"Ordu'da Turizm" Semineri
Fındık Tanıtım Grubunun oluşturduğu Karadeniz Gelişim Akademisi tarafından düzenlenen Türkiye"nin Turizm Vizyonu, Ordu"da Turizm konulu seminer, Grand TESK Hotel"de yapıldı.
TOBB Üniversitesi Öğretim Üyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı eski Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Ali ALP"in konuşmacı olarak katıldığı seminere, Vali Orhan DÜZGÜN, Ordu Belediye Başkanı Seyit TORUN, İl Genel Meclisi Başkanı Engin TEKİNTAŞ, Fındık Tanıtım Grubu Başkanı Dursun GÜRSOY, İl Kültür ve Turizm Müdürü Erkan GÜLDEREN, Sanayi ve Ticaret Müdürü Hayri CANİK, Ordu Ziraat Odası Başkanı Necat AVCI, Ordu Kent Konseyi Başkanı Dt. Ahmet ANGIN, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, işadamları ile çok sayıda dinleyici katıldı.
Seminere başlamadan önce davetlilere, Fındık Tanıtım Grubunca hazırlanan ve fındığın tanıtımına yönelik slayt gösterisinde bulunuldu.
Seminerin açılışında bir konuşma yapan Ordu Belediye Başkanı Seyit TORUN, turizmle ilgili yapılan toplantıların, seminerlerin önemine değinerek, Fındık Tanıtım Grubu Ordu"nun sorunlarına duyarlılık gösterip, her konuda açılımda bulunması, katkı sunması sevindiricidir. Ben de Ordu"nun geleceğinin turizmde olduğuna inananlardan birisiyim. Bu tür toplantıların, seminerlerin, panellerin faydalı olduğu düşüncesindeyim. Bunların çoğalmasını diliyorum. Ancak, burada konuşulanların burada kalmamasını ve hayata geçirilmesini temenni ediyorum. Turizm konusunda hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız. Ancak bu şekilde gelişebilir, bu şekilde kalkınabiliriz dedi.
Vali Orhan DÜZGÜN de seminerin başlangıcında yaptığı konuşmada şunları kaydetti: Bugün Ordu"da turizm ile ilgili yeni bir toplantıda, yeni bir konferansta daha birlikteyiz. Bazı arkadaşlarımızın aklında şöyle bir sual oluşabilir. Bunları hep konuşuyoruz diye. Çünkü, benim geldiğimden beri 3 ay oldu. Turizm ile ilgili daha önce birkaç toplantıya, konferansa katıldık. Artık bunları konuşmaktan öte icraata geçme zamanı gelmedi mi diye düşünülebilir. Ama bir konuda bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmak, fikir sahibi olmadan da icraata geçmek mümkün değil. Bir bilincin, bir değerin oluşması açısından ben bu konferansların hep faydalı olduğuna inanıyorum. Bu konferanslarla beraber neler yapılabilir, neler yapılamaz. Yapılması için ne gibi kurumları, ne gibi kişilerin, devletin ve özel kuruluşların üzerine ne gibi sorumluluklar düşüyor. Bu konferanslarda tartışıldı. Bunların, bu konferanslarda sizlerle paylaşıldığını görmek, bir sonuca ulaştığını görmek mümkün olabiliyor. İnşallah bundan sonra artık bu konferanslarla beraber Ordu"da bir takım uygulamalara geçilebileceğine, turizm konusunda belli atılımların, belli yatırımların yapılacağına ben inanıyorum. Çünkü, Karadeniz ve özelinde Ordu, çok iyi bir turizm potansiyeline sahip. Bunu daha önce fındık tanıtım gurubunun yaklaşık 1,5 ay önceki konferansında, konferansa katılanların taleplerinden gündeme getirdikleri konulardan da Ordu"nun geleceğinin turizmde olduğunu pek kişi paylaştı ve bu konuda fikir birliğine ulaşıldı. Fındık tanıtım grubunun da geleceği turizmde görerek turizm konulu bir konferansı düzenlemesi de bunun doğru olduğunu gösteriyor. Turizm denilince bütün sektörlerin, birimlerin bu saha içerisinde yer alabileceği bir konu. Çünkü, turizm denilince sadece turist, otel değil, fındıktan hayvancılığa kadar bütün sektörleri besleyecek ve destek verebilecek olan bir sektördür. Ben fındık tanıtım grubunun, Karadeniz Gelişim Akademisin bu konferansının son derece yerinde olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bu konferansı daha önce beraber çalıştığımız halen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Üniversitesinde Öğretim Üyesi olan eski Müsteşar Yardımcımız Ali ALP"in verecek olması benim için daha bir gurur verici, kıvanç verici. Bu vesile ile Sayın Ali ALP"i Ordu"da misafir etmekten büyük gurur duyuyoruz. Daha önce yine Kültür ve Turizm Bakanlığımız ve Valiliğimizce ortaklaşa gerçekleştirilen Turizm Geliştirme Çalıştay"ında da Ordu"da neler yapılabileceği ve neler yapılamayacağı konusunda, çok yeni fikirler oluştu. Bunların bir kısmı tamamen gündemimizde olan konular değil. Onun için bu konferansların geleceği aramak bakımından, Ordu"nun geleceğini planlamak bakımından ben son derece faydalı olduğunu düşünüyorum. Konferansta da iyi bir katılım olduğunu düşünüyorum. Sizlerde gerçekten iyi bir ilgi göstermişsiniz. Konferansın düzenlenmesinde katkılarından dolayı Fındık Tanıtım Grubu Karadeniz Gelişim Akademisin de teşekkür ediyorum
Konuşmaların ardından, TOBB Üniversitesi Öğretim Üyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı eski Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Ali ALP, Türkiye"nin Turizm Vizyonu, Ordu"da Turizm konulu seminer söyleşisinde bulundu.
Prof. Dr. Ali ALP, Türkiye'nin turizm vizyonu ve Ordu'da turizm konularında açıklamalarda bulundu. Turizm konusunu esprili bir dille ve örnekler vererek anlatan Prof. Dr. Ali ALP, salondakiler tarafından dikkatle dinlendi. Türkiye'nin turizmi 1980'li yıllarda öğrenmeye başladığını ifade eden Prof. Dr. Ali ALP, "Bu yıllarda Türkiye'de yılda 1 milyon 200 bin turist ve 60 bin konaklama tesisi varken bu sayı 2009 sonu itibarıyla 26 milyon turist civarlarına kadar geldi. Turizm Türkiye'de artık 60 bin yatak kapasitesinden 1 milyon yatak kapasitesine ulaşmış, 20 milyar dolar gelir getiren sektör oldu. Türkiye son 25 yılda böyle bir manzaradan dünyada ilk 10'a girebilen bir turizm merkezi oldu" dedi.
Bütün gelişmelere rağmen halen potansiyelin yeteri kadar kullanılmadığını ifade eden Prof. Dr. ALP, "25 yılda böylesi bir tablodan doğrudan ve dolaylı olarak 2.5 milyon insanın ekmek yediği sektöre gelinmesi kolay değil. Ancak bu göstergeler potansiyelin tam anlamıyla kullanıldığını göstermiyor. Bunun için farklılıkların ortaya konulması gerekiyor. Türkiye'de turizm denilince akla deniz, kum ve yabancı dil konuşan insanlar geliyor. Turizmde ilk yapılması gereken, o bölgeye en yakın yerden insanların gelmesini sağlamaktır. Ordu'ya Trabzon'dan Samsun'dan, Rize'den birini getiremiyorsanız, elin yabancısı uçağa atlayıp buraya gelmez. Neyi görmeye gelecek, burada nasıl zaman geçirecek? Edirneli bana, 'Burası Osmanlı kültür mirasının en zengin olduğu ilk 3 ilden biri' diyor. 'Neden buraya turist gelmiyor?' diye soruyor. Hemen yanı başında 2 saatlik yolda 13-15 milyon insanın yaşadığı İstanbul bulunuyor. Bu potansiyeli kullanamıyorsan yabancı neden gelsin? Otel yok, restoran yok. Zenginlikleri ortaya çıkarak çalışma yok. Oraya neden gelsinler?" diye konuştu.
Türkiye'de tüm sektörlerde olduğu gibi turizmde de geçiştirme kültürünün oluştuğunu, özellikle son 50-60 yılda mimarı açıdan hiçbir şeyin yapılmadığını ifade eden Prof. Dr. ALP, "Son 4-5 yıldır Karadeniz Bölgesi'nde birinci kalkınmanın turizmle olabileceği söyleniyor. Çok geziyorum, her yerde gözlemlerde bulunuyorum. 'Oranın turizmle ne alakası var?' dediğiniz yerdekiler de bunu söylüyor. Dünyanın her yerinde yayla var, dere var, deniz var, bu tür güzellikler var. Kendimizi kandırmaya gerek yok. Zenginlikleri, potansiyeli farklı hale getirmeden başarılı olunması mümkün değil. Karadeniz Bölgesi'ne bakıyorum, son 60 yılda Allah'ın yaptığı her şey güzel, insanların yaptığı her şey çirkin. Son 60 yılda mimari güzelliklerden uzak geçiştirme kültürüyle bir şeyler yapılmış. 1925-1930'lu tarihlerde Ordu resimlerine bakıyorum. Mimari açından daha güzel, insanı mutlu eden bir şehir var. Şimdi Ordu'da yürüyenler mutlu olurlar mı? İnsan Sultan Ahmet Camii'nin, Ayasofya'nın önünde o muhteşem mimarı karşısında tükürmekten vazgeçerken bu sokaklarda hem de sigarayı içip yere atar hem de cebinde ne varsa yere atar. Çünkü zaten kirli, ek bir kirlilik oluşturmaz. Bakıyorsunuz her şey geçiştirilerek yapılıyor. İnsanlar sabah kalktığında tıraş olmuyor, dişlerini fırçalamıyor, hep işini yarına bırakıyor, hep geçiştiriyor. Ayder Yaylası'na gidenler bilir. Dere üzerinde iki köprü var. Biri yaklaşık 150 yıllık, diğeri belki de 2 yıl önce kurulmuş. İkisi de yan yana görülüyor. Bunu gören turist, 'Bunu yapanlar aynı toplumun insanları değil, biz nasıl bir yere geldik?' der. Hep geçiştiriyoruz. Bu şekilde yapılan işlerle, geçiştirmelerle pazarlama şansımız ortadan kalkıyor" şeklinde konuştu.