BİZ BİZE

Biz, yazarlar bir şeye üzüldüğümüz zaman kendi kabuğumuza çekiliriz. Orada çok farklı bir hayat yaratırız. Kalemimize sarılırız sımkısı, kelimelerle resim çizeriz, desenler yaratırız. Bir yazar kabuğuna çekilmişse; hassaslaşmıştır. Yeni bir dünya kurmuştu

 

BİZ BİZE 
 
Şuan ki duygularımı anlatmaya kalksam sanırım beceremem. Tuhaftır, bir yazarın duygularını tanımlayamayışı. Hani bir gün; acının en doruğuna gelirsiniz ya, işte o zaman gözlerinizden yaş gelmez artık. Buna benzer bir duygudayım. Tarifi olunamaz bir duygu içinde, ama o duygularla dib dibe burun burunayım.
 
Acaba bu hayatın kaç tane treni var ve biz, o trenden kaçıncısına binebildik.
 
Ya da kaç  tanesine binebildik. Aptalca olmayacak, belki de hiç  binemedik o trene. Hep kaçırdık ve sonra da el salladık uzaktan yitirdiklerimize, elde edemediklerimize, sevdiklerimize… Adı üstünde uzak ya, uzak işte…
 
Günler uzar gider böylece. Hoş ya; geçse de senin için bir anlam ifade etmez.
 
Biz, yazarlar bir şeye üzüldüğümüz zaman kendi kabuğumuza çekiliriz. Orada çok farklı bir hayat yaratırız. Kalemimize sarılırız sımkısı, kelimelerle resim çizeriz, desenler yaratırız. Bir yazar kabuğuna çekilmişse; hassaslaşmıştır. Yeni bir dünya kurmuştur kendisine… Duygulardan inşa edilmiş bir köy, sevgiden inşa edilmiş onlarca katlı bir bina…
 
Sanırım, “Orhan Veli”, gibi anlatamıyorum. Kıyıya vuruldum bir deniz dalgasında. Sizler bu mısraları okurken; yine yüreğimle özdeşmiş, duygularımın tercümanı Orhan Veli gibi mısralarıma dokunmanızı istiyorum. Korkmayın gözyaşlarım elinizi yakmayacak. Çünkü gözyaşlarımızın tadı da aynı…
 
Aslında biz yazarlar âşık olduğumuz zaman sevdiğimiz insanı yükseltmekte, yüceltmekte üstümüze yoktur. Hani yazınsal hayatımıza girecek bir kahraman vardır ya. İşte biz onu masal kahramanı ilan ederiz. Etten, kemikten bir insandır o da. Ama biz, hücrelerinden başlayıp, ruhuna kadar girmek isteriz. Hikâyeler onun için yazılır, şiirler onun için… Aslında yazdıranda kendisidir ya. Kendisini de biraz yazar ilan ederiz… Bizi aşkımızın o gizli bahçesinde gezindiren de kendisidir çünkü. Sonra bir son olur işte;
 
Hani derler ya” her güzel şeyin muhakkak bir sonu vardır”, diye. Nedense güzel olan her şeyin muhakkak sonu oluyor.’ Kötü’ dediğimiz şeyler ise sürekli peşimizde, kedinin fareyi kovaladığı gibi. Fark ettiniz mi? Güzel bir şey yaşadığımız zaman peşinden muhakkak kötü bir şey yaşıyoruz. Sanki bunlar birbirlerini doğuruyorlar.
 
  Şimdi bizbizeyiz. Aslında duygularımız ortak, yaşadıklarımız ortak… Her nerede olursak olalım
 
İster yurtdışında, ister en ücra bir kasabada her birimizin ortak bir adresi var. Acı, aşk, mutluluk, hüzün, sitem…
 
Her birimiz farklı  kelimelerden gelip bir cümleyi oluşturuyoruz. Öznelerimiz farklı olsa da yüklemlerimiz hep aynı…  Şimdi beni anlayabiliyor musunuz? BİZ, BİZEYİZ BİZ.
 
Belki istasyonda treni kaçırmış ortak bir yolcu, belki de o trende seferine başlayan insanlarız belki o sancılı, o tuhaf aşk duygusu içinde… Belki de bugün benim gibi duygularını tanımlayamadığı gibi garip…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel-siyaset Haberleri