24 KASIM MI 7 MAYIS MI?
Sıradan bir cümleyle başlayacak olursak; “24 Kasım Öğretmenler Günü” kutlu olsun. Ancak ben 7 Mayısta öğretmenler gününü tekrar kutlamak isterim.
Çünkü 24 Kasım, 12 Eylül müfredatının 1981 yılında kutlanmasını emrettiği öğretmenler günüdür. Dayanağı da Atatürk’ün “Millet Mektepleri”ne bu günde “Başöğretmen” olmasıdır.
Ancak bizce 7 Mayıs daha anlamlıdır.
Neden mi?
Şöyle ki, Milli Mücadele’nin yoğun yürütüldüğü 1920 Temmuzunda Ankara Lisesi Öğretmenleri tarafından kurulan “Muallim ve Muallimler Cemiyeti” 7 Mayıs 1921'de tüm ülkede teşkilatlanmak üzere “Türkiye Muallime ve Muallim Cemiyetleri Birliği”ne dönüşmüştü. Birliğin Fahri Başkanı Mustafa Kemal'di. Amacı, muallime ve muallimlik mesleğini yüceltmek, haklarını korumak ve bunlara temel olacak Milli Mücadele saflarında yer almaktı.
Birlik kuruluş kongresinde, uzun sayılabilecek bir beyanname (bildiri) de yayımlanmıştı. Bu bildirinin “Muallimler Birliği Dergisi”nin 1924 yılı Nisan 22. sayısında özetlenmiş hali şu şekildedir.
(Sadeleştirilmiş hali)
“Muallimler Birliği, memlekette birlik ve dayanışmanın şiddetle ihtiyaç duyulduğu bir zamanda oluşturulmuştur. O vakit her zamandan fazla toplu hareket etmeye lüzum vardı. O günlerde düşman ordumuzdaki var olan birliği kırmaya, dayanışmayı ezmeye, hayatımızı imhaya çalışıyordu. Yurdu parçalamak için her tarafta biz Türkleri birbirimize düşürmeye, birbirimizi diğerimize ezdirmeye gayret ediliyordu.
Hain eller, fena gözler, kötü maksatlarla memlekette Türk ruhu öldürülmeye, Türk benliği ve varlığı söndürülmeye çalışılıyordu. Memleketin büyük bir kısmı işgal altına alınmış, oradaki varlık durdurulmak, diğer bir kısmı da saray baykuşlarının entrikasına kurban edilmek isteniliyordu.
İşte böyle bir zamanda, milletin en dar ve sıkıntılı, memleketin an kara ve bedbaht günlerinde “Muallimler Birliği” teşkil etmişti. Münevver zümrenin birlik ve dayanışmasını temin ederek büyük Türk rehberlerinin göstereceği hedefe durmadan birlik içinde aydınlatmak vazifesini yaparak halk arasındaki toplu hareket etme arzusunu kuvvetlendirmek için çalışmaya hazırlanıyordu. Muallimin bu ruhu dahi ve kurtarıcısından alıyor, ulu Gazi’mizin ilhamıyla hareket ediyordu. Bütün bu varlığı yaratan Gazi, bütün milleti etrafında toplamış hedefe doğru koşmak için kendinse yardımcı olacak aşk ve imanını temin etmişti. Türk ruhunda, Türk aleminde ebedi bir hayat kazanan, kalplerimizde sönmez bir nur olarak yaşayan kurtarıcımızın düşmanı memleketten kovmak azim ve imanıyla ortaya atılarak millete birleşme emrini verdiği zaman muallimler de bu kurtarıcının önünde yüksek bir aşk aşağıdaki beyanname ve nizamname ile birliği teşkil etmişti”
Cemiyetin yayınladığı bildirinin son iki paragrafı ise şu şekildedir:
AZİZ MESLEKTAŞLAR!
İRFAN KÜRSÜLERİNİZ ÖNÜNDE YETİŞEN TÜRK MİLLETİ HÜRRİYET İSTİYOR. EFENDİ OLARAK DOĞAN BU MİLLET BU HALK EFENDİ OLARAK YAŞAMAK VE BÖYLE ÖLMEK İSTİYOR!. VE BÜTÜN DÜNYA HALKINI DA EFENDİ GÖRMEK ARZU EDİYOR.
AZİZ GARDAŞLAR!
GEÇEN CİHAN HARBİ’NDE TÜRKİYEMİZ İÇİN ÖLEN, VE SEVİNE SEVİNE HAYATLARINI FEDA EDEN ŞEHİT MESLEKTAŞLARIMIZI ŞU ANDA İHTİRAMLA YAD EDERKEN CÜMLENİZİ KURTULUŞ DAVAMIZIN İLMİ MÜDAFAASINA VE YENİ BELİRMEYE BAŞLAYAN TÜRKİYE İNKILAP VE YENİLEŞMESİ MÜCADELESİNDEKİ VAZİFENİZİN BAŞINA DAVET EDİYORUZ.
İşte bu birliğin Milli Mücadele saflarında verdiği emek bizce öğretmenlerimiz için daha anlamlıdır. Hiç şüphesiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mekteplerine” Başöğretmen olması da anlamlı. Ancak 12 Eylül müfredatının öğretmenlerimize: “Alın size gün” şeklinde sayılabilecek bir dayatma olması bile 24 Kasım’ı zedelemektedir.
Neyse bizim görüşümüz böyle. En iyisini öğretmenlerimiz bilir. Sonuçta bizleri yetiştiren, şekillendiren onlar. Her gün onların olsun. Emeklerini selamlıyor, tüm öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum.