Ordu Devlet Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Yakup Ekmekçi, Türkiye'de 15 milyon insanın hipertansiyon hastası olduğunu söyledi.

  Ülke genelinde 40 bin diyaliz hastası bulunduğunu ve bunların büyük çoğunluğunun hipertansiyonlu olduğunu belirten Dr. Ekmekçi, her üç hipertansiyon hastasından birinin de böbrek hastası olduğunu ve olma tehlikesi altında bulunduğunu dile getirdi.

   Hipertansiyonu olan hastaların yüzde 90-95'inde bilinen bir hastalık belirlenemediğini belirten Ekmekçi, "Hipertansiyon kadınlarda daha fazla görülüyor. Erkeklerde yüzde 27.5 sıklıkta bulunurken kadınlarda bu oran yüzde 36'dır.

  Hipertansiyon hastası olup kan basıncı yeterli kontrol edilenlerin oranı sadece yüzde 21'dir. Bu da, 5 hipertansiften 4'ünde kan basıncı kontrolünün yeterli yapılmadığını göstermektedir.

  Hipertansiyon belirlenen kişilerde yapılan kan analizleri ile yüzde 27.4'ünde böbrek hasarının göstergesi olan 'mikroalbuminüri'nin varlığı saptanmıştır. Her 3 hipertansiften birinde böbrek hasarı saptanmasının altında yatan neden, hipertansiyonun geç fark edilmesi ve yeterince kontrol altında tutulmamasıdır.

  Bu veriler hipertansiyonun teşhis ve tedavisinin toplumsal düzlemde ele alınması gerektiğini açıkça göstermektedir. Sorunu tek tek bireylerin ötesinde görüp toplumsal bir yaklaşımla hipertansiyon ile mücadele edilmelidir. Bu girişimler sonucu sağlanacak bir kaç mmHg'lık düşüş bile birçok insanın hipertansiyonla ve hipertansiyona ilişkin sorunlarla tanışmamasına imkan sağlayacaktır" dedi.
    Hipertansiyonun tedavi edilmediği zaman kalp krizi, kalp büyümesi, kalp yetmezliği, böbrek hastalığı, gözde kanamalar, beyin kanaması, beyin damarlarında tıkanma, damar tıkanması gibi hastalıkların ön plana çıkacağını kaydeden Ekmekçi, ideal tansiyon ölçümünün 12/8 olduğunu, şeker ve böbrek hastalarının tansiyonlarının ise öncelikle 13/8 Hg miktarına düşürülmesinin hedeflenmesi gerektiğini vurguladı.

    Hipertansiyonun dizginlenebilmesi için yaşam düzeninde bir takım değişiklikler yapılması gerektiğini işaret eden Dr. Ekmekçi, "Öncelikle tuz alımının kısıtlanması, fazla kiloların atılması gerekir. Fiziksel aktivitelerin arttırılması, yani sık egzersiz yapılması, sigaranın terk edilmesi ve alkolün önlenmesi bunların arasındadır" diye konuştu.