"bir ağaç öldü, bir halk uyandı"

bir patlama yaşıyoruz milletçe.. bastırılan duygularımızı dile getiriyoruz, yitip giden varlıklarımıza en tabii hakla sahip çıkma isteğimizi dile getiriyoruz.. kitaplar okuyarak, şarkılar söyleyerek, marşlarımızı dillendirerek, resimler yaparak, müzikler

medya suskun.. kendi vatanının gerçekçi haberlerini yabancı ülkelerin kanallarından ve resmi gazete sitelerinden öğrenebilecek kadar düştüğümüz şu zamanda bile.. DİRENİYORUZ.. ülkece.. hiçbir siyasi görüş ayırt edilmemeksizin, eşcinseli, dini, sarhoşu, ayyaşı, sağcısı, solcusu, fanatiği, türbanlısı, alevisi, kürdü.. DİRENİYORUZ..
 
"bir ağaç öldü, bir halk uyandı"
 
Fikriye ODABAŞ
 
Direniyoruz. 
 
aslında bu zamana kadar direndik.. kendimize.. içten içe.. korkutularak.. susturularak.. pıstırılarak.. ince ince.. psikolojik şiddetle..
 
bir patlama yaşıyoruz milletçe.. bastırılan duygularımızı dile getiriyoruz, yitip giden varlıklarımıza en tabii hakla sahip çıkma isteğimizi dile getiriyoruz.. kitaplar okuyarak, şarkılar söyleyerek, marşlarımızı dillendirerek, resimler yaparak, müzikler besteleyerek.. mükafatımızı ise; tayzikli su, biber gazı bombaları, plastik mermiler, joblar..
 kulakları ve kolları kopan insanlar, burunları kırılan kafaları yarılan insanlar, ayılan bayılan kan kaybı çeken insanlar ve say say bitirilemeyecek biyolojik şiddete maruz kalan insanlarla alıyoruz..
 
medya suskun.. kendi vatanının gerçekçi haberlerini yabancı ülkelerin kanallarından ve resmi gazete sitelerinden öğrenebilecek kadar düştüğümüz şu zamanda bile.. DİRENİYORUZ.. ülkece.. hiçbir siyasi görüş ayırt edilmemeksizin, eşcinseli, dini, sarhoşu, ayyaşı, sağcısı, solcusu, fanatiği, türbanlısı, alevisi, kürdü.. DİRENİYORUZ..
 
bu ülke senelerin acısını, şiddetini, hiddetini biriktiği tüm basıklaşmış duygusunu püskürtüyor.. tıpkı polisin biber gazı püskürtmesi gibi.. o gaz nasıl can yakıyorsa, bu direnişte o kadar can yakacak demektir..
 
Tiyatrolardan bahsedildi, sustuk.. tek tek aldılar. 
İnci Pastanesine göz konuldu, aldılar. susulmuştu çünkü yeniden..
Emek Sineması denildi, bir direniş gösterildi lakin yeterli sesi kaldıramadı.. sonuç olarak aldılar. 
ve niceleri, aldılar..
Şimdi sıra, Gezi Parkı'nda.. bu defa başka.. bu defa göz dolduruyor, bu defa hem can yakıyor, hem gurur duyduruyor.. Çünkü bu defa Türkiye hatırlanmayacak derece olabildiğince uzun süre ardından tek kol, tek kuvvet, tek yürek.. Taksim meydanına 1 Haziran 2013 günü 15.000 kişinin daha gelip destek vereceği duyumlar arasında, yurt dışından insanlar dahi akın ediyor..
asker korumak için elinden geleni yapıyor, şerefli polisi istifa ediyor..
medya susuyor..
Avrupa gazeteleri; Türklere bunca zaman barbar dedikleri için özür dileyip utanıyor..
Norveç kanallarından canlı yayın izlemek adına çaba veriyoruz..
Türk kanallarında Türkiye güzeli seçiliyor..
 
Ben Karadenizliyim. Yeşil'in anlamı nedir iyi bilirim. Şaşarım, Karadenizli olan iktidarıma.. senelerdir şaştığımız lakin alıştığımız gibi..
ama artık Direniyoruz.. toprağının üzerini kaplayan yeşil için..
bizlere ait bir şeyler kalması için..
Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yaşıyorum. 2inci senem olmasına rağmen çok alışamamış dahi olsam da, bu gece gururdan gözümden yaş getirdi.. ve gönlümde bakış açımı bana kendimi utandırırcasına değiştirdi.
 
bu gece Gazimağusa'da saat 02:00 sularında toplanıldı (ve bu bir prova gündüzü 17:00'da asıl birliktelik var), üstelik bir anda yaklaşık 20 dakika içerisinde.. Doğu Akdeniz Üniversitesi Kampüsünde..
Bir özel üniversiteden beklenilmeyecek davranışı gösterip gururlandırdı.
gecenin bir saati en az 500-600 kişinin olduğu bir topluluğu düşünün. balkonlarına Türk bayrağına sarılıp çıkmış insanları.. yanan meşaleleri..
Salamis Caddesini inleten destekçi direnişçileri düşünün..
avazı çıkabildiğine atılan sloganları..
ve akabinde karşısına dikilen polisi düşünün. şimdi asıl düşünülmesi gerekene değiniyorum. düşünün, o polislerin 500-600 kişiye destek çıkıp yollarını açmak adına eskortluk ettiğini.. rüya gibiydi..
ama değildi..
sabah saatlerimiz 04:40 gösterene kadar destek çıktı..
o gururu düşünün..
akabinde o gururun sönmesini, çünkü aynı saatlerde meslektaşları İstiklal'de ve sadece İstiklal değil; destek çıkan Ankara'yı, İzmir'i, Eskişehir'i ve nice illerdeki öldürürcesine masum insanlara karşı açılan savaşı ve mahşer alanını.. ironi.. can yakıcı.. 
 
birileri çıkıp "şehitler oldu, bu kadar ses getirmedi.. bir park gidiyor, milletin sesine bak." temalı açıklamalar yapmaya çalışıyor.
baştan sona bahsettiğimiz şeyi düşünmüyor ki aydınlarımıza insanlarımıza baskılar, işkenceler, kelepçeler, göz altılara karşı içten içe susturulduğumuz günlerin dayanışması bu.. 
 
sonuç olarak, ne demiş Nazım
" Bir ağaç öldü, bir halk uyandı. "
 
haziran ayına girdiğimiz bugün unutulmasın; "Haziranda Ölmek Zor"
 
ve bir not:
lütfen bugün medyada çıkan her habere inanmayın ve gazetelerde her yazılana.. araştırın.. insanlık suçu işlenen bugünü araştırıp bulup gerçeklere gözlerinizle şahit olun.
içinizdeki yıllardan beri bastırılmış direnişçinin sesine kulak verin..
gün artık kendinize karşı direnmenin günü değil, birlik beraberlik günüdür.
 
gözümüze gram uykunun girmediği bu gecenin sonucunda sabah şeriflerimiz hayırlı olsun inşallah. sürç-i lisan etmişsem eğer, affım ola.
 
#direngeziparki
#occupygezi               
 
 
01 06 2013             Kıbrıs GaziMagusa
   

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel-siyaset Haberleri