BAY NEVZAT AKATA
Önemli bir misyonu üstlenmişsin ve bu pencere den tüm aleme ; yazılar, E.Mail ler , şiirler, haberler yolluyorsun.
Gurbette ki insanlara Ordu yu yakın ediyorsun.
Biliyorum senin için manevi duyumların onda üçü çalışmış olsa da , yüreğindeki inanmışlığının gerçek yolunu,örümcekler ag örse de ne kadar derin, onu ben bilirim.
Kalbinle dilin aynı anda aynı yanlışı yapmıyor da, seni yaradan sana karşı her zaman hoş görülü...
Ben seviyorum. Kankardeşiz biz. Sen kuzey kutbunda bende Güney kutbunda olsak da bu böyle!
Eskiden bir misket, bir teneke kayık, yaglı ekmek bize yeterdi.
Akşama kadar oyna da oyna.
Gerçi senin baban usta idi ve koluna bir altın bilezik taktı. Suları güldür güldür akıtmanın yolunu iyi biliyorsun. Tıpkı midendeki sancılarını bazen bu sayfalar da kaleminin ucundan akıttığın gibi.
Gaddarmısın, yufka yüreklimisin anlıyamıyorum.
Beynindeki tilkiler birbirine o kadar dolanmış ki,nnasıl çözüpte sana iki kelam edeceğimi de bilemiyorum.
Bir acaip duyğulardayım.
Bende mektepli küçük haylazlar gibi oturdum sana yazıyorum.
Sahi sen bu sayfanın patronu idin, unuttum.Ya kovarsan!
Bay kardeşmi desem, patronmu desem, gerçi sen patron lafına kızarsın. O zaman inandığın fikri duygularına ihanet etmiş sayarsın kendini.
Diline kızarsın, eline vurursun.
Ne yaptığınızı siz anlıyorsunuz, inancını taşıdığınız adamın başındaki devlet başkanı zatı muhterem, ha bire petrol zengini, gaz zengini oluyor.Halkına verdiği ne kadar , bilmiyorum.
Sende öyle. Ama yinede in adına sol taraftan ve o duraktan biniyorsun. Doğrucu davut gibisiniz.
Entellektüel, kendini beğenmiş, akıllı takılan, aydın sanılan bir sürü süslü yüzün ortasında seni düşünüyorum da yemin olsun gülesim geliyor. Yakışmıyorsun. İnadına ordasın.
Aslında biz şarkiyeliyiz, başka mahalleden, uymayız.
Sen burda öyle değildin. Ne zaman İstanbul, Ankara yaptın, 80 öncesi bir karanlığın içinde durdun kaldın. Amacınız halkın aydınlığı idi ama bakıyorum bundan bir eserde çıkmadı. Çıkanlarda sonradan takıldılar medya patronlarının koltuk altına ha bire dolar, mark zengini oldular. Fikir mikir kalmadı.
Onları sende iyi biliyorsun.
Kırmızı örtüler içinde , simsiyah fikir dünyanız da yürüyüp duruyorsun, yorulmadınmı kardeşim?
Seninle Birlikte zevkle okusam da sayın İsmet Baytak agbimiz, sayın Mustafa Çukuryıldız bu sizin yıllarca arkasından kanter içinden gittiğiniz yolu hatırlatırcasına yazıları o güzel kalemleri ile yazsalar da, bu milletle olmaz...
Bu millet inanç kısırlığı çekeni pek sevmez de.
Kardeşim. Sen suları gümbür gümbür akıt, yazılarımızı rüzgar misali çıkartıp okut, sonra da fikrini ince ince yaz.
Kimseye değil de, kızdığına değilde, yanlışı yapana yaz.
Çünkü iyi yazıyorsun.
Uzun zaman oldu yazmıyorsun. Niye?
Bu yazılarından mahrum etme insanları.
Yoksa sende herkes gibi, bir seçim mi bekliyorsun, kardeşim?