BİP Büyük İsrail Projesi
Birol Ertan
Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM) için kaleme aldığım son analizi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Son dönemde yaşadığımız önemli gelişmelerle ilgili öngörülerimin isabeti nedeniyle bazı dostlarım ve okuyucularımdan ısrarla Orta Doğu’daki gelişmelere ilişkin de yorum ve öngörülerimin istenmesi üzerine, bu yazıyı kaleme almak durumunda kaldım.
Orta Doğu’da Tunus’tan başlayarak bir değişim rüzgârı esmeye başladığında, televizyon programcısı bazı dostlarım, görüşlerimi öğrenmek için aramışlardı. Orta Doğu’daki hareketliliğin emperyalist güçlerce planlanmış yeni bir orta doğu projesi olduğunu ve bir halk ayaklanması ya da bilinçlenmesi olarak görülmemesi gerektiği konusunda kendilerini defalarca uyarmıştım. Bugün küresel emperyalizmin Orta Doğu planına başkaldıran bazı dostlar, başlangıçta halk ayaklanması olduğu inancıyla Orta Doğu’daki gelişmeleri hararetle desteklemişlerdi. Gelişmeler gösterdi ki, Orta Doğu’da planlı bir emperyalist müdahale olduğunu bugün kimse inkâr edemiyor.
Şimdi, ortada yeni bir kritik soru duruyor. Bu soruya yanıt verilemediği ölçüde, dünyadaki ve bölgemizdeki gelişmeleri anlamak olası değildir. Peki, kritik soru nedir?
Orta Doğu’daki gelişmelerin arka planı nedir ve bu hareketliliğin başka bölgelere sıçraması mümkün müdür?
Orta Doğu’daki emperyalist planın arka planı, ne BOP ne de Genişletilmiş Orta Doğu Projesi’dir. Orta Doğu’daki oyunun adı, BİP’tir. BİP, Büyük İsrail Projesi’dir.
Ne yazık ki, ABD, küresel finans sektörünü elinde tutan ve küresel medyayı büyük ölçüde kontrol eden Yahudi lobisinin etkisindedir. BİP (Büyük İsrail Projesi) de Yahudi lobisinin projesinden başka bir şey değildir. Bu da göstermektedir ki, ABD’nin Orta Doğu politikası, İsrail için çizilen bir Orta Doğu projesi ve haritasıdır.
BİP; İsrail’e yönelik bütün ciddi tehditlerin ortadan kaldırılması, bölgenin mezhep savaşlarıyla güçsüz devletçiklere bölünmesi, İsrail kontrolünde Kürt devleti gibi yeni devletçiklerin oluşturulması ve bölgede hiçbir güçlü ulus devlet bırakılmaması projesidir. Bu amaçla Afganistan, Irak ve ardından Libya işgal edilmiş, Tunus ve Mısır gibi ülkelerde iktidar değiştirilmiş, İsrail’in korkulu rüyası olan Hizbullah’ın en büyük destekçisi Suriye’de iç savaş çıkarılmış ve sırada ise İran müdahalesi bekletilmektedir. İran’dan sonraki adım ise terör örgütü yoluyla karışıklıklar çıkartılarak Türkiye’nin teslim alınması ve bölünmesidir.
Orta Doğu’daki oyunun arkasında, İsrail için yeni bir Orta Doğu tasarlama çabası vardır. Bu oyunda Türkiye’nin nerede olduğunu da küçük İsrail olaraktasarlanan Kuzey Irak Kürt devletinin lideri Barzani’nin “KAK”ı olan Dışişleri Bakanı’na sormakta yarar vardır.
Ne tesadüftür ki, İsrail’in bütün düşmanları, son zamanlarda Türkiye’nin de düşmanı olmaya başlamıştır. Ayrıca, Türkiye, bütün komşularıyla sorunlu olan bir ülke durumuna getirilmiştir. İsrail’i korumak için planlanmış füze kalkanı da Türkiye’ye konuşlandırılmıştır. Bu arada, Türkiye ve İsrail ilişkileri de tarihinin en kötü dönemindedir. Ortadaki çelişkiyi açıklayacak tek bir neden vardır: Türk Dış Politikasının Yanlışlığı.
Türkiye, son dönem dış politikası ile Büyük İsrail Projesi’ne hizmet etmektedir. Ne yazık ki, bunu tespit etmek zorundayız. BİP projesinin yanlışlığını, başarısızlığa neden mahkûm olduğunu ve Türk dış politikasının bu açmazdan nasıl kurtulacağını ise bir başka yazıda ele alacağım.