"... Yüce Göktanrı'nın ilk defa gürlediği, yağız yer, altmış türlü çiçeklerle ilk defa bezendiği, altmış türlü hayvan sürülerinin ilk defa kişnediği ve melediği zaman “Sen” yaratıldın!" (Türk kamlarının duası)
Mart Dokuzu
Adnan YILDIZ
Diriliş mevsimi olan bahar, toplumların düşünce sistemlerinde önemli bir yere sahiptir. Bu yüzden baharın gelişi birçok toplumun örf ve göreneklerinde farklı anlamlar kazanmış ve değişik etkinliklerle kutlanmıştır.
Türklerin hayatında ise bahar, çok daha farklı anlamlara sahiptir. Çünkü toprağı “ana” bilen Türkler, toprağın dirilişini kendi dirilişi olarak algılamıştır. Yaradılışın gerçekleştiğine inanılan gün bahardır. Dağların eritilerek dörtyüz yıl yurt edinilen Ergenekon"dan çıkış, baharda gerçekleşmiştir. Bu yüzden baharın başlangıcı Türk devlet ve millet hayatında dünden bugüne kadar önemli bir yer tutmuştur.
Baharın başlangıcı olarak kabül edilen ve bugünkü takvimde 21 Marta denk gelen gün ile ilgili inanış ve uygulamaların M.Ö. 3. yüzyıldan yani Mete Han zamanında varolduğu bilinmektedir.
Türklerin hayatında ise bahar, çok daha farklı anlamlara sahiptir. Çünkü toprağı “ana” bilen Türkler, toprağın dirilişini kendi dirilişi olarak algılamıştır. Yaradılışın gerçekleştiğine inanılan gün bahardır. Dağların eritilerek dörtyüz yıl yurt edinilen Ergenekon"dan çıkış, baharda gerçekleşmiştir. Bu yüzden baharın başlangıcı Türk devlet ve millet hayatında dünden bugüne kadar önemli bir yer tutmuştur.
Baharın başlangıcı olarak kabül edilen ve bugünkü takvimde 21 Marta denk gelen gün ile ilgili inanış ve uygulamaların M.Ö. 3. yüzyıldan yani Mete Han zamanında varolduğu bilinmektedir.
Bu dönemde hazır yemeklerle kırlara çıkıldığı ve şenliklerin yapıldığı Çin kaynaklarında yer almaktadır. Uygurlarda da bu günün kutlamalarını temsil eden resimler yapılmıştır.
Türklerin bilinen ilk takvimi olan “On İki Hayvanlı Türk Takvimi”inde yılbaşı 21 Marttadır.
Selçuklular döneminde Sultan Celalettin Melikşah"ın kendi adıyla oluşturduğu “Celali Takvimi”nin başlangıç tarihi de 21 Mart olarak kabul edilmiştir. Bu günde özel yemekler pişirilmiş, hediyeler alınıp verilmiştir. Selçuklu Veziri Nizamülmülk “Siyasetname” adlı eserinde bugünün yıldönümü olduğundan bahsederek kutlamalardan bahsetmektedir. Kaşgarlı Mahmut"un “Divan-ı Lügati"t-Türk” adlı eserinde de bu günün yılbaşı olduğu belirtilmiş ve bugünde verilen hediyelere de “artut” denilmiştir.
Baharın başlangıcı kabul edilen 21 Mart günü, Osmanlılar döneminde de değişik etkinliklerle kutlanan bir gün olmuştur. Bu dönemde kutlamalar günler öncesinden başlardı. 21 Marttan önceki üç Cuma günü kuruyemiş bayramı olarak kutlanırdı. Çünkü baharın gelişi ile tazelerinin çıkacağı düşünülerek, eski kuruyemişlerin elden çıkartılması, aynı zamanda ekonomik bir kaygı olarak hedeflenmiştir. Yine bugüne özel macunlar ve şerbetler hazırlanarak bir tören dahilinde bunlar yenilmiş ve içilmiştir. Osmanlı döneminde aynı zamanda mali yılın başlangıcı olan bugünde, devlet görevlilerince padişaha hediyeler sunulmuş, padişah tarafından kutlama mesajları yayınlanmıştır.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında 21 Mart günü “Ergenekon Bayramı” adıyla kutlamalar yapılmıştır. Bu kutlamalardan 21 Mart 1922 tarihinde Keçiören"de yapılan kutlamalar Mustafa Kemal Atatürk"ün katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Ancak bu yıllardan sonra bu kutlamalar son yıllara kadar ihmal edilmiştir.
Günümüz Türkiye"sinde; Yılsırtı, Günsırtı, Mart Dokuzu; Sultan Nevruz; Nevruz, Bahar Bayramı, Gün Dönümü; Yenigün, Altay Türkleri"nde; Cılgayak, Azerbaycan"da; Novruz, Ergenekon, Bozkurt; Ölüler Bayramı, Başkurt Türkleri"nde; Ekin bayramı, Doğu Türkistan"da; Yeni Gün, Başbahar; Gagavuzlar"da İlk Yaz, Karaçay-Malkar Türkleri"nde; Gollü, Gutan, Saban; Toy; Tegri Toy, Kazakistan"da; Navruz, Nevruz Göce; Ulus Günü; Kazan Türkleri ve Karapapaklar/Terekemeler"de; Ergenekon Bayramı, Kırgızistan"da; Noruz, Kumuk Türkleri"nde; Yazbaş, Nogay Türkleri"nde; Navruz; Saban Toy, Özbekistan"da; Nevroz, Tatarlar"da; Nevruz; Türkmenistan"da; Teze Yıl; Uygur Türkleri"nde; Yeni Gün adıyla 21 Mart günü kutlanmaktadır.
Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Rusya Federasyonu bünyesindeki Tataristan"da bu gün, milli bayram ilan edilmiştir. Ülkemizde ise 1995 yılından itibaren Türkçe konuşan topluluklarla birlikte bugün resmi olarak tatil olmaksızın kutlanmaktadır.
Yukarıda belirtildiği üzere 21 Mart günü ülkemizde de değişik adlarla yörelerimizde kutlanmaktadır. Bu günün, Karadeniz bölgesinde yaygın olarak bilinen adı “Mart Dokuzu”dur: Rumi takvimle Miladi takvim arasındaki gün farkından dolayı Mart Dokuzu olarak adlandırılmış olan güne dair, Ordu yöresinde de bazı uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Prof Dr. Necati Demir tarafından derlenen bu uygulamalar, Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan “Ordu Yöresi Tarihinin Kaynakları IX” adlı eserde yer almıştır. Bu etkinliklerden bazıları şu şekildedir.
Mart Dokuzu"na bir hafta kala evdeki eşya tamamen dışarı çıkarılır. Ev ve çevresi baştan başa temizlenir ve süpürülür.
Mart Dokuzu"ndan bir gün önce köyün gençleri toplanıp neler yapacaklarını kararlaştırırlar. Akşam ellerine bir dömbelek alıp kapı kapı dolaşırlar. Kapıya varıp hem dömbelek çalıp hemde maniler okurlar. Ev sahibi gençlere hediyeler verir. Bu hediyeler genellikle yiyecektir. Sonra gençler uygun bir yerde toplanırlar. Büyük bir meydan ateşi yakıp çevresinde eğlenceler düzenlerler.
Gün doğmadan kalkılır, en güzel elbiseler giyilir ve dini görevler yapılır. Yörede erken kalkmak bereket ölçüsüdür. Bugünde erken kalkılması bütün yıl için başlangıç sayılır. Yeni elbiseler giyilmesi ise rahat ve güzel bir yıl geçirme temennisiyle ilgilidir.
Eve ilk gelen kişinin uğur veya uğursuzluk getirileceğine inanılır. Yıl boyunca hanenin işleri yolunda giderse her yıl Mart dokuzunda eve aynı kişi getirilir. Bu gelen kişiye yemek ikram edilir hediyeler verilir.
Perşembe çevresindeki bazı köylerde her evde mısır çorbası pişirilir, içine bir tane mavi boncuk atılır. Mavi boncuk kimin kaşığına gelirse o yıl tarlaya ilk kazmayı o vurur.
Gölköy; Mesudiye, Akkuş ve Korgan ilçesinin bazı köylerinde bunlara ilave olarak başka uygulamalar da bulunmaktadır. Sabah hamurunun içine mavi boncuk atılmış mısır ekmeği pişirilir. Ekmekteki mavi boncuk kime düşerse o yılın uğurlu kişisi kabül edilir. Bu kişiye yıl boyunca “devletlü “denir.
Evin en yaşlısı çeşmeden su alır, döke döke eve kadar gelir. Eve kuzu veya yeni doğmuş buzağı getirilir. Eşikten geçerken ayağına dikkat edilir. İlk adımını sağ ayağı ile atarsa uğurlu sayılır.
Ayrıca bekar genç ve kızlar, nasiplerinin Mart Dokuzu"nu diğer güne bağlayan gecede yazıldığına inanırlar.
Bahar bütün canlılar için diriliş ve çoşkunun ifadesidir. Tarih boyunca bu ifadeyi en güzel dillendiren Türk Milletinin, Mart Dokuzu ve Nevruz Bayramı sonsuza kadar kutlu olsun
Selçuklular döneminde Sultan Celalettin Melikşah"ın kendi adıyla oluşturduğu “Celali Takvimi”nin başlangıç tarihi de 21 Mart olarak kabul edilmiştir. Bu günde özel yemekler pişirilmiş, hediyeler alınıp verilmiştir. Selçuklu Veziri Nizamülmülk “Siyasetname” adlı eserinde bugünün yıldönümü olduğundan bahsederek kutlamalardan bahsetmektedir. Kaşgarlı Mahmut"un “Divan-ı Lügati"t-Türk” adlı eserinde de bu günün yılbaşı olduğu belirtilmiş ve bugünde verilen hediyelere de “artut” denilmiştir.
Baharın başlangıcı kabul edilen 21 Mart günü, Osmanlılar döneminde de değişik etkinliklerle kutlanan bir gün olmuştur. Bu dönemde kutlamalar günler öncesinden başlardı. 21 Marttan önceki üç Cuma günü kuruyemiş bayramı olarak kutlanırdı. Çünkü baharın gelişi ile tazelerinin çıkacağı düşünülerek, eski kuruyemişlerin elden çıkartılması, aynı zamanda ekonomik bir kaygı olarak hedeflenmiştir. Yine bugüne özel macunlar ve şerbetler hazırlanarak bir tören dahilinde bunlar yenilmiş ve içilmiştir. Osmanlı döneminde aynı zamanda mali yılın başlangıcı olan bugünde, devlet görevlilerince padişaha hediyeler sunulmuş, padişah tarafından kutlama mesajları yayınlanmıştır.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında 21 Mart günü “Ergenekon Bayramı” adıyla kutlamalar yapılmıştır. Bu kutlamalardan 21 Mart 1922 tarihinde Keçiören"de yapılan kutlamalar Mustafa Kemal Atatürk"ün katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Ancak bu yıllardan sonra bu kutlamalar son yıllara kadar ihmal edilmiştir.
Günümüz Türkiye"sinde; Yılsırtı, Günsırtı, Mart Dokuzu; Sultan Nevruz; Nevruz, Bahar Bayramı, Gün Dönümü; Yenigün, Altay Türkleri"nde; Cılgayak, Azerbaycan"da; Novruz, Ergenekon, Bozkurt; Ölüler Bayramı, Başkurt Türkleri"nde; Ekin bayramı, Doğu Türkistan"da; Yeni Gün, Başbahar; Gagavuzlar"da İlk Yaz, Karaçay-Malkar Türkleri"nde; Gollü, Gutan, Saban; Toy; Tegri Toy, Kazakistan"da; Navruz, Nevruz Göce; Ulus Günü; Kazan Türkleri ve Karapapaklar/Terekemeler"de; Ergenekon Bayramı, Kırgızistan"da; Noruz, Kumuk Türkleri"nde; Yazbaş, Nogay Türkleri"nde; Navruz; Saban Toy, Özbekistan"da; Nevroz, Tatarlar"da; Nevruz; Türkmenistan"da; Teze Yıl; Uygur Türkleri"nde; Yeni Gün adıyla 21 Mart günü kutlanmaktadır.
Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Rusya Federasyonu bünyesindeki Tataristan"da bu gün, milli bayram ilan edilmiştir. Ülkemizde ise 1995 yılından itibaren Türkçe konuşan topluluklarla birlikte bugün resmi olarak tatil olmaksızın kutlanmaktadır.
Yukarıda belirtildiği üzere 21 Mart günü ülkemizde de değişik adlarla yörelerimizde kutlanmaktadır. Bu günün, Karadeniz bölgesinde yaygın olarak bilinen adı “Mart Dokuzu”dur: Rumi takvimle Miladi takvim arasındaki gün farkından dolayı Mart Dokuzu olarak adlandırılmış olan güne dair, Ordu yöresinde de bazı uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Prof Dr. Necati Demir tarafından derlenen bu uygulamalar, Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan “Ordu Yöresi Tarihinin Kaynakları IX” adlı eserde yer almıştır. Bu etkinliklerden bazıları şu şekildedir.
Mart Dokuzu"na bir hafta kala evdeki eşya tamamen dışarı çıkarılır. Ev ve çevresi baştan başa temizlenir ve süpürülür.
Mart Dokuzu"ndan bir gün önce köyün gençleri toplanıp neler yapacaklarını kararlaştırırlar. Akşam ellerine bir dömbelek alıp kapı kapı dolaşırlar. Kapıya varıp hem dömbelek çalıp hemde maniler okurlar. Ev sahibi gençlere hediyeler verir. Bu hediyeler genellikle yiyecektir. Sonra gençler uygun bir yerde toplanırlar. Büyük bir meydan ateşi yakıp çevresinde eğlenceler düzenlerler.
Gün doğmadan kalkılır, en güzel elbiseler giyilir ve dini görevler yapılır. Yörede erken kalkmak bereket ölçüsüdür. Bugünde erken kalkılması bütün yıl için başlangıç sayılır. Yeni elbiseler giyilmesi ise rahat ve güzel bir yıl geçirme temennisiyle ilgilidir.
Eve ilk gelen kişinin uğur veya uğursuzluk getirileceğine inanılır. Yıl boyunca hanenin işleri yolunda giderse her yıl Mart dokuzunda eve aynı kişi getirilir. Bu gelen kişiye yemek ikram edilir hediyeler verilir.
Perşembe çevresindeki bazı köylerde her evde mısır çorbası pişirilir, içine bir tane mavi boncuk atılır. Mavi boncuk kimin kaşığına gelirse o yıl tarlaya ilk kazmayı o vurur.
Gölköy; Mesudiye, Akkuş ve Korgan ilçesinin bazı köylerinde bunlara ilave olarak başka uygulamalar da bulunmaktadır. Sabah hamurunun içine mavi boncuk atılmış mısır ekmeği pişirilir. Ekmekteki mavi boncuk kime düşerse o yılın uğurlu kişisi kabül edilir. Bu kişiye yıl boyunca “devletlü “denir.
Evin en yaşlısı çeşmeden su alır, döke döke eve kadar gelir. Eve kuzu veya yeni doğmuş buzağı getirilir. Eşikten geçerken ayağına dikkat edilir. İlk adımını sağ ayağı ile atarsa uğurlu sayılır.
Ayrıca bekar genç ve kızlar, nasiplerinin Mart Dokuzu"nu diğer güne bağlayan gecede yazıldığına inanırlar.
Bahar bütün canlılar için diriliş ve çoşkunun ifadesidir. Tarih boyunca bu ifadeyi en güzel dillendiren Türk Milletinin, Mart Dokuzu ve Nevruz Bayramı sonsuza kadar kutlu olsun