Seyit Torun Ordu Belediye başkanı olarak "Çevreyi konuşmuştu"ya... Bu kısa arşivi, Başkan Torun'a armağan ediyoruz...
Resimlerden sonra Belediyenin resmi sitesinden alınan haberin tamamını okuyabilirsiniz...
Not : Resimler Meletin Karşı yakasından ve ayni yerden çekilmiştir... "Fotomontaj" işi yok yani...
Çöp'ümüz Deniz Mevsimini Açtı!?
HAYIRLI OLSUN...
Ordu Çöpü Melet ırmağına dökülürken ÇESİAT ve “Çevreye duyarlı” meclis üyelerimiz ve “Çevrecilerimiz” 2003, 2003,2004 ve 2010 yıllarında çekilen bu resimleri izlerken acaba bu resimleri ne olarak değerlendirecekler…
Umarız gereği yapılır ve “Çöp için harcanan vergilerimiz ve tesislere yapılan harcamalar” meclisce mercek altına alınarak soruşturulur…
Bakalım Valilik çevre konusunda çevrecilerle birlikte ne tür bir tutum sergileyecek…
BAŞKAN TORUNDAN ÖNCE 2003 YILI
BAŞKAN TORUN'UN DÖNEMİ, 2010 YILI GÖRÜNTÜSÜ GEÇEN HAFTA
BAŞKAN TORUN'UN DÖNEMİ, 2010 YILI GÖRÜNTÜSÜ GEÇEN HAFTA
BAŞKAN TORUNDAN ÖNCE
BAŞKAN TORUN'UN DÖNEMİ, 2010 YILI GÖRÜNTÜSÜ GEÇEN HAFTA
BAŞKAN TORUNDAN ÖNCE
BAŞKAN TORUN'UN DÖNEMİ, 2010 YILI GÖRÜNTÜSÜ GEÇEN HAFTA
BAŞKAN TORUN'UN DÖNEMİ, 2010 YILI GÖRÜNTÜSÜ GEÇEN HAFTA
BAŞKAN TORUN'UN DÖNEMİ, 2010 YILI GÖRÜNTÜSÜ GEÇEN HAFTA
2003 YILI BAŞKAN TORUNDAN ÖNCE
BAŞKAN TORUNDAN ÖNCE
BAŞKAN TORUN'UN DÖNEMİ, 2010 YILI GÖRÜNTÜSÜ GEÇEN HAFTA
BAŞKAN TORUNDAN ÖNCE
BAŞKAN TORUNDAN ÖNCE
Hey gidi Melet Heyyy.
daha 7 sene önceki bir zaman diliminde
böyle imiş...
AŞAĞIDAKİ HABERDE DAHA DÜN ANKARADA Kİ TOPLANTIDAN...
GÖRÜNTÜLEREMİ İNANALIM YOKSA "BAŞKAN TORUN'A MI ???
Gala öncesinde organize edilen l.Ulusal “Kentsel Çevre Konferansı” na Çevre ve Orman Bakanlığı, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Çankaya Belediyesi, Altındağ Belediyesi, Yeni mahalle Belediyesi Belediye Başkanları ile Sivil Toplum Kuruluşları da katıldı. Konferansta Başkan Seyit TORUN’ da bir konuşma yaptı.
Kentsel Çevre Kalitesinin Arttırılması ve Korunmasında Yerel Yönetim Uygulamaları konusunda düşüncelerini aktaran Başkan Seyit TORUN konuşmasında şu görüşlere yer verdi;
“Hiç kuşkusuz günümüz dünyasında, toplumların üzerinde en fazla durduğu ve insanların fikir yürüttüğü konuların başında çevre kavramı gelmektedir.
Bu öyle bir kavram ki günümüz, geleceğimiz, sağlığımız gibi konular başta olmak üzere bizden sonraki kuşakları da etkileyecek hatta onların sebep olmadığı şeylerden dolayı bedel ödeyeceği sonuçları doğuracak bir kavramdır.
Çok değil zaman olarak biraz geriye gittiğimizde, çevre ve çevre sağlığı dediğimizde aklımıza gelen tek şey büyük tanker kazaları ya da petrol kuyularında çıkan yangınlar gelmekteydi. Ama artık bunun böyle olmadığı, bu tür kazalar olmasa bile yaşantımızdaki bir anlık dikkatsizliklerimizin, yaptığımız küçük hataların bile ne büyük çevre sorunlarına sebebiyet verdiğini açıkça görebilmekteyiz.
İnsanlığın bugün geldiği noktayı düşündüğümüzde üzülerek söylemek durumundayım ki çevreye zarar vermeden yaşamak mümkün değil gibi görülse bile sonuçlarına baktığımızda bu süreci yavaşlatacağımız hatta bazı alanlarda durdurabileceğimizi özellikle belirtmek istiyorum.
Çevreye duyarlılık yalnızca doğal güzelliklerimiz korunması ve kaynakların idareli kullanılması olarak algılanmamalıdır. Bu kavramın içine bugün tükettiğimiz gıdalar, yaşadığımız yer, içinde oturduğumuz ev, kullandığımız iletişim ve teknolojik araçlar, okuduğumuz gazete ve kitaplar, yetiştirdiğimiz tarımsal ürünler hatta tarihi eserlerimiz, kültürümüz de girmektedir.
Özellikle insan nüfusunun çok büyük bir oranının adına kent, kasaba, köy diyebileceğimiz yerleşim alanlarında yaşadığını düşünürsek çevreyi en fazla etkileyen ve ondan en fazla etkilenen kesimin buralarda yaşadığını söyleyebiliriz.
Bizlere düşen görev buralardaki yaşamın çevreye verebileceği zararları azami ölçülere çekmek ve buna dönük yaşam alanlarını oluşturmak olmalıdır. Yapılan kent planları ve dönüşüm alanlarının projelendirilmesinde insanların konforu düşünülürken çevreye etkileri de hesap edilmeli uygulamalar buna dönük olmalıdır.
Ülkemizin ekonomik şartları özellikle yerel yönetimlerin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar bu düşüncelerin uygulanmasını ve hayata geçirilmesini bugün engelleyen en büyük neden olsa bile hiç olmazsa hazırlanan projelerde çevreye duyarlı altyapının oluşturulması gerekmektedir.
Ülkemizde pek örneği görülmese bile yurtdışında belirli bir refaha ulaşmış ülkelerin yerel yönetimleri mevcut kentlerini tam anlamıyla çevreye uyumlu bir hale getiremeseler bile örnek bölgeler oluşturup, yeni uygulamalarında çevre duyarlılığını ön plana çıkartmışlardır.
Bu hassasiyetin, pozitif ve duyarlı yaklaşımların ortaya çıkmasındaki en büyük etkende, insanların eğitim düzeyleri ve yaşam şartlarının getirdiği rahatlıktır. Bugün acı ama gerçek olan bir şeyi bir kez daha dile getirmek istiyorum. Temsil ettiğim Ordu ilinin de içinde bulunduğu Karadeniz Bölgesi, ülkemizin doğal yapısı ve güzellikleri en az tahribata uğramış yerlerinden biri olmasına rağmen, her geçen gün insan kaynaklı çevre tahribatı, artarak devam etmektedir.
Belediye başkanı olarak, bu tahribata engel olmak için elimden geleni yapıyor olmamıza rağmen sorumluluk alanı dışındaki bölgelere müdahale etme şansımız yoktur. Belli ölçülerde kamuoyu oluşturarak önlem almaya çalışıyorsunuz,. Ancak üzülerek ifade etmek zorundayım ki, halkımız için öncelikli olan günlük yaşam ve onun getirdiği zorluklardır. Bir örnek vermek istiyorum; Çocuğunu okutmak için, her türlü zorluğa katlanan bir insan arazisinde bulunan çok güzel bir ormanın, tarihi özelliği olan şehirdeki tek katlı tamire muhtaç evinin, çevresel değeri onun için ikinci plandadır ve kendisini ve çocuklarını rahatlatacak o ormanı da gözden çıkarabilir, Kendi anılarıyla dolu o küçük evi de apartman yapılsın diye satabilir.
Bütün bunları karamsar bir düşünce ile söylemediğimi herkesin bilmesini istiyorum. Tarihinde birçok medeniyetler kurmuş, bugün bile yarattığı kentlerin dünya mirası olarak kabul edilen, doğayı, canlıyı kutsal kabul eden, çevre ile birlikte toplum sağlığını, her ne olursa olsun her şeyin fazlasını israf gören inanca mensup biri olarak bu sorunların çözümü olduğuna inanıyorum.
Kentsel yaşamda hiç kuşkusuz Belediye Başkanlarına önemli görevler düşmektedir. Nasıl ki kentleri yönetme sorumluluğunu üzerimize aldıysak, yönettiğimiz kentin kontrolsüz denizlere derelere akan kanalizasyonuna, üretilen çöpüne, tarihi dokusuna, estetikten uzak yapılaşmaya, ses ve görüntü kirliliğine dönük çalışmalarımız olacaktır ve olmak zorundadır.
Ordu Belediyesi kentte yaşayan insanların da desteği ile yukarda saydığım ve günümüz koşullarında çevreyi en fazla etkileyen bu unsurların istendiğinde çözümü olduğunu, Derin Deniz Deşarjı ve Atık Su Arıtma Projesi, Katı Atık Ayrıştırma ve Bertaraf Projesi, Bülbül Deresi Projesi ve Menekşe Sokak Projesi gibi örneklerle bu sorunların aşılabileceğini göstermiştir.
Yapılan bu çalışmalar kentte yaşayan insanların yaşam kalitesini arttıran, kentleşmenin çevreye yaptığı etkiyi azaltan ve çevre kalitesini arttıran yerel yönetim uygulamaları olsa da benim esas üzerinde durmak ve vurgulamak istediğim şey olaylara bütüncül bir yaklaşımla bakmak gerektiğidir.
Her ne kadar Kentlerin çevre kalitesinin arttırılmasında ve korunmasında yerel yönetimlerin uygulamalarının rolü önemli olsa da istenen sonuçları alabilmek için mutlaka ülkelerin, Yerel Yönetimleri ve yaptıkları uygulamaları kapsayıcı nitelikte politikalar üretmesi ve uygulamaya koyması gerekmektedir.
Bütün bunlar yapılırken bu konularda faaliyet gösteren uluslar arası kurum ve kuruluşlarda da konuların takipçisi olmalı, çevreyi etkileyen olumsuzlukları gündemde tutmalıyız.
Bu gün ülkemiz tarafından hiç yokmuş gibi gündemde tutulmasa da örnek olarak vermek istiyorum. Karadeniz’e kıyısı olmayan Avrupa ülkeleri ile birlikte eskinin demir perde ülkeleri dediğimiz ülkeler bu denize en fazla kıyıya sahip olmamıza rağmen Karadeniz’i bizden binlerce kat daha fazla kirletmekte geriye dönülmez şekilde tahrip etmektedirler.
Yerelde yapılan çalışmalar önemli olmakla birlikte istenen sonuçları almada biraz önce saydığım olaylarda etkili olmaktadır. Onun için tüm insanlık bu bilinç doğrultusunda hareket etmeli ve çevrenin bir bütün olduğu fikrinin herkes tarafından kabul görmesi gerekmektedir.”
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Profesörlerinin de konuşma yaptıkları konferansta Kentsel Çevrenin Dönüşümü ve Korunmasında Yerel Yönetimler, Koruma- Kalkınma İkileminde Hidroelektrik Santraller ve Çevresel etkileri konuları işlendi.