ABDULLAH AYDIN ;DEMOKRASİMİZ İZAFİ Mİ?

Eski Yunan’da seçkinlerce (Aristokratlar) “Ayak takımının yönetimi” olarak değerlendirilen ve küçümsenen ‘Demokrasi’ nasıl bir şey? Demokrasiye neler atfedilir? A-Tüm yurttaşların Devlet politikasının ve sosyal yaşamın şekillenmesine eşit ve özgür iradele

DEMOKRASİMİZ İZAFİ Mİ?

                                ABDULLAH AYDIN      Abdaydin42@Hotmail.com



"Demokrasi". Sihirli sözcük. Antik Yunan"dan bu yana insanlığın aradığı, ama bir türlü bulamadığı, aramaktan da vazgeçmediği, vazgeçemediği hazine…

Adı bile bir türlü yerine oturtulamıyor. Tarihin derinliklerinden başlayan tanımlamalar, isimlendirmeler, şekillendirmeler, türlere ayırmalar, modellemeler günümüzde hız kesmeden devam etmekte ve arayışlar sürmekte…

Antik Yunan"dan başlayıp, ortaçağın İngiliz, İtalyan ve İskandinav modellerine, on sekiz-on dokuzuncu yüzyılların Amerikan, Fransız modellerine, yirminci yüzyılda da bütün Dünya"da çeşitli isim, biçim ve yöntemlerle cazibesini koruyor ve arayışlar sürüyor…

Tür ve model olarak da zaman içinde çeşitli tanımlama ve yakıştırmalar yapılmış, yararı ve toplumsal etkileri hep tartışma konusu olmuştur ve olmaktadır. Model ve tür olarak "Klâsik", "Liberal", "Sosyal", "Muhafazakâr", "Marksist", "Faşist" Demokrasilerin varlığı dillendirilmiştir…

Şekillendirme ve işleyiş bakımından da zaman içinde çeşitli Demokrasi denemeleri yapılmıştır. "Çoğulcu", "Çoğunlukçu", "Doğrudan", "Parlamenter", "Temsili", "Koruyucu", "Kalkınmacı" gibi tanımlamalarla insanlığın hayatını yönlendirdiği yer ve zamanlar olmuştur…

Eski Yunan"da seçkinlerce (Aristokratlar) “Ayak takımının yönetimi” olarak değerlendirilen ve küçümsenen "Demokrasi" nasıl bir şey? Demokrasiye neler atfedilir?

A-Tüm yurttaşların Devlet politikasının ve sosyal yaşamın şekillenmesine eşit ve özgür iradeleriyle katılmalarını, egemenliğin ulusa (halka) ait olmasını (demokrasinin ilk ve temel şartıdır),

B-Yöneteceklerin, halkın bütününün katılımını sağlayan serbest ve özgür seçimlerle belirlenmesini, çoğunluğun yönetimini, azınlık haklarının güvenceye alınmasını,

C-Fırsat eşitliğinin sağlanmasını ve sosyal eşitsizliğin yok edilmesini, temel insan haklarının korunup geliştirilmesini,

D-Dinin devlet işlerinden ayrılmasını (lâisizm), veya dinin siyasetten ayrılmasını ve devletin tüm inançlara aynı mesafede olmasını (Sekülarizm),

E-Tüm işlem ve eylemlerin hukuk temelinde şekillenmesini öngörür.

Demokrasinin bu yapıyı oluşturması ve topluma hizmet sunabilmesi için bazı gereçlere ihtiyacı var. Bu gereçler:

1-Anayasa ve anayasayla uyumlu yasalar,

2-Siyasi partiler,

3-Parlamento ve denetimine açık yürütme organı,

4-Demokratik sivil toplum kuruluşları (Dernekler, Sendikalar),

5-Güvenlik kuvvetleri,

6-Ekonomik karar yetisi.

Bu ilkelerin ve araçların varlığını elinde tutan bir yönetim şekli mutlaka "Demokratik" olur mu? Olmaz, elinde bulundurmak yetmez. Demokrasi olabilmesi için, uygulamanın temel kurallara ve yasalara uygun olması, sunumun halka ulaşması gerekir…

Bizdeki "Demokrasi" nasıl bir türden diye irdelediğimizde: Güçler ayrılığı ilkesi (Yasama, Yürütme, Yargı) dediğimiz ayaklar üzerine şekillenir. Çoğu kez liberal görünürken, bazen de korumacı yapıya bürünür… Kimi zaman Faşist, kimi zaman Teokratik uygulamalara maruz kaldığımız uygulamalar olmuştur ve olmaktadır…

İşleyiş ve uygulama itibariyle yazılanlara, söylenenlere, beklenenlere uyuyor mu diye sorduğumuzda; ne yazık ki cevabımız hayır oluyor. Ülkemizdeki siyasi yapı elindeki demokrasi araçlarını doğru kullanmıyor, kullanamıyor. Araçları doğru kullanmayan bir yönetsel işleyişin, kendine atfedilen görevleri yerine getirmesi mümkün olamayacağına göre, ülkemizdeki siyasal yapı, anlayış ve uygulamaya "Demokrasi" denmesi biraz zor oluyor…

Tüm bunları dikkate aldığımızda "Demokrasi", sınır ve görevleri noksansız çizilip uygulanan bir sistem mi diye sorguladığımızda; Dünya"nın hiçbir ülkesinde ideal bir demokrasiyi bulmamız olası değil. Tüm ülkelerde hataları, kusurları ve noksanları ile toplum yaşamını yönlendirmeye çalışıyor.

Bizde de olduğu söylenen Demokrasiyi tanımlamaya gelince: Son ayların popüler kelimeleri çerçevesinde, GDD. (Genetiği Değiştirilmiş Demokrasi) diyebiliriz. Ne aşılanmamış ki bizim demokrasimize. Devlet ve Halkın malını çalıp çırpma, talan etme, yönetimde yalan, dolan, dalavere, adam kayırma, görevi suiistimal, görev ihmali, rüşvet, haksız mal edinme, yasaları askıya alma, yasaların arkasından dolanma, hukuk ihlâlleri, Faşizan baskılar, halka tehdit, şantaj, Devletin temel kurumlarını sulandırma, işlevsizleştirme, tek parti, tek adam özlemi, siyasi müritlik, ulusal birliğe saldırı. Bu tür, Demokrasiye yabancı Genetik enjeksiyonları sayfalarca çoğaltabiliriz…

Bu şart ve görüntüdeki siyasi sisteme gerçek demokrasi diyebilir miyiz? Hayır, hayır! Bizimki olsa olsa "İzafi Demokrasi" olur!...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel-siyaset Haberleri