Bu Gün Mayıs 7 si
Geçen Mayıs 7si resimleri için tıklayabilirsiniz....
http://www.ordukentgazetesi.com/image_gallery_detail.php?id=30ℑ=19
Yazar Orhan Öztürk'ün yazımına göre bu geleneğin tarihsel özeti şöyle:
Karadeniz Bölgesi'nde Mayıs Yedisi Geleneği (Yazar:Özhan Öztürk)
Çoluk çocuk binlerce insan, deniz kıyısında toplanmış, sesizce, kaval çalan müzisyenin kradis kanunu adı verilen ezgiye başlamasını bekliyordu. Kıyıda yere yatırılmış vaziyette biri kadın iki kişi, neşe içindeki insanlara umutsuzca bakıyor, boyunlarında biri kara diğeri ak incir çelenkler, ellerine yemeleri için tutuşturulmuş incir, peynir ve çöreklerle ölümü bekliyorlardı. Apollon rahibinin işaretiyle halkın elindeki taşlarla kurbanları öldürmesi kısa sürmedi. Kurbanların cesetleri yakıldı ve bereket getirmesi amacıyla etrafa saçıldı. Törenden sonra erkekler kolkola girerek bir daire oluşturdular ve dans eşliğinde şarkılar söylediler. En güzel şarkıyı söyleyen kişi Apollon’a bir tabure adama şerefine nail olacaktı.
2500 yıl önce Atina’da gerçekleşen en önemli festival de olan biteni kısaca böyle özetlemek mümkün. Festival Eski Yunanlıların ışık, güneş, kehanet, şifa, müzik ve sanat tanrısı Apollo’nun doğum günü olan Thargalia ayının yedinci günü gerçekleştiriliyordu. Attika takviminde ilkbaharın 2. ayı olan Thargalion günümüzde kullanılan Miladi takvimle kıyaslandığında Nisan ayının son birkaç gününün yanı sıra Mayıs ayına denk düşmekteydi. Kutlandığı ayın adını taşıyan bu festivali günümüz Türkçesiyle Mayıs Yedisi olarak adlandırmak çok da yanlış olmayacaktı.
Thargalia aslında bir tarım festivali olup, su ile arınma ve kefaret ödeme ritüellerini içermektedir. İnsanlar yılın ilk ürünlerini aldıkları zaman tanrıya şükrederek hasat zamanı salgın hastalık ya da kuraklık gibi bir felaket göndermemesi için gönlünü almaya çalışmaktadır. Hasat sonrası ise bu sefer tarım tanrıçası Demeter ile Dionysos onuruna Thalysia adlı bir başka şenlik düzenlenirdi. İlginç olan her iki şenliğinde Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yakın zamana dek gerçekleştirilen “ Mayıs Yedisi” ve “Litropi” şenliklerinin aynı döneme denk gelmesi ve benzer ritüeller içermesidir. Eski Yunan’da herhangi bir ayın 7. Günü düzenlenen tüm şenlikler Apollon onurunaydı ki bunların Thargalia dışındaki en ünlüleri Boedromia, Karniya ve Pyanopsia festivalleriydi.
Karadeniz Bölgesi’nde Mayıs Yedisi Geleneği
Mayıs Yedisi, Samsun ile Artvin[11] illeri arasında her yıl Mayıs ayının yedinci günü[12] denize yakın köylerde oturanların deniz kenarında önceden belirlenmiş bir bölgeye[13] iç bölgelerde oturanların ise suyunun şifalı olduğuna inanılan bir dere ya da göl kenarına sabah erken saatlerde giderek aile fertlerini hatta evcil hayvanlarını bile yıkaması, denize gidenlerin kayıkla gezerek yedi dalga aşması veya yedi dere ağzı geçmesi, suyun taşlanması, dilek tutulması, varsa ziyaret yerlerinin gezilmesi, toplu piknik ve müzik eşliğinde horonlar oynanılarak gerçekleştirilen festivalin adıdır. Osmanlı döneminde tüm köylerce toplu oalrak gerçekleştirilen bu adet günümüzde Karadeniz Sahil Yolu’nun yapımı, metropollere göç veren köylerin boşalması , Mayıs Yedisi inançlarının hurafe olarak görülmesi gibi faktörler yüzünden yerel belediye ve devlet desteği gördüğü birkaç bölge dışında unutulmak üzeredir.
En kapsamlı katılımın gerçekleştiği, devlet destekli etkinlik olan Giresun’da çevre köy ve kentlerden gelen kadınlı-erkekli binlerce insan, ilçe merkezinin 5 km uzağında bulunan Aksu ırmağının Karadeniz’e boşaldığı delta etrafından toplanmakta, kadınlar içlerinden bir dilek tutarak suya yedi çift bir tek taş atmaktadır. Tutulan dilekler çoğunlukla basık [15] çocukların çabuk büyümesi, bekar kız ve dul kadınların koca bulması, çocuğu olmayan anaların gebe kalması, çaresiz hastaların şifa bulması, ayrılanların kavuşması, aralarında soğukluk bulanan eşlerin barışması gibidir. Havanın açık olduğu bir güne rastlaması durumunda Giresun adası motorlara binilerek ziyaret edilir, kimileri ada üzerinde Aksu deresinden getirilen su ile tekrar el, yüz yıkanırken kimileri de adanın batısında bulunan ve Hamza Taşı adı verilen büyükçe bir kaya başında dua ederler. Çocukların suya sokulamasalar bile kucağa alınarak yedi kez dalgaların üzerinden geçirilmesi de yaygın bir uygulamadır[16].
Analiz
Mayıs yedisi günü gerçekleştirilen geleneksel etkinlikleri kabaca ayrıştırırsak:
1. Etkinlik Mayıs ayının 7. Günü gerçekleştirilmektedir
2. Kutsal ve şifa veren bazı özellikleri olduğuna inanılan ve atalar tarafından seçilmiş bir mevki (genellikle bir derenin denize karıştığı) ziyaret edilmektedir.
3. Eğlence öncesi ritüeller sabah erken saatlerde gerçekleştirilmektedir
4. Suya girilerek ya da su dökünülerek (insan, ev hatta eşya) arınma töreni gerçekleştirilmektedir.
5. Denize bir kayık vasıtasıyla açınılan yörelerde yedi dalga aşmak, yedi dere ağzı geçmek, sahilden denize yedi çift taş fırlatmak, yedi tas su dökünmek gibi “7” rakamını doğaüstü özellikler yakıştıran uygulamalar gerçekleştirilmektedir.
6. Ritüeller bitirildikten sonra mutlaka toplu yemek yenilmekte ve müzik eşliğinde horonlar oynanılmaktadır.
Yedi sayısının kutsallığı
Babillilerin gökte bulunan yedi yıldızın[17] çocuğu oldukları inanışı Ortadoğu üzerinden tüm eski dünyaya yayılmış (yedi kat yer, yedi kat gök, dünyanın yedi günde yaratılışı) 7 rakamının kutsallığı Fenike, Eski Yunan, Roma gibi uygarlıkların yanı sıra Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam inançları içerisine sızmıştır. En eski Hint efsanelerinden Yedi Bilgeler ile Gılgamış efsanesinde bahsi geçen Yedi Bilge efsanesi, Yedi Uyurlar (Ashab-ı Kehf) gibi Hristiyanlık ve İslam’da bahsi geçen ortak motifler rakamın kutsallığının tüm eski kültürlerde ki yaygınlığının işaretidir. Yunanca Yedinci gün “Hebdemos” doğum, ölüm, düğün gibi olayların yedinci günü yapılan törenleri tanımlamakta olup Anadolu’da “Yedilemek”[18] adıyla bilinmektedir.
Giresun Adası’nın kutsallığı
En eski Yunan destanlarından Altın Post’ta Argonotlar’ın Amazonların elinden kurtulduktan sonra adada tüylerini mızrak gibi atan kuşlarla karşılaştığı Giresun adası ad olanı “Arethias”ı adada savaş tanrısı Ares için yapılmış bir tapınaktan almaktaydı.[19] Anadolu’nun Hristiyanlaşmasının ardından adaya Sinoplu aziz St. Phokas için yapılmış bir manastır inşa edilmiştir. [20] Çok tanrılı dönem ve Hristiyanlığın ardından İslamlaşma bile adanın kutsallığını ve ziyaret yeri olma özelliğini değiştirmemiştir.
Litropi nedir?
Yöreden yöreye değişmekle birlikte 22 Haziran, 22 Temmuz hatta 15 Ağustos tarihlerine denk getirilen bir dönem olup, yaz mevsiminin en sıcak günü olan Litropi günü denize girmenin sağlık yararlı olduğuna fufudi, kapoçi ya da kapuçi adı verilen cilt yaralarının ve çeşitli hastalıklarının deniz suyu ile tedavi edilebileceğine inanılmaktadır. Tıpkı Mayıs Yedisinde olduğu gibi Litropi[21] zamanında özellikle kadınların elbiseleri ile denize girdiği, başladından aşağı taslarla deniz suyu döktükleri ve ev halkına yıkanmaları için su taşıdıkları bilinmektedir[22]. Az önce belirttiğim gibi ortak motifler içermesine karşın hasat öncesi arınma ve kefaret amaçlı dini bir tören olan Mayıs Yedisi’nin aksine Litropi hasattan hemen sonra gerçekleştirilen arınma ve şükran törenidir.
Şavuot, Pentekost ve Bikkurim
Şavuot (Haftalar) festivali İbrani takviminde Sivan ayının (Mayıs - Haziran) 6. gününe denk gelmekte olup, başlangıçta arpa hasatının ilk ürünleri için kutlanan bir şükran günüyken zamanla Yahudi hahamlar tarafından Yahudi halkına Sina dağından Tevrat'ın verildiği gün olarak değiştirilerek kutsallaştırılmıştır. Bu bayram, Hristiyanlık’a Pentekost [23] adıyla geçmiş Hz. İsa'nın ölüp, dirilip, göğe yükselişinden sonra, Kutsal Ruh'un Havarilerin üzerine çöktüğü gün olduğuna inanılmaya başlanmıştır.[24] Pentekost günü Aziz Petrus’un çağrısıyla üç bin kişi vaftiz olmuştur[25]. Tarihin ilk toplu vaftiz olayı Batı ve Doğu Kiliselerine bağlı Hristiyanlara ilham kaynağı olmuş ve pek çok ülkede gelenek haline gelmiştir. Dere ya da göl kenarlarında piknik yapılan Pentakost gününün ertesi gün (Pazartesi) pek çok Hristiyan ülkede tatil olarak kutlanmaktadır[26]. Pentekost günü Doğu ve Batı Kiliselerinin takvimlerinde Paskalya’dan 50 gün sonrasında kutlanmaktadır[27].
Şavuot aynı zamanda Bikkrum’in (ilk ürün) ilk günüdür[28]. Yahudilerin İsrail toprağında yetiştirdikleri 7 meyvenin[29] ilk ürünlerinin Kudüs Süleyman Tağınağı’nda Tanrı’ya sunulduğu Bikkurim günü tüm köylüler müzik eşliğinde eğlenilerek kutlanmaktaydı[30].
Alaturbi, Kolhoba, Deniz bayramı
Doğu Trabzon ve Rize’de Litropi olarak bilinen hasat sonrası şenliği, Batı Trabzon’da Alaturbi[31], Rize’nin doğu sahilinde yaşayan Laz halkı tarafından Kolhoba olarak adlandırılmakta, özelikle Gürcistan’ın Sarpi adlı Laz köyünde 19/20 Ağustos günü büyük coşku ve katılımla kutlanmaktadır[32]. Ege bölgesinde özellikle İzmir yarımadasında deniz bayramı adıyla 19 Ağustos tarihinde deniz kıyısında gerçekleştirilen eğlence de bir çeşit litropidir.[33]
Tartışma
Mayıs Yedisi Geleneği’nin “Beşikdüzü Kültür Sanat ve Deniz Festivali adıyla[34]” devlet desteğiyle kutlandığı Beşikdüzü ilçesi Belediyesi’nin web sitesinde gelenek şu şekilde tanımlanmış:
“…Trabzon'un batı sahillerinden Giresun'a kadar uzanan şeridinde yöre insanımızın herhangi bir organize olmaksızın gerçekleştirdiği "Mayıs Yedisi" şenliklerinin incelenmesi gereği ortaya çıktı. Bu şenliklerin kökeni Orta Asya'ya kadar uzanmakta idi. Yani bu şenliklerin 4000 yıllık bir tarihi vardı. Yöreye Anadolu'nun fethi sırasında yerleşen Çepni Türkleri bu geleneği günümüze kadar sürdürmüşlerdi…”[35]
Yöre kültürü üzerine yazıp çizen pek çok yazar benzeri bir geleneğin geçmişte uygulandığına dair sağlam bir kanıt sunmadan benzer iddiaları ısrarla tekrarlamaktadır. Öncelikle Mayıs Yedisi geleneği tüm Doğu Karadeniz Bölgesin’de gerçekleştirilen bir gelenek olup, sadece Giresun ve Trabzon’a özgü değildir. Divan-ı Lugat-ı Türk’de 24 Oğuz boyundan birisi olarak tanımlanan Çepniler ise Doğu Karadeniz bölgesinde, Trabzon ili Vakfıkebir ilçesi Ağasar deresi vadisinde, Giresun ili, Espiye, Eynesil ve Tirebolu ilçelerinin dağlık kesimlerinde, Gümüşhane’de Kürtün ve civarında yaşamakla birlikte Anadolu'nun neredeyse her yöresine dağılmıştır. Çepniler üzerine en kapsamlı çalışmalardan birisini yapan Sümer , Kastamonu, Bolu, Canik, Çorum, Sivas, Konya, Halep, Sivas (Mancınık, Gürün, Hekimhan), Diyarbakır, Adana (Sarıçam), Dulkadırlı, Yozgat, Çorum, Isparta, Akşehir, Ankara (Şereflikoçhisar), Sivas (Uluyörük), Kırşehir’de Çepni yerleşimlerinin varlığını belirlemiştir[36]. XIX. yüzyılın sonlarında Anadolu'da alan araştırması yapan Karl Humann, Alevi olan Tahtacıları da Çepni olarak nitelemiştir. Anadolu’nun her köşesine yayılmış bu halkın Doğu Karadeniz Bölgesi dışına yerleşen bölümünün Mayıs Yedisi’nden habersiz oluşu bu iddiayı çürütmektedir[37].
Yine 4.000 yıllık Orta Asya geçmişi olduğu iddia edilen bu geleneğin izlerine Dede Korkut Kitabı, Oğuzname, Divanü Lugati’t Türk gibi tarihi yazılı kayıtlarda rastlanılmamaktadır. Bu geleneğin Orta Asya’da yaşayan diğer halklarca uygulandığına dair deliller[38] de sunulamaktadır. Yöreye yerleşen Türkmenler bilakis pek çok kültürel ögeyi ödünçledikleri gibi Mayıs Yedisi geleneğini de gayet doğal olarak Anadolu’nun yerlilerinden öğrenmiştir[39].
Kültür Bakanlığı’nın web sitesinde[40] ise kaynağı belirtilmeyen ilginç bir anlatıya yer verilmiştir[41]:
“... Bu törenler ve eğlenceler aracılığı ile Hitit kültürünün zamanla Roma'ya geçtiği ve orada Bachüs şenliklerine esin kaynağı olduğu söylenir… Mayıs 7'si Amazonların Giresun Adasını terk edip yöre erkekleri ile bir araya geldikleri gündür. Kocalarının kendilerini aldatmalarına dayanamayan yöre kadınları Amazonları lanetler, denizi taşlar, Giresun Adasından gelen kötülükleri kovmaya çalışırlardı”
Bu iddia da daha başından hatalı kurgulanmıştır. Giresun adası’nın değil Amazon halkının yaşaması bir köy kurmak için bile oldukça ufak olmasını bir kenara bırakırsak, adada Amazonların yaşadığı hele ki Mayıs Yedisinde erkek seçimi adayı terk ettikleri hiçbir orjinal kaynakta yazılı değildir.
Sonuç
Doğu Karadeniz bölgesinde gerçekleştirilen Mayıs Yedisi festivali Ortadoğu kökenli bir hasat öncesi şükran ve adak törenidir. Suya girerek gerçekleştirilen arınma töreni ya da taş atarak gerçekleştirilen adakların temel amacı Tanrı’dan istenen bereketin ve tutulan dikleklerin gerçekleşmesinin karşılığını verebilmektir. Bölge kültürüne kabulünün Apollon kültü ile birlikte Helenistik Çağ’da gerçekleşmiş olma ihtimali yüksek olmakla birlikte tüm ilkel toplumlarda güneşe tapınma kültünün[42] bir sonucu olarak doğan diğer hasat şenlikleri gibi daha önceki çağlarda da uygulanmış olabilir. . Din adamlarınca Helenik gelenekte Apollon’un doğum günü, Yahudilikte Musa’ya On Emrin indiği gün, Hristiyanlıkta Kutsal Ruh'un Havarilerin üzerine çöktüğü gün olarak gösterilmesi geleneğin halk nezdinde kabul ve süreklilik gücünden yararlanmak istemelerinden kaynaklanmaktadır. Yöremizde ise İslami motifler ve yerel kültürümüzle sentezlenerek yaşatılmaktadır.