ENİS AYAR...
http://yucel-tanyeri.blogspot.com/2011/07/enis-ayar.html
Her mahallenin bir delisi vardır.
Her kentin de…
Enis Ayar’dır.
Deli’si de, tutkunu da.
İçten sevdalısı da.
Ordu’nun…
İlk kez.
90’lı yıllarda tanımıştım.
Enis Ayar’ı.
Ordu’ya gittiğimde…
Bir minik restoran işletiyordu.
“Ayışığı” ismiyle.
Sahilde.
Kıyının hemen yanı başında…
“Dalgalar giremez” yazan.
Camlarında.
Ve “Aile yerimiz yoktur” yazan.
Kapısında…
Güzel bir aile ortamıydı.
Ayışığı.
İçten, samimi ve neşeli.
Balığı, içkileri ve mezeleriyle ünlü…
Sonra yeniden çıktı karşıma.
Uçuk ve çılgın bir projeyle.
Bir merdiven düşlüyordu.
Sahilden Boztepe’ye…
Yolu çok bozuktu.
Herkes gidemiyordu Boztepe’ye.
O ise kafasında kurguluyordu.
Oraya çıkarmayı halkı merdivenle…
Ama Ordu’lular gidebiliyor günümüzde.
Ordu’yu 500 m. yüksekten seyretmeye.
Artık Boztepe’ye.
Çağdaş teleferiklerle…
Sonra kafayı taktı vosvos’lara.
Amacı çıkartmaktı yüzlerce Volkswagen’i.
Ordu’nun dağlarına, obalarına, köylerine.
Düzenleyeceği “yayla konserleri”yle bu şenliklerde…
Enis Ayar bu şenliği 11 kez yaptı.
Her defasında birçok zorluklarla karşılaştı.
Yılmadı, çok çalıştı, çok çabaladı.
Ordu’yu Vosvos’larla Türkiye’ye tanıttı…
Kimsenin bilmediği, tanımadığı.
Yason burnunu ele aldı.
Argonot efsanesini tanıttı.
Ve de buradaki antik kiliseyi onarttı…
Karadeniz sahil yolu yapılacaktı.
Ordu sahili doldurulacaktı.
Enis Ayar Ordu’luları ayaklandırdı.
Onları oturtup yolu trafiğe kapattı…
Bugün içinden otoyol geçmeyen.
Tek kent’tir Ordu.
Halkın yaptığı eylemle.
Tüm Karadeniz sahilinde…
Bu uğurda yayan yürüdü.
İstanbul’dan Ordu’ya kadar.
Tümü Karadeniz sahilinden.
Toplamda fazla 1000 km.’ den…
Eleştirdi tüm inancıyla.
Kent’indeki çirkin yapılanmayı.
MÖ ve MS (Mimardan Önce-Mimardan Sonra) panosuyla.
Uluslararası Yapı ve Mimarlık Fuarı’nda…
“Hiçbir zaman teslim etmeyeceğim” dedi.
“Şehrimi, Palmiye diken zihniyete...”.
1999 yılında ÖDP’den girdi yerel seçimlere.
Kazanamadı ama devam ediyor hala inançla mücadelesine…
Uzun boylu, yakışıklı bir adamdı
Gençliğinde...
Enis Ayar’ın yaşı.
Yetmiş’lerde şimdilerde…
Günümüzde ak saçlı.
Beyaz sakallı,
İhtiyar ama halâ.
Dinamik, dimdik bir delikanlı…
Toplum Polisi olarak görevdeydi
İstanbul’da gençliğinde.
Hukuk Fakültesi öğrencisi iken.
1968’lerde…
Lisanslı fotomodellerindendir Vitali Hakko’nun.
1976’da buranın mankenlik kursundan mezun…
İlk reklâm filmlerinde oynamıştır.
Vakko’nun…
Bir röportajında.
“Niye polisliği bıraktınız” sorusuna.
Yanıt vermişti içtenlikle.
“Silâh çok ağır gelmişti” diye…
O, bir kaç iyi adamdan biri.
Sevgisiyle ve duyarlığıyla doğaya.
Eşi’nin tanımlamasıyla.
Ait olmayan bu coğrafyaya…
Yaşam mücadelesi getirildi dile.
2010 senesinde.
“Ordu’da bir Argonot” adlı bir belgeselle.
Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde…
Bence her kentin ihtiyacı var.
Enis Ayar gibi bir deli'ye.
“Atın iyisine doru, yiğidin yüreklisine deli”.
Derler çünkü bu yörede…
Enis Ayar Fotoğrafları:
http://picasaweb.google.com/tanyeri/EnisAyar#5634011175801562338
“Ordu’da Bir Argonot Belgeseli”nin fragmanı:
http://www.youtube.com/watch?v=AYlxoHKu36I
.