İKİYÜZLÜ AVRUPA
Birol Ertan
Bugün batı uygarlığı içinde yaşayan Noam Chomsky gibi birçok bilim adamı ve aydın, kendi ülkelerini ve uygarlıklarını acımasızca eleştirirken, bizim gibi ülkelerde “sözde” aydınların ülkeleri ve halklarının çıkarlarını göz ardı edip mandacılık yapmalarını anlayabilmek hiç de kolay değildir.
Bugün ırkçı hareketlerin yükseldiği en önemli coğrafyalar haline gelen Fransa, Almanya, Hollanda ve demokrasi şampiyonu diğer Avrupa ülkeleri, kendi ülkelerinde gettolara hapsettiği vatandaşlarına Avrupa nimetlerini kullandırmıyorlar. Yabancı kökenli Alman vatandaşlarının evleri Ludwigshafen’de olduğu gibi kundaklanıp 9 masum insan canlı canlı yakılırken ve işyerleri saldırılara uğrarken, bu vahşilikleri görmezden gelen Avrupa basını, iş başka ülkelere demokrasi dersi vermeye gelince aslan kesiliyor.
Türk Kurtuluş Savaşı’nda Yunanlıları silahlandırarak ve Ermeni güçlerini de bunlara dâhil ederek masum Anadolu halkına savaş açan işgalci Avrupalı, bugün Irak’ta bağımsız bir devleti işgal altında tutmakta ve 2 milyona yakın masum insanı katlettiği halde hala kana doymamaktadır. Çünkü, onlar için insan hayatından daha önemli bir kaynak olan petrol, kontrol altında tutulmalıdır
Arap coğrafyasının bugün içinde bulunduğu karmaşa ortamının da sorumlusu olan Avrupalı emperyalist güçler, yıllarca masum ulusları sömürerek refah toplumu olma ideallerini gerçekleştirmemişler midir? Arap coğrafyasının sınırlarını cetvelle çizenler, bu ülkelerin hiçbir zaman barış içinde yaşayamaması için gerekli bütün oyunları sergilemeye devam etmiyorlar mı? İbrahim Selamet’e göre, Afrika kıtasındaki Avrupalı soykırımı, yalnızca Cezayir ile sınırlı değildir. Avrupalılar, Benin, Burkina-Faso, Cibuti, Çad, Gabon, Gine, Kamerun, Komor Adaları, Moritanya, Nijer, Senegal ve Tunus’ta da soykırım yapmışlardır.
Demokrasi şampiyonu uygar (!) Avrupalının dünyanın bugün içinde bulunduğu karmaşadan, savaşlardan, sömürüden, işgallerden, haksızlıklardan, eşitsizliklerden ve insan hakları ihlallerinden sorumlu olmadığını kim iddia edebilir? Kıbrıs Türkleri üzerinde insanlık dışı ambargo ve izolasyonları, kaldırma sözü verdiği halde sürdürenler kimlerdir?
Avrupa demokrasisi örneği olarak görülen Belçika’da teröre karşı protesto gösterisi yapmak isteyen gençlerin protestoları, demokratik (!) biçimde yasaklanmış ve terör protestosu yapan gençler sert önlemler ile polis coplarıyla geri püskürtülmüştür. Ne yazık ki, uygar Avrupa’da terör örgütlerine gösterilen hoşgörü, demokratik gösteri yapan gençlere gösterilemiyor.
Bir başka İskandinav ülkesi olan İsveç’in bugün dünyada milyonlarca insanın katledilmesine yol açan silah sanayi ile refaha kavuştuğunu bilmeyen var mıdır? İsveç yönetimi, dünyanın geri kalmış ülkelerindeki diktatörlere en öldürücü kitle imha silahlarını pazarlayarak ülkelerinin refahını sağlamıyor mu?
Dünyanın kara paralarının kasası olarak bilinen İsviçre, adaletsizlik ve zulüm üzerine refah oluşturulmuş “güvenilir” bir ülke olarak değerlendiriliyor. Adaletsizlik ve kara para aklanması üstüne kurulu bir yapının demokratik ve uygar olduğu söylenebilir mi? İsviçre, tarafsız bir ülke olmaktan çok, çağdaş korsanların nereden kaynaklandığı bilinmeyen paralarının ve servetlerinin kasalığı rolünü üstlenen vahşi ve illegal kapitalizmin bankasıdır.
İkiyüzlü batı uygarlığının sorgulanması, gerçek aydınların önde gelen sorumluluklarından birisidir. İkiyüzlü Avrupa ülkeleri, ne yazık ki, AB projesini çağdaş ve modern bir siyasal bütünleşme projesine dönüştüremediler. Bugün AB rüyası uğruna bütün varlığından vazgeçmeye çalışanların anlayamadığı bir gerçek vardır: AB, bir ekonomik bir entegrasyon projesi olsa da siyasal bir entegrasyona bir türlü dönüşememektedir.
İçimizdeki AB’cilere duyurulur.