Tanrım
kurs için imkanı olmayanlara,
yıllardır bu hayali içinde büyüten çocuklara,
harçlıklarını hayalleri için öğretemeyen hocalara verenlere,
geçmişte başaramadığını
artık yaşlandığı için kendisi istese bile ellerinin başaramayacağını düşünen
sırf bu yüzden gitarı yıllardır bir kenarda duran
ve sevdasını hep bekletmek zorunda kalan,
ama yüreği bir çocuk gözleri kadar duygulu
ve bir evren kadar güzel olan yaşlılara,
müzisyen olmadan önce insan olanlara
ve önce insan olmak isteyenlere,
sevgi ve güzelliği sonraki nesillerde de görmek isteyen ana babalara,
başka çocukları kurtarmadan kendi çocuklarımızı kurtaramayacağını bilmeyenlere,
dengesizce koşan dünyanın inadına rüzgarı yüzünde hissedenlere,
güzelle yaşamak güzeli vermek isteyenlere,
paylaşmak ve sevgi için her zaman umut taşıyanlara,
yaşam akarken bir nehir gibi etrafına can verenlere,
yurt dışında yaşayıp vatanından birşeyler görmek ve öğrenmek isteyenlere
bu imkana sahip olmayan doğu bölgelerine,
büyük şehirlerde imkanı olupda hoca hoca gezenlere,
1-2 yıl kursa gidip nedense öğrenemeyenlere,
her yıl 50 bin öğrenciden kursu bırakan 45 bin öğrenciye
televizyonların hiperaktif beyin ve vucutlar olarak ürettiği zavallı çocuklarımıza,
şirketlerin egolu hızlarına alet olmuş saklı yüreklere,
evlerine hapsedilmiş kızların saklı dünyalarına,
tv lerdeki aptal sosyalliklerin etkisinden bir nebze kurtarabildiklerimize,
yeteneksizlik ve parasızlığın kendilerine engel olamayacağını düşünenlere
yıllardır bu hayali içinde büyüten çocuklara,
harçlıklarını hayalleri için öğretemeyen hocalara verenlere,
geçmişte başaramadığını
artık yaşlandığı için kendisi istese bile ellerinin başaramayacağını düşünen
sırf bu yüzden gitarı yıllardır bir kenarda duran
ve sevdasını hep bekletmek zorunda kalan,
ama yüreği bir çocuk gözleri kadar duygulu
ve bir evren kadar güzel olan yaşlılara,
müzisyen olmadan önce insan olanlara
ve önce insan olmak isteyenlere,
sevgi ve güzelliği sonraki nesillerde de görmek isteyen ana babalara,
başka çocukları kurtarmadan kendi çocuklarımızı kurtaramayacağını bilmeyenlere,
dengesizce koşan dünyanın inadına rüzgarı yüzünde hissedenlere,
güzelle yaşamak güzeli vermek isteyenlere,
paylaşmak ve sevgi için her zaman umut taşıyanlara,
yaşam akarken bir nehir gibi etrafına can verenlere,
yurt dışında yaşayıp vatanından birşeyler görmek ve öğrenmek isteyenlere
bu imkana sahip olmayan doğu bölgelerine,
büyük şehirlerde imkanı olupda hoca hoca gezenlere,
1-2 yıl kursa gidip nedense öğrenemeyenlere,
her yıl 50 bin öğrenciden kursu bırakan 45 bin öğrenciye
televizyonların hiperaktif beyin ve vucutlar olarak ürettiği zavallı çocuklarımıza,
şirketlerin egolu hızlarına alet olmuş saklı yüreklere,
evlerine hapsedilmiş kızların saklı dünyalarına,
tv lerdeki aptal sosyalliklerin etkisinden bir nebze kurtarabildiklerimize,
yeteneksizlik ve parasızlığın kendilerine engel olamayacağını düşünenlere
yanlış kavgalarda birbirini kırmak için kullanılmış küskün,
ve bugün bir ışık dahi yok diye iç geçiren suskun güzel yüreklere, eski tüfeklere
sevgi ve özverinin dünyevi bir aptallık değil tanrısal bir ödül olduğunu düşünenlere,
atatürk koymadı diye okullarda gitarı dışlayan eğitim sistemine,
çocukların paralarını hayallerini zamanlarını alıpda öğretemeyen öğretmenlere,
sosyal psikolojik deprem patlaması yaşayacak sonraki yüzyıllara,
binlerce yıl daha savaşacak ve asla paylaşmayı bilmeyecek nesillere,
binlerce yıldır yüreklerimize üstüste duvarlar ören
ama bu duvarların bir cam fanus kadar kırılgan olduğunu bildiğim
ve bu cam fanusunda bir delik açmak istediğim şeytana,
tanrının, havayı suyu güneşi emrimize bedava verdiğini görse de
sahip olduklarını başka insanlardan çöp gibi sakınan saklayan hatta kollayan körlere,
gecesini gündüzünü, paranın gücünü ve onurunu artırması için çalışanlara,
sahip olduklarıyla gözleri kapananlara,
ortak koşmanın, arabasını sevmek ve ilgilenmek olduğunu bilmeyenlere,
mezarlarını insanların yüreği yerine mermerden anıtlara yapanlara,
hizmet yalanlarıyla kendi cukkasını doldurma akıllılığına sahip ahmaklara,
tv lerdeki salak eğlenceleri müzik sanat diye
yapanlarıda sanatçı diye yutturanlara,
sınırların nerde kalkacağını bilmeyen ama
egolarını özgürlük diye sınırsızca yaşayan
ve kirli ruhlarını bir aidsli gibi her gördüğüne dokundurmak için koşan adilere
ve bugün bir ışık dahi yok diye iç geçiren suskun güzel yüreklere, eski tüfeklere
sevgi ve özverinin dünyevi bir aptallık değil tanrısal bir ödül olduğunu düşünenlere,
atatürk koymadı diye okullarda gitarı dışlayan eğitim sistemine,
çocukların paralarını hayallerini zamanlarını alıpda öğretemeyen öğretmenlere,
sosyal psikolojik deprem patlaması yaşayacak sonraki yüzyıllara,
binlerce yıl daha savaşacak ve asla paylaşmayı bilmeyecek nesillere,
binlerce yıldır yüreklerimize üstüste duvarlar ören
ama bu duvarların bir cam fanus kadar kırılgan olduğunu bildiğim
ve bu cam fanusunda bir delik açmak istediğim şeytana,
tanrının, havayı suyu güneşi emrimize bedava verdiğini görse de
sahip olduklarını başka insanlardan çöp gibi sakınan saklayan hatta kollayan körlere,
gecesini gündüzünü, paranın gücünü ve onurunu artırması için çalışanlara,
sahip olduklarıyla gözleri kapananlara,
ortak koşmanın, arabasını sevmek ve ilgilenmek olduğunu bilmeyenlere,
mezarlarını insanların yüreği yerine mermerden anıtlara yapanlara,
hizmet yalanlarıyla kendi cukkasını doldurma akıllılığına sahip ahmaklara,
tv lerdeki salak eğlenceleri müzik sanat diye
yapanlarıda sanatçı diye yutturanlara,
sınırların nerde kalkacağını bilmeyen ama
egolarını özgürlük diye sınırsızca yaşayan
ve kirli ruhlarını bir aidsli gibi her gördüğüne dokundurmak için koşan adilere
sömürmediği gitmediği nokta kalmamış
teknolojide ve çağdaşlıkta modernlikte üstünlüğü sağlamış
ama nedense insani eğitim modelini hala çözememiş batıya,
insanlığın ölümü için savaşan dünyanın kara şovalyelerine,
ve bizleri bütünden kopararak yokluğa, yanlızlığa iten
uzmanlığın ve profösyonelliğin parazit şarlatanlarına,
başkalarına vermeyi malı çalınmış sayan
sırf bu yüzden hiç durmadan dağ gibi biriktirip
diğer yandan 2 çocuk okutarak kendilerini kurtaracaklarını sananlara,
binlerce kişiden çalıp biriki kişiye sadaka verip dünyayı kurtaranlara,
büyük gölgelerinden bir türlü kurtulamadığımız küçük insanlara,
birkaç ülke gezip kendilerini modern ve özel sananlara,
müziği egoları bencillikleri ve aşağılık kompleksleri için kullananlara,
müziği özerklik, farklılık, üstünlük sayıp kendini üstün görenlere,
müziği insanlarla birleşmek yerine özel alanlara hapsedip
tek doğru müziğe kendisinin sahip olduğunu düşünenlere,
müziği en uzağa kim işer misali çiş yarışına girenlere,
taptıkları müzisyenlerin ne bok kişiliklere sahip olduklarını bilmeden kraldan daha kralcı olan salaklara,
elinde sadece çekiçle çivisi var diye çivi çakmanın en doğru iş olduğunu sanan
ve insanlar yapamayınca da onlara yeteneksiz olduğunu söyleyen
kendindeki suçu görmeyen yeteneksiz öğretmenlere,
iyi çalmanın iyi öğretmek olduğunu sananlara,
asıl eğitimin kişiliğini geliştirmek olduğunu bilmeyip
çocuklarını eğitimden eğitime koşturup geleceğini kurtaracaklarına inanlara,
teknolojide ve çağdaşlıkta modernlikte üstünlüğü sağlamış
ama nedense insani eğitim modelini hala çözememiş batıya,
insanlığın ölümü için savaşan dünyanın kara şovalyelerine,
ve bizleri bütünden kopararak yokluğa, yanlızlığa iten
uzmanlığın ve profösyonelliğin parazit şarlatanlarına,
başkalarına vermeyi malı çalınmış sayan
sırf bu yüzden hiç durmadan dağ gibi biriktirip
diğer yandan 2 çocuk okutarak kendilerini kurtaracaklarını sananlara,
binlerce kişiden çalıp biriki kişiye sadaka verip dünyayı kurtaranlara,
büyük gölgelerinden bir türlü kurtulamadığımız küçük insanlara,
birkaç ülke gezip kendilerini modern ve özel sananlara,
müziği egoları bencillikleri ve aşağılık kompleksleri için kullananlara,
müziği özerklik, farklılık, üstünlük sayıp kendini üstün görenlere,
müziği insanlarla birleşmek yerine özel alanlara hapsedip
tek doğru müziğe kendisinin sahip olduğunu düşünenlere,
müziği en uzağa kim işer misali çiş yarışına girenlere,
taptıkları müzisyenlerin ne bok kişiliklere sahip olduklarını bilmeden kraldan daha kralcı olan salaklara,
elinde sadece çekiçle çivisi var diye çivi çakmanın en doğru iş olduğunu sanan
ve insanlar yapamayınca da onlara yeteneksiz olduğunu söyleyen
kendindeki suçu görmeyen yeteneksiz öğretmenlere,
iyi çalmanın iyi öğretmek olduğunu sananlara,
asıl eğitimin kişiliğini geliştirmek olduğunu bilmeyip
çocuklarını eğitimden eğitime koşturup geleceğini kurtaracaklarına inanlara,
gitar çalamıyorum diye gitaristlerin hayatına girip
hem kendi hemde başkalarının hayatlarını mahveden dangalak kızlara :)
kızlara ulaşmak için gitarı kullanan ama sadece onlara zarar veren pisliklere :)
çok bilmeyi çok adam olmak sananlara,
ya ben yaparım ya da hiç kimse deyip engel olan ama yapmayıp yatanlara,
hayatını ona vermek pahasına tek becerisi oturduğu koltukları kaptırmamak olanlara,
kolaylaştırmak yerine zorlaştıranlara,
ne yaptığına değil kim olduğuna ya da olmadığına bakıp
desteklemek yerine önüne duvar olanlara,
yeni yaratıların ve güzelliklerin önünü kesip halkı soyanlara,
doğru söyleyeni ve yapanı dokuz köyden kovanlara cevabımdır.
allahım
öğrenen insanların huzurunda bana bu şansı verdiğin için sana teşekkür ederim.
hem kendi hemde başkalarının hayatlarını mahveden dangalak kızlara :)
kızlara ulaşmak için gitarı kullanan ama sadece onlara zarar veren pisliklere :)
çok bilmeyi çok adam olmak sananlara,
ya ben yaparım ya da hiç kimse deyip engel olan ama yapmayıp yatanlara,
hayatını ona vermek pahasına tek becerisi oturduğu koltukları kaptırmamak olanlara,
kolaylaştırmak yerine zorlaştıranlara,
ne yaptığına değil kim olduğuna ya da olmadığına bakıp
desteklemek yerine önüne duvar olanlara,
yeni yaratıların ve güzelliklerin önünü kesip halkı soyanlara,
doğru söyleyeni ve yapanı dokuz köyden kovanlara cevabımdır.
allahım
öğrenen insanların huzurunda bana bu şansı verdiğin için sana teşekkür ederim.