İŞTE RAKAM RAKAM ÇÖKÜŞÜN BELGESİ
Zira; 1914’lere gelindiğinde Anadolu’daki yabancı sermaye oranı % 89 iken yerli sermayenin oranı sadece %11’de kalır. Yine, zengin yer altı madenlerimizin % 94’ü yabancılara devir edilir. Madenlerdeki yerli sermaye 428 milyon kuruş iken, yabancı sermaye 5.876,70 milyon kuruştur. Mustafa Kemal döneminde tekrar % 100’üne sahip olduğumuz yer altı ve yerüstü kaynaklarımız; bu gün baktığımızda adım adım yine yabancıların eline geçerek neredeyse % 90’ı elimizden çıkmış ve dolayısıyla tekrar 160 yıl öncesine dönülmüştür.
1-Orman kaynaklarımızın yangın, yanlış kesim, kuraklık ve yerleşim alanı açılması gibi nedenlerle ¼’üne yakını yaklaşık 20.763.247 ha alanı tahrip edilerek yok edilmiştir.
2-Denizlerimiz, akarsu, göl ve yer altı su kaynaklarımız; bilinçsiz kullanma, kum, turba gibi madenlerin çıkarılması, su yataklarının değiştirilmesi ve plansız artezyen kuyusu, zehirli atık gibi nedenler ve kuraklık gibi doğal afetler nedeniyle kurutulmuş, ekolojik dengeleri bozulmuş ve yok edilmiştir. 200’ün üzerindeki sulak alanımızın 236.538 ha’lık kısmı kurutulmuştur. Bunun sonucunda su ürünlerimiz ve kuş zenginliğimiz de yok olmuş, tatlı su kaynaklarımızın kaybına neden olunmuştur.
3-Topraklarımız; erozyon, çölleşme ve yabancılara satış gibi nedenlerle kaybedilmiştir. Yabancılara toplam 4.420.272 m2 toprağımız satılmıştır. Özellikle sahil şehirlerimizdeki topraklarımız ile bina, arsa, villa gibi değerlerimiz yabancıların eline geçmiştir. Tarım alanlarımız, kente göç, yeni yerleşim alanları açılması ve ilkel tarım nedeniyle yok edilmiş, sulu tarıma geçilemediğinden ve yeni tarım alanları üretilemediğinden kuru tarımla yüksek maliyet ve düşük kaliteli ürünle rekabet gücümüz yok edilerek tarım ürünlerinde de dışa bağımlı hale getirilmişiz.
4-Hayvancılığımız Et ve Balık Kurumunun kapatılmasından sonra tamamen yok edilerek dışa bağımlı hale gelmiş, hayvan kaçakçılığının önü açılmıştır.
5-Enerji kaynaklarımız tamamen dışa bağımlı hale getirilmiş, ucuz ve düşük maliyetli hidroelektrik santrallerimiz düşük kapasiteli çalıştırılarak yabancı kaynaklı doğalgaza bağımlı hale getirilmişiz. Alternatif enerji kaynakları, kömür, rüzgar, güneş enerjisi gibi kaynaklar özendirilmemiştir. Bu gün doğal gaza bağımlılığımız % 72’yi geçmiştir. Elektrik enerjisindeki kayıp ve kaçaklar toplam üretimin % 22-30 arasında değişmektedir. Bazı illerde bu oran % 80’i (Şırnak) bulmaktadır.
6-Altın, bakır, demir, bor, trona, kurşun, gümüş, çinko gibi maden kaynaklarımızın neredeyse tamamına yakını yabancıların eline geçmiştir. Yabancı şirketlere toplam 685 arama ruhsatı, 206 adet ön işletme hakkı, 82 işletme hakkı olmak üzere toplam 973 adet ruhsat verilmiş ve sadece 11 çokuluslu şirkete toplam 97.300 km2 maden alanı verilmiştir. Bu gün itibariyle yabancıların kontrol ve işletme hakkı verilen toprak parçamız 100.000 km2’yi geçmiştir. Bu yabancı şirketler sadece maden aramayla kalmıyor, ülkemizin sosyal, siyasal ve kültürel yaşamını da etkileyerek ülkeyi bölmeye çalışanlara da destek vermektedir. “Rio Tinto Genel Müdürü Kazan civarı ve köylerinde yaşayan yurttaşlarımızı “yerel toplum” olarak ifade ederek ayrı bir aşiret ve kabile toplumu olarak değerlendirmektedir.
7-1990’lı yılların başından itibariyle nüfus kaybına uğramaktayız. Bebek ve çocuk ölümleri ile yaşlı ölümlerinde Avrupa ülkelerinden en öndeyiz. Boşanmalarda, intiharlarda en öndeyiz. İşsizlikte en öndeyiz. Verimli ve aktif genç nüfusumuzun neredeyse % 90’ı işsiz durumda ve atıl bir şekilde yok olmaktadır.
Kudret Ulusoy
Odatv.com
NOT: Haber görseli "Millet Olmaktan Uzaklaşıyoruz" kitabının kapağından alınmıştır.
http://www.odatv.com/n.php?n=iste-rakam-rakam-cokusun-belgesi-0101111200