Liboşlar, Diyalektik ve İkiyüzlülük
Birol Ertan
Alman felsefeci Hegel ile sosyalist düşünür Karl Marks arasındaki farkı anlatmak için söylenenleri duymayanınız yoktur diye düşünüyorum. Karl Marks, kendi söylemiyle, Hegel diyalektiğinin baş aşağı durduğunu görmüş ve onu ayakları üzerine durması için ters çevirmiştir. Bu düşünce, Marks’ın en yakın mücadele arkadaşı olan F. Engels tarafından da benimsenmiştir. Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı eserinde Hegel, Marks’ın, soyut olarak baş aşağı edilmiş olan Hegel diyalektiğini ayakları üstüne oturttuğunu yazmıştır. Karl Marks da ünlü eseri Kapital’in ilk cildinde, Hegel diyalektiğinin tekrar ayakları üzerine doğrultulması gerektiğini yazmıştı.
Diyalektik, bir makalenin boyutlarını aşarak açıklanabilecek bir felsefi yöntemdir elbette. Ancak, bir makalede diyalektik üzerine yazmak da çok sakınca oluşturmayacaktır.
Karl Marks, diyalektik yöntemi Hegel’den alsa da ondan farklı olarak toplumlara uygulamış ve diyalektik materyalizm olarak isimlendirilen yeni bir yöntem geliştirmiştir. Kapital’de Marks, kendi diyalektik yönteminin Hegelci diyalektikten farklı değil, onun tam karşıtı olduğunu yazmıştır (Kapital’in İngilizce ikinci baskısı, Cilt I, sy. 29).
Diyalektik yöntemde, doğada ve toplumda her şeyin kendi zıddını da barındırdığını/yarattığını, bu zıtlıkların mücadelesinden yeni bir durumun ortaya çıktığını, bu yeni durumun da kendi zıddını yaratarak değişim süreci içinde yeni durumların yaratıldığını anlatmak için tez-antitez-sentez üçlemesi yapılmaktadır.
Liboşların (eski Marksist, yeni liberal ve köşe dönmeci takımının) dünyaya bakışlarını ve siyasal olayları açıklamasındaki çelişkilerini, ani tavır değişikliklerini ve tutarsızlıklarını diyalektik yöntemle açıklamaya çalışmak yersizdir. Çünkü, diyalektik, düşüncede ve tavırda zıtlıklar anlamına gelmez. Tersine, doğada ve tarihsel gelişmede zıtların sürekli mücadelesini anlatır.
Liboşların çelişkisi, Marks diyalektiğini tekrar baş aşağı getirmeleridir. Gerçekleri görmek ve değişimi açıklamak için Marks tarafından kullanılan diyalektik, Hegel’in idealist felsefesinden bir kopuştu. Ne var ki, Liboş takımı, diyalektiği anlayamadığı gibi, çelişkili tavırlarını ve ikiyüzlülüklerini gizlemek gereği bile duymadan tarihi ve siyasal gelişmeleri ters yüz etmeye devam ediyorlar.
Kıbrıs’taki (KKTC’deki) Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde liboş takımı, devletini, egemenliğini ve özgürlüğünü savunan adayı desteklemek dururken, Atlantik ötesinden aldığı mesajlar doğrultusunda eski Cumhurbaşkanı ve KKTC kurulduğunda ağladığını itiraf eden Mehmet Ali Talat’ı destekledi. Kıbrıs Türk halkı, büyük bir sağduyuyla sandığa gitti ve liboş takımının desteklediği adayı Cumhurbaşkanlığı koltuğundan indirdi. KKTC’de liboşların desteklediği kesim, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “dönek” bir parti başkanına Anavatan nutukları attırıp Türkiye kökenli seçmenlerin oylarını çalmaya çalıştı. Bunu başaramayınca, seçimlerden sonra Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarını suçlamak için 24 saat bile beklemediler. KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bizim liboşlar, KKTC’deki dönekler ile Rum lider Hristofyas’ın çantacıları (Türkiye’ye işgalci diyen, Rum lider Hristofyas’ın çantasını taşıyan bir parti başkanı) aynı adayın etrafında bütünleşirken, KKTC’deki döneklerin söylemi ile Rum liderin çantacısının söylemi tam ters noktada olmuştur. Yavru vatandaki dönekler, Anavatanla uyum için Rumlara yama olmayı savunanlar için oy isterken, Rum liderin çantacısı da Anavatandan kurtulmak için Rumlara yama olmak isteyenlerin adayına oy talep etmiştir. Bu durum, asla diyalektik ile açıklanamaz. Olsa olsa ikiyüzlülük ve tutarsızlık ile açıklanabilir.
Liboşlar, her şeyi yanlış gördükleri gibi, Marks’ın diyalektiğini de yanlış anlamışlardır. İkiyüzlülüğü, tutarsızlığı ve oportünizmi diyalektik gerçeklik sandıkları için her platformda yenilgi yaşamaya devam edecekler. Yalnız bizim ülkemizde değil, yavru vatan KKTC’de de halkı anlayamadıkları, dünyayı anlamak istemedikleri ve emperyalist güçlerin maşası oldukları bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Yavru Vatan KKTC’den Türkiye’deki liboşlara geçmiş olsun dileklerimle.