Fındıkta devrim değil, ihanet kararları açıklandı
Yavuz Semerci
Fındık devrimiymiş! Bizim arkadaşlar Gazete Habertürk"te dün inci gibi dizilen bakanların açıklamasını bu başlıkla duyurmuş
Fındığın makus talihi değişecekmiş, yıllardır bütçe kaynaklarını israf edilmesine yol açan fındık politikası artık çöpe atılacakmış.
Fındık dikim alanı 642 bin hektardan 406 bin hektara inecekmiş. Devrimin ilk adımına bakar mısınız
Arkadaşlar, dünya fındık tüketimi her yıl büyürken, Türkiye"nin ekim alanlarının 20 yıl önceki seviyeye indirilmesine çalışılması devrim değil, ihanettir
2004 yılından beri her yıl ortalama 1.5 milyar dolarlık fındık ihraç ediyoruz. 2005-2006 sezonunda ihracat rakamı 2 milyar dolara çıktı. Devletin Hazine kaynaklarından yaptığı alımlar da boşa gitmez. Hiçbir zaman gitmez. Hatırlayın, birkaç yıl önce depolarda bekleyen 2001 mahsulü ve neredeyse çürümüş fındık bile satıldı.
Fındıktan gelen dövizin yüzde 100"ü katma değerdir. Dünya tüketiminin yüzde 70"ini gerçekleştiren bir ülkede, fındık üretim alanını daraltmak da imkansızdır, ayrıca. Fındık üretiminin yüzde 90"ı Akçakoca, Giresun, Ordu ve Trabzon"da gerçekleşir. Ne teşvik verirseniz verin üretim miktarını düşürecek bir ekim alanı daralmasına gidemezsiniz. Ayrıca fındığı söken, pişman olduğunda yeni dikim yapsa bile 10 yıldan önce ürün alamaz. Ne yapacak devlet 10 yıl destek mi verecek? Bu desteğin Hazine"ye yaptıracağı kaynak israfını kim konuşuyor? Tarlandaki döviz getiren ürünü sök, katma değeri olmayan, döviz girdisi sağlamayan ürün ek. Ben de açıktan sana para vereyim.
Devrim bu öyle mi?
***
TMO"nun elinde 550 bin ton (yaklaşık 210 bin ton iç fındık eder) mal varmış. Devlete maliyeti 1 milyar TL imiş. Bundan sonra TMO alım yapmayacakmış.
Bu kararı devrim diye alkışlayanların aklından zoru olmalı. Fındık dediğiniz üründe bir yıl var, bir yıl yok yılıdır. Var yıllarında elinde mal birikir, yokluk yılında satılır. Şimdi yokluk yılındayız. TMO elindeki malı birkaç yıl içinde maliyetinin birkaç katına satabilecek durumdadır.
Ama dert başka!
Amaçları her yıl olduğu gibi fındık fiyatlarını düşürecek nitelikte açıklamalar yapmak, üreticiyi panikletmek, malı ucuza kapatacak tüccarın eline düşürmektir. Bu oyun hiç bitmez.
Çünkü, Türkiye"de fındık ihracatçısı yoktur. Fındık ihracatçısının kim olacağını Avrupa"daki 4-5 firma belirler. Birisi de Türk fındığının neredeyse yüzde 40"ını satın alan Ferrero"dur.
Bu tip firmalardan kaparo alan Türk ihracatçıları, müstemleke memleketlerinin tüccarlarına benzer. Bunlara alivreci denir! Büyük ihracatçı, fındığın kental"inin (100 kilo iç fındık) kaça olacağı konusunda Ferrero gibi firmalarla anlaşır. Ve ardından başlar yalanlarla insanları kandırmaya, piyasayı karıştırmaya. Fiyatların Avrupalı tüccar ile anlaştığı seviyenin altına inmesi için lobi yapar: Aman fındık fiyatı artar ise mal üreticinin elinde kalırmış, çikolata üreticileri fındık kullanmaktan vazgeçermiş...
2005 yılında da bu yaygarayı yaptılar. Basın ilk kez bunlara destek vermedi. Üretici ayağa kalktı. Ne oldu? İç fındığın kilosu 8 dolara çıktı.
Türkiye 200 bin ton iç fındık sattı ve 2 milyar dolara yakın gelir elde etti. Sonra bolluk yılı geldi. Fiyat 5 dolarlara indi. Şimdi yokluk yılı. Fındığın kilosu 10 dolara giderken, hükümet devrimini (!) açıkladı. Amaç alivrecilerin 5 dolar üzerinden yaptıkları anlaşmaya uygun bir fiyat oluşması.
Fındıkta devrim, Ankara"da alivrecilerle iç içe yaşayan hükümetlerce yapılamaz. Üreticileriyle konuşmayan, onların görüşlerini almayan siyasi iktidarlar devrimlere değil ancak skandallara imza atar.
Fındıkta devrim değil karşı devrim yaşanıyor!
Fındık konusundaki yazıma gelen tepkiler ilginç. Kaleminden kan damlamışdiyenler bile çıktı. İsterseniz gelin konuyu tekrar ve soğukkanlı değerlendirelim.
Önce soğukkanlılığımı yitirmeme müsaade edin: Hükümetin aldığı karar (ne kadar farkındalar bilemiyorum) fındık üreticilerine karşı, yabancı şirketlerin ve Türkiye"de yerleşik (kendilerine fındık ihracatçısı derler) firmaların karşı devrimidir!
Şehir dışında olduğum için sayfaya tablonun anlaşılır yansıyıp yansımadığını bilemiyorum. Yine de üzerinden gidelim.
1) Türkiye"nin yıllık fındık ihracatı miktar ve döviz cinsi olarak tabloda yer alıyor. 1980 ile 1990 arasında Türkiye toplam 1 milyon 247 bin ton iç fındık ihraç etmiş. Karşılığında da 3 milyar 585 milyon dolar gelir elde etmiş. Türkiye bu dönemde fındığın kilosunu Avrupalı alıcılara 2.8 dolara satmış.
2) 1990 ile 2000 arasında Türkiye"de hem ekim sahaları hem de bir önceki 10 yıla göre fındık ihracatı artmış. Bu süre içinde 1 milyon 958 bin ton fındık ihraç edip, 6 milyar 688 milyon dolar döviz girdisi elde edilmiş. Ve iç fındığın kilosu 3.4 dolara satılmış.
3) 2000"li yılların başına gelindiğinde fiyatların aşırı yükseldiğine dair Türk (demeye utandığım çok oluyor) fındık ihracatçıların yoğun lobisi başladı. Onlara göre böyle giderse çikolata üreticileri fındık yerine badem kullanmaya başlayacak, pazar ABD"li badem üreticilerine kalacaktı.
Hükümetler düzeyindeki lobide başarılı oldular. Basın uyutuldu. Üreticilere yönelik teşvikler kaldırıldı. Tam tersi kriz nedeniyle yeniden yapılandırma planlarıyla fındık kendi haline bırakıldı. Ne mi oldu? 4 yılda, fındığın kilosu tekrar 2.9 dolara geriledi. Bu süre içinde 939 bin ton fındık sattık, karşılığında 2 milyar 781 milyon dolar gelir elde edildi.
4) 2004-2005 yılında fındık üreticilerine, Sabah Gazetesi olarak (Turgay Ciner dönemi) inanılmaz destek verdik. Kampanyalar yaptık. Fındık ihracatçısı kimliği ile dolaşanların yabancı alıcıların (toplasanız sayısı iki elin parmağını geçmez) temsilcisi olarak fiyatları nasıl düşürmeye çalıştığını anlattık. Herkes fındığına sahip çıktı. Aynı hükümet bu kez TMO"yu devreye soktu. Panik havası bu kez esemedi. Ne mi oldu? O tarihten bu yana toplam 937 bin ton fındık sattık. Ve karşılığında 6 milyar 622 milyon dolar döviz geliri elde edildi. Ve fındığın kilosu ortalama 7 dolara satılmaya başladı.
İşte birilerini rahatsız eden de son beş yılda fındık fiyatlarında yaşanan fiyat devrimidir.
Türkiye son 20 yılda, fındıktan elde ettiği dövizin neredeyse tamamını son beş yılda yapmaya başladı. Ve üstelik fındık satışı düşmüyor artıyor.
Yani rahatsızlık duyulan şey, fındık ekim alanlarının artması değildir. Fındık fiyatlarının yüksekliğidir. Bu nedenle açıklanan kararlar devrim değil, fiyatları aşağıya indirmek için düzenlenen karşı devrimdir!
******
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi dün bir açıklama yaparak yeni uygulamayı şöyle övmüş:
Bu düzenleme ile ihracatçılarım önlerini görebilecek ve uluslararası piyasalarda daha rekabet edebilecek. Ülkemizin kıt kaynakları popülist politikalara heba edilmeyecektir. Fındık meselesinde üreticinin, tüketicinin, ihracatçının ve devletin kayıp ettiği sistemden vazgeçilmiştir. Fındık arzındaki artışın önüne geçilmiştir. Yeni düzenleme ile fındığın fiyatı piyasaya bırakılıyor. Bu durum kısa vadeli aleyhimize gözükse de orta vadede gerek miktar gerekse fiyat bazında ihracatımızı artıracak etki yapacaktır.
İnsan bu açıklamaya gülsün mü ağlasın mı? Büyükekşi"nin dünyadan haberi yok. Son beş yıldır kaybeden tek kesim vardır: Yabancı alıcılar ve Büyükekşi"nin yönettiği kurumda fındık ihracatçısı olarak dolaşanlardır. Türkiye iç fındığın ihraç fiyatını kilo başına 10 dolara çıkaracak bir trend yakalamışken, kendi eliyle fiyatları beş yıl öncesine döndürmeye çalışıyor.
Yurtdışında Türk ihraç ürünleri tanıtmak için devlet desteği arayan ve bunun için Ankara"da bilmem kaç takla atan, ülkenin dört bir yanında üreticiler için çeşitli muafiyetler arayan TİM, konu fındık olunca, Serbest piyasa kuralları çalışsın, fiyatları piyasa belirlesin diye dikleniyor.
***
Fındıkta devlet kaynakları çar-çur ediliyor diyenlere birkaç sorum var.
Türkiye"de arz fazlası fındık ne kadardır? Birisi anlatabilir mi? Son 30 yılda Türkiye"de arz fazlası ne kadardır? Bilen anlatsın. Size söyleyeyim: Toplamda yüzde 10"u geçmez! Hemen stoklardaki fındığın miktarını söylemeyin. Bir yıl iki yıl stok yaparsınız ve bir gün yok yılı gelir. O dönemde de stokları eritirsiniz. Nitekim yıllar bazında baktığınızda bu işten devlet hiçbir zaman zararlı çıkmaz.
Asıl israf nedir biliyor musunuz? Fındığın fiyatını düşürecek politikalar uygulayıp, üreticiyi desteklemektir. Fındığı desteklemek, üreticiyi desteklemektir. Üreticiyi doğrudan desteklemek, fındık tüccarını ve Avrupalı çikolata üreticilerini desteklemektir! Karar hükümetin elbet
Yazının tamamı için aşağıdaki linki tıklayınız
http://www.gazeteport.com.tr/YAZARLAR/NEWS/GP_500842
Fındakta yıllara göre miktar ve gelir dengesini görmek için linke tıklayınız