Bugün 3 Aralık

Bu gün bir çok yönetici/miz sabah saatlerinden başlayarak Orduda /Türkiyede yapılacak törenlerde " Engellilerinde BİREY olduğundan bahsederek eldeki kağıttan ya da Doğaçlama olarak GÜNÜN MANA VE EHEMMİYETİNE BİNAEN konuşmalar yapacaklar..

Geçen yıl yayınlamıştık.

Değişen  ne var acaba !?

Bugün 3 Aralık.

Bu gün bir çok yönetici/miz sabah saatlerinden başlayarak Orduda /Türkiyede  yapılacak törenlerde " Engellilerinde BİREY olduğundan bahsederek eldeki kağıttan ya da Doğaçlama olarak GÜNÜN MANA VE EHEMMİYETİNE BİNAEN konuşmalar yapacaklar..

Ordu'da iki arkadaşımızın, Sultan Öztürk ve Şeref Özkan'ın aşağıdaki yazısını okusalardı, yapacakları Rutin Konuşmayla beraber, vicdanlarından gelen satırlarıda bizzat bizlere okumanın ötesinde,  elindeki Devlete/Halka ait imkanları   DERHAL VEDE ACİLEN  İCRAAT SAFHASINA SOKARDI...

Kısacası bu araştırmaları ve kağıda döktükleri bu yazı/araştırmayı Devlete yük etmeden yapan/yayınlayan her iki arkadaşımıza Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Ordu Kent Gazetesi ve Nevzat Akata olarak teşekkür ederim...

ENGELLİLERİN DÜNYASINDAN

Yazarlar : Sultan Öztürk / Şeref Özkan 

https://www.facebook.com/Engellilerin.Dunyasi.TV

Engellileri toplum yaşamından soyutlayan unsurları azaltmak, mümkün olan yerlerde tümüyle ortadan kaldırmak, yaş, cinsiyet, sosyal kesim gibi unsurlardan bağımsız olarak, engellilere fırsat eşitliği olanakları yaratmak, başta devlet olmak üzere  hepimizin sorumluluğudur.

 

Engellilerle  ilgili istatistikler incelendiğinde genelde yok olarak varsayılan yada var olduğu bilinerek görmezden gelinen engelli kişilerin sayılarının toplumda azımsanamayacak boyutlarda olduğu görülür. Türkiye’de toplam nüfus içinde engellilerin oranı %12.29'dur. Ancak Karadeniz ve orduda bu oran daha yüksektir..

 

Orduda yeterli alan çalışması yapılmadığı için, engellilerin sayısal ve sınıflar verileri hakkında yeterli bilgi sahibi değiliz. Ordu valiliğinin verileri ise müracatlara dayalı olduğu için, doğru tesbitlerden uzaktır.

ORDUDA TOPLAM ENGELLİ SAYISININ 86 BİN KADAR OLDUĞU TAHMİN EDİLMEKTEDİR.

Şimdiye kadar orduda kendini başkalarının yardımına muhtaç hissederek bakım aylığı için müracat eden engellilerin sayısı yaklaşık 27 bindir. Bunlardan ancak 5.800 kişi bir çok yasal kriterleri aşarak bakım aylığı almaya hak kazanmıştır.

 

Kırsalda yaşayan bir çok engellinin bakım aylığı için müracat edemediği de dikkate alınırsa, Orduda bir başkasının desteğine ihtiyaç duyan 30 bin ağır engelli olduğunu söylemek mümkündür. Devletin bakım aylığı ile ilgili kriterleri çok yüksek olduğu için, ihtiyacı olanlar bu imkandan büyük oranda yararlanamaktadır.

 

  Gözlemlerimize dayalı olarak söyleyelim ki, bakım aylıkları engellileri kısmen özgürleştirmiş. Çünkü evde yok sayılan, dikkate alınmayan engelliler, birden ev ekonomisine katkı sunar duruma gelmiş, sosyal alanlara katılmasının yolunu açmış.

Engelliliğin çok önemli bir bölümü, önlenebilir sebepler yüzünden meydana geliyor.

 

Akraba evliliği, gebelik sırasında annenin karşılaştığı travmalar, hastalıklar, ilaç kullanımı, ışına maruz kalma, annenin alkol ve madde bağımlısı olması, yanlış uygulamalar, iş kazaları, ev kazaları, trafik kazaları, terör olayları, endüstriyel kazalar, deprem ve benzeri yıkım olayları, büyük sanayi kazaları; temel engellilik nedenler arasındadır.

Bunların büyük çoğunluğunun da önlenebilir olduğu ortadadır. O halde "engellilik bir kader değildir".

 

Gerekli önlemler alındığında, bilinçli bir toplum yaratıldığında, engellilik büyük oranda önlenebilir. Bunun için insana her şeyin üstünde değer veren bir anlayışın toplumda benimsenip yerleştirilmesi gerekir. Bu nedenle engelli sorunlarına eğilirken, ısrarla üzerinde durulması gereken konu engelliliğin oluşmasını önlemek olmalıdır.

 

 

Yoksulluk:

 

Engellilerin genel olarak toplumla bütünleşmesinin önündeki engellerden birisi ve belki de en önemlisi yoksulluktur.

Engellilerin çok büyük çoğunluğu toplumun yoksul kesimlerinden geliyor ve yoksulluk içinde yaşıyorlar.

 

Engellilerin topluma kazandırılmalarının önündeki en ciddi sorunlardan birisi, içinden geldikleri sosyo-ekonomik kesimin, bir bütün olarak yaşadığı yoksulluk ve gelir dağılımı sorunudur. Doğaldır ki yoksul kesimler arasından gelen engelliler, yoksulluğu üreten başka sebeplerle de bir arada yaşadıkları için, onlar için yoksulluk adeta bir kısır döngüye dönüşmektedir. Bu, onların toplumla bütünleşmelerinin önündeki en ciddi engeldir.

 

Eğitim:

 

 

Engellilerin toplumla bütünleşmesinin önündeki bir diğer engel de eğitim konusunda karşılaştıkları sorunlardır.

Ülkemizde eğitim sistemi, öncelikle, nüfusun engelli olmayan kesimi için planlanıp uygulanmaktadır. Böylece daha en baştan eğitim sistemi, engellileri dışlayan bir anlayışa sahiptir. Bilinçli ya da bilinçsiz gelişen bu dışlayıcı tavır, diğer konular için de söylenebilir.

 

Oysa çağdaş eğitim anlayışında, eğitimin odağında, engelli olsun olmasın, insanın özellikleri ve ihtiyaçları yer alır.

 

Engelliler eğitim sisteminin dışında kalıp eğitilemeyince, bu durum pek çok başka sorunu da beraberinde getirmektedir.

Ülkemizde engellilerin % 91'i eğitim imkanlarından  yoksundur. Bu eğitim oranıyla engellilerin sorunlarını çözmek, onları topluma kazandırmak, toplumla bütünleştirmek mümkün değildir..

 

Özel eğitim alması gereken 16 yaşından küçük çocukların sayısı 2.5 milyon olmasına rağmen 32 bin 500 çocuk Türkiye çapında özel eğitim hizmeti verebilen okul veya kurumlara devam edebilmektedir.

 

Türkiye'de engellilerin %99’u sosyal ve kültürel etkinliklere katılamazken, engelli nüfusun %25’nin evinde televizyon bile yok. Ülkemizde eğitim gören engelli bireylerin % 5.6’sı liseyi tamamlayabilmektedir.

 

Ulaşım, Fiziksel Çevre ve Konut

 

Engellilerin topluma katılmalarının önündeki en büyük engellerden biri de ulaşım, fiziksel çevre ve konut sorunudur.

 

Yaşanılan konuttan tüm kamusal yaşam alanlarına, ve ulaşım araçlarına kadar tüm çevresel unsurların engellilerin özellikleri ve ihtiyaçları dikkate alınarak tasarlanmadığı bir gerçektir. Yollar, kaldırımlar, kamu binaları, parklar ve bahçeler, okullar, içinde yaşanılan konutlar, ulaşım araçları ve bunun gibi daha bir çok fiziksel çevre unsuru, engellilerin topluma katılmasının önünde ciddi birer engel oluşturmaktadır.

 

Ordu’da engellilerin gidebileceği doğru dürüst bir tuvalet, oturup çay içeceği, yağmurdan korunabileceği bir mekan bile yoktur. Çünkü bütün mekanlara hemen hemen fiziksel engeller yüzünden erişim mümkün değildir.

Ordudaki hemen hemen bütün kamu kurumları, engellilerin kullanımına uygun değildir. 

 

Ancak son zamanlarda orduda engelli kavramı ve bilincinin yerleşmesinde önemli

mesafeler alındı.

 

Nüfusun en yoğun olduğu İstanbul'da bile engelli kullanımına uygun 17 otobüs bulunmaktadır. Ordu’da ise engellilere uygun tek bir araç yoktur.

Belediyeninde yakın bir gelecekte engellilere yönelik bir ulaşım planı yoktur. Türkiyede Bina, cadde, sokak ve yollarda, engeline uygun düzenlemeler bulunan engellilerin oranı sadece %2.5’dir.

 

 Şunu sevinerek söyleyelimki, başlatılan kampanyalar sonucu yerel siyasi yöneticilerin ve orduya binlerce çağdaş konut kazandıran memurkentin özel ilgisiyle, TOKİ bölgemize 1.500 konut yapma kararı almıştır.

 

ENGELLİLER KONUT İSTİYOR 

 

Bu konutların bir bölümü hem engellilere göre üretilecek, hem de onyılların ihmalini bir ölçüde giderebilmek için  pozitif ayrımcılık yapılarak çok düşük ödemelerle konut sahibi olmaları sağlanacaktır.

 

Rehabilitasyon:

 

Rehabilitasyon ve araç-gereç gereksiniminin yeterince karşılanamaması da engellilerin toplumla bütünleştirilmesinin önündeki engellerden birisidir.

 

Rehabilitasyon sürecinden geçmemiş olan engelli birey, topluma ve içinde yaşadığı aileye yük olmaktan kurtulamayacaktır.

Engellilerin engelleriyle bağlantılı bir eğitim ve rehabilitasyon olanağından yararlanması, onları toplumsal yaşamla bütünleştiren en önemli etkendir. Oysa türkiyede ve orduda  engellilerin ezici bir çoğunluğu bu olanaklardan yararlanamamaktadır.

Türkiyede engellilerin %95’ bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanamamaktadır.

Engellilere gereksinim duydukları araçlar, ücretsiz ya da çok ucuza verilmelidir. Engellilerin gereksinim duydukları özel araçların geliştirilmesi konusunda AR-GE araştırmalarının desteklenmesi, araçların üretiminde kolaylıklar sağlanması gerekir.. En önemlisi engellilerin bu araçlara kolaylıkla ulaşabilir olması sağlanmalıdır. Oysa orduda bırakın bu alana yönelik üretimi, engellilerin kullandığı araçların bakım ve onarımını  bile yapacak bir kuruluş yoktur.

 

Engelli bireylerin bakım ve rehabbilitasyon merkezlerinden yardım alabilenlerin toplamı %9’dur.Engelli bireylerin % 71’i ailesi olmadığı durumda, kendisine kimin bakacağı endişesini taşımaktadır.

 

Engellilerin yüzde 65’i tanımadığı kişilerin alay, aşağılama gibi davranışlarına maruz kalmaktadır. Üzücü bir tesbit olarak söyleyelim ki, ordudaki bazı engelli dernek yöneticileri de engellileri hor görmekte, aşağılamaktadır.

 

Engellinin Aile Yaşamı / Özel Yaşamı

 

Topluma katılma, toplumla bütünleşme konusunda bir başka güçlük de, engellinin aile yaşamı,  özel yaşamıyla ilgili olarak ortaya çıkmaktadır.

Engellinin hareket yeteneği sınırlanınca, özel yaşamına da bazı kısıtlamalar getirmektedir.

Hatta sürekli bakım ve koruma altında olan engelliler için adeta özel yaşam yok denebilecek kadar azdır. Engelliye ait bir mekanın yokluğu ve kimi etkinliklerin yasaklanması  gibi pek çok sınırlama özel yaşamı ortadan kaldırmaktadır.

Ayrıca engellilerin evlenmeleri ve aile kurmaları da diğer insanlara oranla daha güçtür. Bu da onların toplumla kaynaşmalarını önemli ölçüde engellemektedir.

 

İstihdam Sorunu

 

Engellilerin toplumla bütünleşmesinin önündeki en önemli engel ise işsizlik sorunudur. Çalışmanın gerek bireysel gerekse toplumsal refahın sağlanmasındaki önemi tartışmasızdır.

 İşsizlik ve çalışma yaşamından kaynaklanan sorunlar, engellileri kuşatan sorunlar arasında, adeta diğer sorunların da kaynağıdır.

Doğrudan doğruya diğer sorunları doğuran ya da bu sorunların daha şiddetle yaşanmasına neden olan temel bir sorundur.

 

Orduda engellilerin istihtamı hem kamuda, hem de özel şirketlerde çok sınırlıdır. Bir çok kuruluş yasal olarak engelli çalıştırmak zorunda olmalarına rağmen, çeşitli yöntemler kullanarak engelli istihdam etmemektedirler. Bunun için iş-kur’un rehberliğinde bir çalışma yapılmalı, işyerlerinin ihtiyaç duyduğu vasıflarda engelliler meslek sahibi yapılmalıdır.

 

Dilenci

 

Toplumun önemli bir kesimi, engelli görünce ona acıyarak yaklaşmakta, dilenci muamelesi yapmaktadır.

Bu algıda engelli camiasının önemli sorumluğu bulunmaktadır. Her kuruma proje üretmeden “yardım” diye giden ve onuda çoğu kez istismar eden dernek ve benzeri kurumların bazıları, bu algıyı güçlendirmektedir.

Çok az sayıda bile olsa bazı engellililerin dilenciliği bir meslek haline getirmesi de bu algının pekişmesine zemin hazırlamaktadır.

Dilencilik yapan engelliler sokakta çok sayıda insanla temas ettikleri için, doğal olarak toplum, engellileri bu dilenciler üzerinden tanımaktadır ve her engelliyi potansiyel bir dilenci olarak görmektedir.  

Bu hem engellilerin onurunu yaralamakta, hem de yeni kazanımların önünü kesmektedir. Bunun önüne geçmek için yasalar tavizsiz uygulanmalı, dilencilik yapanlara izin verilmemelidir.

Bir tesbit olarak söyleyelim ki, orduda dilencilik yapan az sayıdaki engellinin gelir düzeyi, engellilerin ortalama gelir düzeyinin üstündedir. Devlet onların temel ihtiyaçlarını gidermektedir.

 

İletişim

 

Engellilerin çevre ve dünya ile iletişimleri çok sınırlıdır.

Var olan sorunları destek görmeden aşabilmeleri ve sosyal yaşamın bütün alanlarına bağımsız katılabilmeleri imkansızdır.

 

Zaten çok büyük bir bölümü eğitimsizdir.

Bu sorun halk eğitim merkezlerinin katkısı ile belli oranda çözülebilir. Ancak, ordu halk eğitim binası engellire uygun değildir. Asansörü olmyan binanın tuvaleti bile yoktur. Engel taa girişten başlamaktadır.

 

Bir çok arkadaşımız eğitimini bırakmak zorunda kaldı.

Halk eğitim merkezinin fiziki koşulları öncelikle engellilere uygun hale getirilmeli, yoğunluklu olarak engellilerin temel eğitimine odaklanmalı ve onlara beceri kazandırmaya yoğunlaşmalıdır.

 

Engellilerin çevresi ile kurduğu en iyi iletişim aracı internettir.

İnternet onlar için dünyaya açılan kapıdır.  Ancak, büyük bir bölümünün bilgisayar alabilecekleri ekonomik donanımı olmaması ve yeterli bilgisayar kullanmayı bilmemeleri sebebiyle bu alanı verimli kullanamamaktadırlar.

Halk eğitim merkezi ağırlıklı olarak bilgisayar kursu vermeli, engellilerin bilgisayara sahip olmalarını kolaylaştıracak projeler geliştirilmelidir. Ama öncelikle halk eğitim merkezinin fiziki yapısı engellilerin kullanabileceği duruma getirilmelidir.

 

Engellilerin yaşam şartlarından gelen potansiyelleri ayrıca incelenmeli, ona uygun yönlendirilmeler yapılmalıdır. Bu alanda kendini yetiştirmiş bağlama virtiözü ve şair olan muzaffer özdemirde bedensel engellidir

 

Gözlemlerimize dayalı olarak söylersek, engellilerin kültürel ve yazın alanlarına ilişkin önemli potansiyelleri vardır. Bir yere giderken, gidecekleri yerin her santimetrekaresinin hesabını yapmak zorunda oldukları için, bu yaşam biçimi onları çok detaycı yapmakta, sabır ve iradelerini güçlendirmektedir. Eğer gerekli altyapılar oluşturulursa, Orduda ve Türkiyede, yazın ve sanat alanında engelliler büyük bir patlama yapabilir.

  • Orduda bir grup engelli rehberliğinde yapılan sosyal etkinlikler, bir gerçeği daha ortaya çıkarmıştır. Genel kanaat olarak yaygın olan  “engelliler bir araya gelemez”  düşüncesinin ne kadar haksız ve gerçeği yansıtmadığını da açığa çıkmıştır. Çeşitli engelli kuruluşlarında yönetici olmuş engelli temsilcilerinin ortaya attığı bu düşünce, eşyanın tabiatına da aykırıdır. Evinde hapis hayatı yaşayan engelliler, dışarı çıkmak, sosyalleşmek için can atmaktadır. Ancak, engellilere çeşitli hizmet sunan kurum ve kuruluşlar, engellilere ulaşabilmede belirgin sorunlar yaşamaktadır. Bu sorun, engellilerin üye oldukları derneklerde de mevcuttur. Kurum – engelli arasındaki belirgin kopukluğun nedenleri üzerinde durmak, uygulamaları ve anlayışları değiştirmek gerekmektedir..

 

Onlara gerekli altyapı sağlanırsa, bir araya gelmeleri, diğer sosyal gruplardan daha kolaydır. Bunu orduda sınayarak test ettik. Daha önce orduda başka örneği olmayan etkinliklere,  sınırlı imkanlarımızla ulaştığımız engelli ve yakınlarının çeşitli etkinliklere katılımını sağladık.

 

Bu etkinlikler, engellerlin birbirlerini tanıma fırsatı doğurdu, kaynaşmayı ve dayanışmayı pekiştirdi. Çeşitli eylemlerle farkındalık ve kamuoyu oluşumuna katkı sağladı. Engelliler, yaptıkları etkinliklerle sorunlarını dile getirdi, sonuç alıcı taleplerini yerel basının da desteği ile  yetkili kurumlara ulaştırdı.

 

Ordu valiliği kamu binalarındaki fiziksel engellerin kaldırılması için genelge yayınladı,

 

Ordu Belediyesi kaldırım rampalarını yeniden rehabilite etmek için söz verdi,

 

TOKİ engellilere uygun konut yapımına başladı,

 

OBKT engellilerden oluşan bir tiyatro hazırlığını yürütüyor,

 

Türk Telekom ve bir çok kuruluş bina girişlerini  engellilere göre düzenledi,

çeşitli sivil toplum örgütleri engellilere yönelik duyarlılığını artırdı.

Ancak sorunlar sayısız, engeller çok çeşitli ve sınırsız.

Onyılların biriktirdiği sorunları çözmek için  tüm engelliler sizin desteğinizi bekliyor

 

http://www.ordukentgazetesi.com/news_detail.php?id=17360

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel-siyaset Haberleri