Toplumda okuma bilincini geliştirmek, özellikle çocuklara ve gençlere okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’ün himayelerinde başlatılan “Türkiye Okuyor” kampanyasına paralel olarak Cumhurbaşkanımızın eşi Hayrünnisa GÜL'ün himayesinde başlatılan “Konuşan Kitap Şenliği”nin 4’üncüsü, Ordu’da yapıldı.
BAYAN GÜL ORDU'DA İDİ
Hayrunnisa GÜL'ün katılımıyla, Ordu Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen “Konuşan Kitap Şenliği” etkinliğine, Bayan GÜL’ün yanı sıra, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İSEN ve eşi Reyhan İSEN, Vali Orhan DÜZGÜN ve eşi Gül DÜZGÜN, Samsun Valisi Hüseyin AKSOY ve eşi Hülya AKSOY, Ordu Milletvekili Fatih Han ÜNAL, protokol mensupları, edebiyat, spor ve sanat dünyasının ünlüleri ile çok sayıda yaygın ve yerel basın temsilcileri katıldı.
Sunuculuğunu TRT’nin ünlü spor spikeri Erdoğan ARIKAN’ın yaptığı “Konuşan Kitap Şenliği”nin açılışında bir konuşma yapan Vali Orhan DÜZGÜN, Dünyanın en büyük düşünürlerinden biri olan Montaigne: “Kitaplardan payına düşeni alamayana çok acırım.” sözüyle konuşmasına başlayarak, “Okuma alışkanlığı, insanlık tarihinin ayrılmaz bir parçası olarak insanlığın varoluşundan bugüne kadar süregelmiştir. Tarihte büyük işler yapmış, milletlere yön vermiş kişilerin çok okuduklarını ve büyüklüklerini bir anlamda çok çalışma ve kitap okumaya borçlu olduklarını görürüz. Medeniyetlerin kurulmasında ve büyümesinde en önemli unsur, bilgi, bilginin de kaynağı kitaptır. Büyük uygarlıklara baktığımızda arkalarında sadece büyük liderler, güçlü ordular değil, aynı zamanda büyük kütüphaneler de bıraktıklarını görürüz. Günümüzden 2000 yıl önce, Roma İmparatorluğu döneminde 3 katlı olarak inşa edilen ve dönemin imkan ve teknikleri göz önüne alındığında, bir hayli çok sayıda diyebileceğimiz, 15.000 baskı kitabı barındıran Efes Celcus kütüphanesi buna en güzel örneklerden sadece birisidir” dedi.
Türk kültüründe okumanın daima teşvik edildiğini söyleyen Vali DÜZGÜN, “Kendi kültürel geçmişimize baktığımızda da okumanın daima teşvik edildiğini, teşvikten de öte emredildiğini görürüz. Mensup olduğumuz dinin ilk emrinin de “Oku!” diye başlaması, bazı savaş esirlerinin 10 kişiye okuma yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakılmaları, okumaya verilen önemin göstergelerinden bir kaçıdır. Yakın dünya tarihini incelediğimizde de Almanya, Japonya gibi devletlerin, İkinci Dünya Savaşı’nda yerle bir olduğunu görüyoruz. Ancak günümüzde ekonomik ve sosyal yönden çok iyi durumda olmalarının açıklanabilir bir tek özellikleri vardır; O da bu ülke halklarının çok iyi bir kitap okuru olmalarıdır. Japonya’da bir kişi yılda ortalama 25 kitap, 1 Alman yılda ortalama 10 kitap okurken, maalesef ülkemizde bu oran çok düşüktür. Halbuki bizim kültürümüzde de, her mahallede kitap okunup, okunanların tartışıldığı, faydalı sohbetlerin yapıldığı kıraathanelerimiz vardı. Bugün o mekânların kahvehanelere, oyun salonlarına çevrildiğini üzülerek görüyoruz. Bu geleneğimizi belki günümüze uyarlayarak tekrar canlandırmalı, o ruhu yeniden yakalamalıyız” diye konuştu.
“Çocuklarımız küçücük yaşlarında kitaplardan uzak bir dünya yaşamamalılar” diyen Vali DÜZGÜN, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Çocuklarımız için de bilgisayar ve televizyonlar, kütüphanelerin ve kitapların yerini aldı sanki. Maalesef bugün bir çok evde, çocuklar, dakikalarını değil, saatlerini bilgisayar ve televizyon ekranları karşısında, hem fiziksel, hem de kişisel gelişimlerine zarar verecek şekilde boşa geçiriyorlar. Hatta denebilir ki televizyonlar ve internet ağları öğrencinin vaktini de, kendisini de hayattan çalıyor. Çocuklarımız küçücük yaşlarında, kitaplardan uzak bir dünyada yaşamamalılar. Anneleri, babaları ve büyükleri olarak bizlere büyük görevler düşmekte. Biz okumalı ve onlara, biz örnek olmalıyız. Çünkü yapamadığımız bir şeyi çocuktan istemek hiç de etkili bir eğitim metodu olmasa gerektir. Türk gencinin ufkunun genişlemesi, dünyaya daha geniş bir pencereden, daha donanımlı bakabilmesi, hayatta karşısına çıkacak sorunlarla başa çıkabilmesinde, ona yol gösterecek bir kılavuzu olmalıdır. Anne-baba olarak, öğretmenleri ve büyükleri olarak her zaman onların yanında olamayacağımız için, onlara okuma zevkini aşılamak zorundayız.”
Konuşmasında okumanın önemine de değinen Vali DÜZGÜN, “Okumayan, okuduğunu anlamayan ve okuduklarından hareket ederek bilgi üretmeyen insanın başarı şansı oldukça azdır. Çağın gerisinde kalmamak, ülkemizi Ulu Önder Atatürk’ün bizlere hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesine yükseltmek için, herkesin kazanması gereken en önemli alışkanlıkların başında, okuma alışkanlığı gelmektedir. Bu kampanya sayesinde birçok öğrenci, genç, yaşlı, anne ve babaya ulaşılmış, okullarımızda yazarlar ile öğrenciler buluşturularak okuma sevgisi aşılanmaya çalışılmıştır” şeklinde konuştu.
"Ordu Kültür Şehri"
Konuşmasında, bir kültür şehri olan Ordu’da “Konuşan Kitap Şenliği”nin yapılmasından duyduğu memnuniyeti de dile getiren Vali DÜZGÜN, “Eğitimine, kültürüne, sanatına ve sanatçısına her zaman sahip çıkmış olan ve bugün de aramızda bulunan çok sayıda sanatçı, yazar, çizer, edebiyatçı, sporcu ve müzik insanını çıkarmış, bu anlamda gerçek bir kültür şehri olan Ordu ili olarak, bu anlamlı etkinliğe ev sahipliği yapmak; siz değerli insanlarla, böylesine güzel bir amaç için bir araya gelmek bize onur vermiştir. Bu bakımdan, ülkemizde daha önce sadece üç ilimizde gerçekleştirilmiş olan “Konuşan Kitap Şenliği”nin dördüncüsünün Ordu ilimizde gerçekleştiriliyor olmasından ötürü büyük bir kıvanç içerisindeyiz. Bu güzel etkinlik için ilimizi tercih etmelerinden ve sizleri bizlerle değerli Ordulularla buluşturmasından dolayı Sayın Hayrunisa Gül Hanımefendi’ye ve bu organizasyonda görev alan, katkı veren herkese yürekten teşekkür ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Hayrunnisa GÜL Hanımefendi de “Konuşan Kitap Şenliği”nin açılışında bir konuşma yaparak, etkinliğe ev sahipliği yapan Ordululara teşekkür etti. Bayan GÜL, “Bu güzel sonbahar gününde, eşsiz doğası, adına nice dörtlükler yazılan dereleri, yaylalarıyla Karadeniz’in cennet köşesi Ordu’da, sizlerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyuyorum” dedi.
Bayan GÜL, toplumun her kesiminin kitapla ilişkisini güçlendirmek, özellikle de çocuklara ve gençlere okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla üç yıl önce başlatılan Konuşan Kitap Şenliklerinin, daha önce İstanbul, Şanlıurfa ve Kayseri’de yapıldığını hatırlatarak, bu şenliğe destek olan herkese “Hoş geldiniz” diyerek sözlerine devam etti.
“Milletlerin En Büyük Serveti İnsan Sermayesidir”
Günümüzde milletlerin en büyük servetinin, insan sermayesi olduğunu hatırlatan, bu nedenle de pek çok gelişmiş ülkenin, millî gelirinin yüzde 10’unu insana yapılan yatırımlara ayırdığına dikkat çeken Bayan GÜL, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz de ülke olarak genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Bu nüfus potansiyelimizi, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmenin ana unsuru olan insan sermayesine dönüştürebilmek için yeni nesillere kitap okuma alışkanlığı kazandırmak zorundayız. Çünkü okuyan, sorgulayan, okuduğundan sonuçlar çıkarabilen, bu sonuçları kendi hayatına ve çevresine uygulayabilen bir gençlik sorunun değil, çözümün parçasıdır hatta çözümün ta kendisidir.”
“Karakterimizi Şekillendiren En Önemli Araçlardan Biri de Kitaplardır”
Bayan GÜL, doğduğu andan itibaren birçok eğitim sürecinden geçen insan için en kolay ve en etkili öğrenme yolunun okuma olduğuna işaret ederek, kitabın insan hayatındaki önemini şöyle dile getirdi: “Kitap, insanın yalnızca bilgi dağarcığını değil, sosyal ve kültürel yönlerini de geliştirir. Duygu ve düşünce dünyasına yön verir. Karakterimizi şekillendiren en önemli araçlardan biri de okuduğumuz kitaplardır.”
“Çocuklarımıza Okuma Alışkanlığını Küçük Yaşlarda Kazandırmalıyız”
Çocukların, tarihini, kültürünü, kimliğini, kısacası “bizi biz yapan ve bir arada tutan değerleri” ancak kitapla dostluklarını geliştirerek özümseyebileceklerini söyleyen Bayan GÜL, “Bu nedenle, okuma zevkini, okuma alışkanlığını çocuklarımıza küçük yaşlarda kazandırmalıyız. Sonradan bu zevki kazanmak hem oldukça zor hem de geçen zamanın telafisi yok ne yazık ki…” uyarısında bulundu.
“Türkiye’de Her 4 Kişiden Birinin Kitap Okuma Alışkanlığı Var”
Yapılan araştırmaların ülkemizde yeteri kadar kitap okunmadığını gösterdiğinin altını çizen Bayan GÜL, “Türkiye’de her 4 kişiden yalnızca birinin kitap okuma alışkanlığı var. Toplumumuzun yaklaşık yüzde 32’si hiç kitap okumuyor. Gelişmiş ülkelerde yılda ortalama okunan kitap sayısı 20’den fazlayken bu sayı bizim ülkemizde sadece 7. Bu hiç de ülkemize yakışan bir tablo değil. Türkiye Okuyor Kampanyası ve Konuşan Kitap Şenliği’nin hayata geçirilmesinin arkasındaki sebep de bu zaten” dedi.
“Kitap Okuma Oranı Her Geçen Gün Yükselecektir”
Büyük bir heyecanla yürütülen çalışmalara toplumun da aynı heyecanla cevap vermesinden duyduğu memnuniyeti de aktaran Bayan GÜL, Türkiye’deki kitap okuma oranının yükseleceğine dair inancını, “Ülkemizin dört bir yanında adeta okuma seferberliği başlatıldı. Her gün yeni bir etkinlikle halkımız kitap okumaya teşvik ediliyor. Okuma yarışmaları düzenleniyor, hatta Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeye hak kazanan okuma rekorları kırılıyor. Yapılan bütün bu çalışmalarla inanıyorum ki ülkemizdeki kitap okuma oranı her geçen gün yükselecektir” cümleleriyle dile getirdi.
“Her Kitap Konuşur”
Descartes’in, ‘İyi seçilmiş kitapları okumak, geçmiş yüzyılların seçkin zekâlarıyla önceden düzenlenmiş bir konuşmaya katılmak gibidir’ sözünü hatırlatan Bayan GÜL, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ünlü düşünürün de söylediği gibi, yazarlar kitapları aracılığıyla konuşurlar. Her kitap konuşur. Kitabı konuşturan okurun iç sesidir. Konuşan Kitap Şenliği’nde ise kitaplar, topluma rol model olan ünlülerin sesiyle konuşuyor. İş, sanat, spor ve düşünce dünyamızın önde gelen isimleri, katılımcılara kendi seçtikleri kitapları okuyor, kitap üzerine sohbet ediyorlar. Bunun, çocuklara kitap sevgisi aşılamak ve onları okumaya özendirmek adına çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Örnek aldığı, hayranı olduğu bir yazardan, sanatçıdan ya da sporcudan kitap dinlemek çocuklarımızın hafızalarında unutulmaz anılar olarak yer etmekle kalmayacak onların kitapla olan bağını da güçlendirecektir.”
“Çocuklarımıza Okuma Alışkanlığının Kazandırılmasında Esas İş Anne Babalara Düşüyor”
Bayan GÜL, okumanın yaşı olmamasına rağmen, kitap okumanın sadece çocukların ve gençlerin göreviymiş gibi algılandığına dikkat çekerek, çocuklarının okumadığından, vakitlerini televizyon ya da bilgisayar başında geçirdiğinden dert yanan anne babalara; “Şimdi buradan değerli velilerimize sormak istiyorum; siz vaktinizin ne kadarını kitap okuyarak geçiriyorsunuz? Unutmayalım ki; her konuda olduğu gibi, çocuklarımıza okuma alışkanlığının kazandırılmasında da esas iş siz anne babalara düşüyor. Sizler çocuklarınız için ilk ve en önemli modelsiniz. Bu nedenle çocuklarınızın kitap okumasını istiyorsanız önce sizler okumalısınız. Anne ve babasının hareketlerini sürekli gözlemleyen ve onları adeta hafızasına kaydeden bir çocuk için bu çok önemli bir adım olacaktır. Her akşam belli bir süreyi aile bireyleri ile birlikte kitap okumak için ayırabilirsiniz. Çocuklarınıza oyuncak kadar kitap hediye alarak, kendi kütüphanelerini oluşturmalarını isteyebilirsiniz. Kütüphane bilinci gelişen çocuk kitaplarını özenle saklamayı, korumayı da öğrenecektir” diye seslendi.
“Kitap ve Kitap Okumak Bir Kültür”
Bu bağlamda bir anısını da, “Çocukluğuma dair hafızamda yer eden en güzel anılar arasında babamla birlikte kitap almaya gittiğimiz günler var. O kadar çok sevinirdim, mutlu olurdum ki anlatamam. Eve gelince onları özenle kaplar, bazılarını ciltletir, okuduktan sonra kütüphaneme zevkle yerleştirirdim” ifadeleriyle katılımcılarla paylaşan Bayan GÜL, “Bu bir kültür aslında… Kitabın kokusunu almak, önemli gördüğünüz veya çok beğendiğiniz bölümleri not etmek, onu itinayla en değerli eşyanız gibi saklamak bu kültürün bir parçası” dedi.
“Kitapları Hayatınızın Ayrılmaz Bir Parçası Haline Getirin”
Bayan GÜL, konuşmasının devamında çocuklara, kitapları hayatın ayrılmaz bir parçası haline getirmelerini, her gün mutlaka okumalarını ve teknolojiyi sadece oyun oynamak için kullanmamalarını öğütleyerek,“Okudukça nasıl geliştiğinizi en iyi siz göreceksiniz. Biliyorum gelişen teknoloji ve sizlere sunulan cazip ürünler daha çok ilginizi çekiyor. Bugün hemen her evde bilgisayar, internet var. Ama lütfen teknolojiyi de sadece oyun oynamak için kullanmayın. Bilgi edinmek, araştırmak için bilgisayarın size sağladığı imkânları iyi değerlendirin” şeklinde konuştu.
“Okumanın Yanında Yazmak da Önemli”
Okumak kadar yazmanın da önemine dikkat çeken ve çocuklardan okurken geliştirdikleri kelime dağarcığını mutlaka yazıya dökmelerini de isteyen Bayan GÜL, “Günlük tutun meselâ. Söz uçar ama yazı kalır, bunu aklınızdan çıkarmayın. Her gün yaşadığınız olayları o anki duygularınızla kâğıda dökün. Bu hem yazma kabiliyetinizi geliştirir hem de ileri de okuyunca hatırlayacağınız güzel anılar bırakır. İnanın yaş ilerledikçe o güzel anıları hatırlamak hiç de kolay olmuyor” dedi.
Emeği Geçenlere Teşekkür
Bayan GÜL, başta Vali Orhan DÜZGÜN olmak üzere, katılımlarıyla 4. “Konuşan Kitap Şenliği”ne gönüllü olarak destek veren yazar, sanatçı, sporcu ve aydınlara, iş dünyasının değerli temsilcilerine, Ordu Kitap Şenliği’nin hayata geçirilmesinde emeği olan herkese teşekkür etti.
Bu vesileyle yeni eğitim öğretim yılında tüm öğrencilere başarılar dileyen Bayan GÜL, evlatlarımızı büyük bir sevgi ve fedakârlıkla yetiştiren değerli öğretmenlere de herkes adına bir kez daha teşekkür etti.
2011 - Evliya Çelebi Yılı
Bayan GÜL, konuşmasının sonunda, dünyaca ünlü seyyahımız Evliya Çelebi’nin doğumunun 400. yılı olduğunu ve UNESCO’nun da 2011 yılını Evliya Çelebi yılı ilan ettiğini hatırlatarak, katılımcılara Evliya Çelebi’nin ünlü eseri Seyahatname’den bir bölüm okudu.
Evliya Çelebi’nin Karadeniz macerasının devamını merak edenleri Seyahatname’yi okumaya davet eden Bayan GÜL, “Kitapların renkli dünyasında tekrar buluşmak temennisiyle herkese iyi okumalar diliyorum” diyerek sözlerine son verdi.
Konuşmasının ardından 1 yılda 285 kitap okuyan Durugöl İlköğretim Okulu 5. sınıf öğrencisi Şefika Güney'ı kutlayan Bayan GÜL, Şefika’nın kitap okumada herkese örnek olmasını dileyerek, çeşitli hediyeler verdi.
Bayan GÜL daha sonra, Ordu Kültür Sanat Merkezi’ndeki kitap okuma salonlarını gezerek, şenliğe katılan ünlülerin öğrencilerle yaptığı okuma etkinliklerine eşlik katıldı ve öğrencilerle bir süre sohbet etti.
Ordu Kültür Sanat Merkezi’nin çeşitli mekanlarında açılan ‘Tarihi Ordu Fotoğrafları ve Kitapları’, ‘El Sanatları’ sergilerini de gezen Bayan GÜL, sergilerde yer alan eserler hakkında ilgililerden bilgi aldı.
Bayan GÜL, Ordu Kültür Sanat Merkezi’ndeki “Konuşan Kitap Şenliği” etkinliğinin ardından Ordu Çocuk Yuvasını ve Ahmet Cemal mağden Huzurevini ziyaret etti. Ordu Çocuk Yuvasında kalan çocukların doğum günü etkinliğine katılan Bayan GÜL, Ahmet Cemal mağden Huzurevinde kalan yaşlılarla da bir süre sohbet etti.
Daha sonra “Konuşan Kitap Şenliği”ne katılan davetliler, il protokolü ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle Boztepe’de öğle yemeğinde bir araya gelen Bayan GÜL, Vali Konağı’nda bir süre dinlendikten sonra Ordu’dan ayrıldı.