Ekonomide sağlanan istikrar ve yatırımcının geleceğe yönelik olumlu bekleyişleri sayesinde özel yatırımların hızla arttığını ve 24 çeyrektir kesintisiz büyüyen ekonominin itici gücünü oluşturduğu dile getiren Şimşek, 2002-2007 döneminde reel gayri safi yurtiçi hasıla büyümesinin ortalama yüzde 6.7 oranında gerçekleşirken, söz konusu dönemde reel özel yatırım harcamalarının ortalama yüzde 18 oranında arttığını bildirdi.
Şimşek, 2002-2007 dönemi arasında 45 bin 74 şirket ve kooperatif kapanırken, buna karşılık 259 bin 477 yeni şirket ve kooperatifin kurulduğunu açıkladı. Dünya finansal piyasalarında zaman zaman hızlı ve ani hareketler gözlendiğini belirten Devlet Bakanı Şimşek, şunları kaydetti:
"Ekonomimiz artık kırılgan değil"
"Türkiye ekonomisi de artan dışa açıklık ve finansal entegrasyonun bir sonucu olarak diğer gelişmekte olan dışa açık ekonomiler gibi dünya finansal piyasalarındaki bu aşırı dalgalanmalardan etkilenmektedir. Asıl önemli olan bu etkinin geçici veya kalıcı olduğudur.
Birçok alanda uygulanan yapısal reformlar ve alınan ekonomik tedbirler sayesinde ekonomimizin kırılgan yapısı önemli ölçüde azalmış, ülkemiz çeşitli olumsuz şoklara karşı dayanıklı hale gelmiştir. Nitekim Türkiye ekonomisi yakın geçmişte de görüldüğü üzere dış piyasalarda meydana gelen önemli düzeydeki şokları asgari maliyetle ve oldukça kısa bir sürede atlatabilmeyi başarmıştır."
"Türkiye'nin makroekonomik temelleri sağlamdır"
Türkiye'nin geçmişte on yıllar boyunca yüksek enflasyon ve kronikleşen enflasyonla yaşamak durumunda kaldığını ifade eden Şimşek, ülkedeki enflasyon düzeyinin uzun yıllardan sonra ilk defa 2004 yılında tek haneli seviyelere gerilediğini ve o dönemden beri tek haneli seviyesini koruduğunu bildirdi.
Bakan Şimşek, enflasyonu düşürmeye yönelik çeşitli ekonomik tedbirler alındığını ancak gerek yüksek düzeyde seyreden petrol fiyatları gerekse son dönemlerde yaşanan ciddi kuraklık gibi ekonomik müdahaleler ile önlenmesi mümkün olmayan çeşitli dışsal şoklardan enflasyonun olumsuz yönde etkilendiğini vurguladı. "Türkiye'nin makroekonomik temelleri sağlamdır" diyen Şimşek, bankacılık sektörünün sermaye ve hizmet yapısının güçlü olduğunu, Merkez Bankası'nın rezervlerinin yüksek düzeyde olduğunu kaydetti. Bütçe ve borç stokunda Maastricht kriterlerinin yakalandığına dikkati çekti.
"Uluslararası rekabet gücü daha da artacak"
"Son yıllarda ekonomideki gelişmişlik artışımıza paralel olarak, makine-teçhizat, kimya ve otomotiv gibi sektörlerde katma değeri yüksek olan ürünlerin üretiminde artış gözlenmiş ve söz konusu ürünler ihracatımızda önemli boyutlara ulaşmıştır. Ancak bu ürünlerde başta petrol olmak üzere hammadde girdi ihtiyacının yüksek düzeyde olması ve bunların büyük ölçüde ithalatla temin edilebilmesi nedeniyle ithalat düzeyinin de artması kaçınılmaz olmuştur.
İstikrarlı ekonomik büyüme ve taviz vermeden devam eden yapısal reformlar sayesinde özel sektörümüzün verimliliği ve uluslararası rekabet gücü daha da artacak, bu sayede orta ve uzun vadede istihdam artışının sağlanması temin edilecektir." dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.