Birol Ertan :İPİMİZ CEBİMİZDE

“İpini cebinde taşıyanı bir kez asarlar, taşımayanı BİN kez.” Eğer ipinizi cebinizde taşırsanız, sizi ancak kendiniz asabilirsiniz, başkaları sizin boynunuza ip geçiremez. Ancak, korkak, haysiyetsiz, birilerine körü körüne tabi, bağımlı, kiralık olursanız

İPİMİZ CEBİMİZDE                                  Birol Ertan  

Bileniniz var mıdır bilmiyorum , bir İngiliz atasözü vardır. Bu atasözü, korkakların, satılıkların ve kiralıkların, dik durmayı beceremeyenlerin, uşakların ve işbirlikçilerin bilseler bile uygulayamayacakları bir şeyi anlatır. Atasözü şöyledir: 
 “İpini cebinde taşıyanı bir kez asarlar, taşımayanı BİN kez.” 
 Eğer ipinizi cebinizde taşırsanız, sizi ancak kendiniz asabilirsiniz, başkaları sizin boynunuza ip geçiremez. Ancak, korkak, haysiyetsiz, birilerine körü körüne tabi, bağımlı, kiralık olursanız, sizi her gün asarlar. Belki, günde birkaç kez asarlar.  

Güncel siyaset yapanları  bazen ağır dillerle eleştirdiğimiz gibi, bazen eleştirdiğimiz kişilere övgü de düzdüğümüzü bilirsiniz. Çünkü, doğruya doğru, eğriye eğri demeyi şiar edinmişiz. Hal böyle olunca da kimseye kendimizi sevdiremedik. Sevdirmek zorunda da değiliz. Kişiliksiz siyasetçiler, boyun eğmeyen, her koşulda kendilerine biat etmeyenlerden hoşlanmazlar. Biz de kişiliksiz siyasetçiler ile uzun dönemde hep uzak kalmak durumunda kalıyoruz. Bugün doğru yaptıklarında kutluyoruz, hoşlarına gidiyor; yarın yanlışlarını eleştirince kötü oluyoruz. Buna rağmen, siyasette dürüst, dik duran, ilkeli siyasetçilerimiz de az değildir ve her zaman ve zeminde onları savunmaya devam edeceğiz.  

CTP hükümetleri döneminde kiralık kalemlerce üstümüze çok saldıranlar oldu. Tetikçilerin hangi mecralardan beslendiğini, Rum-Yunan odakları ile yakınlığını, Atalntik ötesi ve AB’den nasıl yemlendiklerini çok iyi biliyoruz. Bugün bu gerçekler çok daha iyi anlaşıldı. Son zamanlarda aynı odakların UBP tabanının oylarıyla makamlara kavuşan bazılarını etkilemeye çalışarak ve bu makamlara sızarak milliyetçi, KKTC sevdalısı, Türkiye savunucusu kişilere karşı harekete geçtiklerini görüyoruz. Bu tür ihanetlerle çok karşılaştık, bunlara da hazırız. Ancak, bu işbirlikçi odakların bilmedikleri bir şey var : İpimiz Cebimizdedir, bizi kimse asamaz. Bizi kimse asamaz, ancak bizler, ülke sevdalıları, işbirlikçi olmayan, emperyalizmin kucağına oturmamış, ülkesine ihanet etmeyen aydınlar, emperyalist güçlerin işbirlikçileri ile işbirliğine gidenlere bunun bedelini ödetiriz. Bugün ödetemezsek yarın ödetiriz, yarın ödetemezsek öbür gün ödetiriz.  

Ülkede işbirlikçi bir aydın bloğu yaratmaya çalışanlar unutmasınlar ki, bu ülkede işbirlikçilik yapmayan, ülke sevdalısı, KKTC savunucusu, Türkiye sevdalısı aydınlar da vardır ve olmaya devam edecektir. Emperyalizme karşı, küresel güçlerin siyasal, sosyal ve kültürel işgal operasyonlarına karşı ülkesini savunacak aydınlar da elbet olacaktır ve onlarla el ele yürümeye devam edeceğiz. Okuduğunuz bu yazı, işte böyle bir platformda yayınlanıyor..

Attila İlhan, Türkiye’deki emperyalist güçlerin işbirlikçisi olmamış aydınlardan birisiydi. Yazdığı bir şiir, bir aydının nasıl olması gerektiğini anlatır : 
 O sözler ki acıdır,mapusane avlularında  
demirli kırbaçlar gibi şaklar,  
o sözler ki, sırasında çiçek açmış bir nar ağacıdır  
dağ ufkuna vuran deniz aydınlığı  
sırasında gizemli bıçaklar,   
O sözler ki, imgelem sonsuzluğunun ateşten gülüdürler 
kelebek çarpıntılarıyla doğarlar, ölürler  
O sözler ki, kalbimizin üstünde 
dolu bir tabanca gibi

 ölüp ölesiye taşırız  
o sözler ki, bir kere çıkmıştır ağzımızdan 
uğrunda asılırız. 
 Mehmet Ali Talat’ı indirip Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu KKTC Devlet Başkanlığı koltuğunu oturttuğu için cezalandırılmaya çalışılanlar varsa, onlara bu cezayı kesmek isteyenlerin yarınlarda gideceği yer olmayacaktır. Kurnazlıklarıyla, işbirlikçilikleriyle, tutarsızlıklarıyla mevzi kazanmaya çalışanlar, yenilecekleri bir savaşa giriştiklerini asla unutmasınlar. Bizim İpimiz Cebimizdedir, ya işbirlikçilerin!

Kıbrıs’ta Barış Hayal 

Doç. Dr. Birol Ertan

Siyaset Bilimci 
 
 

Bazı marjinal gruplar ya da iyi niyetli genç kardeşlerimizin bazıları, Lefkoşa meydanlarına çıkıp “Kıbrıs’ta Barış Engellenemez” sloganı  attıkça, içimde bir sıkıntı oluşuyor. Hala bir gerçeği ya analatamadık, ya birileri anlamamak için direniyor. 
 

Onyıllardır somut bir gerçeği anlatmaya çalıştığım halde, birilerine derdimi ifade edemediğim söylenebilir. Bir türlü anlatmayı başaramadığım yalın gerçek nedir : “Rumlarla Barış ve Çözüm Olmaz.” Barış ve Çözümden kastım, Kıbrıs adasında Rumlar ile eşit ve adil koşullarda bir devlet çatısı altında yaşayamayacağımızdır. 
 

Düşünün ki, Kıbrıs adasında Rumlar ve Türkler yıllardır farklı kimlikleriyle yaşıyorlar. Dış güçlerin de müdahalesiyle ortak bir devlet kuruluyor, bu devleti ortak biçimde yönetmeye çalışıyorlar. Bir süre sonra Rumlar, Türkleri adadan atmak, adayı Yunanistan’a bağlamak ve Türkleri yönetimden/devletten uzaklaştrımak için oyun üstüne oyun oynamaya başlıyorlar. Sonunda katliamlar ve darbeler ile Türkleri yok etme noktasına geliyorlar. Kıbrıs Türkleri ise Anavatanlarının müdahalesi, yardımı ve karşılıksız desteği ile ayakta kalabiliyor. Adada bir barış müdahalesi gerçekleşiyor. Kıbrıs Türkleri, adanın kendilerine ait bölgesinde izolasyonlar ve ambargolar içinde, dünyadan soyutlanarak, Anavatanlarının desteğiyle ayakta kalma mücadelesi veriyorlar. Bu süreçte Anavatan Türkiye, Kıbrıs Türkleri için birçok bedel ödemek zorunda kalıyor. Kıbrıs Türkleri de varlıkları ve bağımsızlıklarını korumak için mücadelelerinden ve Anavatanlarından vazgeçmiyorlar. Bugünlere geliyoruz. 
 

Diğer yandan, Kıbrıslı Rumlar ise önlerine 3 hedef koymuşlar: 
 

  1. Kıbrıs Türklerinin Anavatanla ilişkilerini kesmek
  2. Kıbrıs adasında Türk askeri varlığına son vermek
  3. KKTC’yi ortadan kaldırıp “sözde” Kıbrıs Cumhuriyeti’nde adayı Rum devleti haline getirmek.

 
 

Bu mentalitede bir Kıbrıs Rum derin devlet anlayışıyla nasıl barış ve çözüme ulaşacaksınız? Daha önce gerçekleştirilen bütün sorun çözme girişimlerini şu ya da bu nedenle reddeden ya ad etkisizleştiren Rumlar, kendileri için büyük avantajlar taşıyan “Annan Planı” oylamasında bile olumsuz oy kullandılar. İktidarda bulunan komünist partileri AKEL bile Annan Planı’na “hayır” oyu verdi. Böylece, Rumların komünistlerinin bile Enosisçi olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Nasyonal Komünist Partisi olduğunu bir kez daha gösterdiler. 
 

Kıbrıs Türklerinin adadaki varlıklarına tahammül edemeyen Yunan destekli Rum devleti mentalitesi, masum bir spor karşılaşması ya da bir müzik etkinliğini bile yasaklayabilmek için dünyayı seferber ediyor. KKTC’deki sendikalar ve sivil toplum örgütleri, Rumların bu aşağılık girişimlerine karşı ortak bir eylem yapmayı düşünmediler bile. Ama bazı sendikalar ve AB finanslı “sivil” toplum örgütleri, Türkiye karşıtı eylemler yapmak ve söylemler gelitşirmek için can atıyorlar ve her fırsatı değerlendiriyorlar. Sendika temsilcisi kimliğinde bazı zavallılar, Türkiye konusunda çirkin ve yanlış açıklamalar yaparak Rum devletinin çıkarlarına hizmet ediyor. Bunu biliçli mi yoksa bilinçsizce mi yapıyorlar bilemiyorum. Belki bazıları yaptıklarının anlamını bilmiyor, bazıları ise biliyorlar ve bu işten nemalanıyorlar. 
 

Bütün bu atmosferde KKTC’deki bazı siyasi partiler ve dış finansal destekli bazı “sivil” örgütleri, hala barış ve çözümden söz ediyor. KKTC sınırlarında uluslararası bir spor karşılaşmasını yasaklatmaya çalışan, masum bir müzik etkinliğine yasak getirmek için çırpınan, seni ve ülkeni dünyadan izole etmek için milyon dolarlar harcayan Rumlarla göbek atarak barış ve çözüme ulaşmaya çalışanlar, bilerek bir misyonu üstlenmedilerse, ya saf ya da

bilinçsizdirler. İşin gerçeği budur. 
 

Bir kez daha açık ve basit olarak yineliyorum : Kıbrıs adasında Rumlarla Barış ve Çözüm Olmaz. Yıl sonuna kadar bir anlaşma olacak diyerek milleti kandırmaya çalışanlar varsa, sözüm onlar için de geçerlidir. 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel-siyaset Haberleri