FINDIĞIN FİYATI 15:00TL OLMALIDIR
Fındık-SEN Genel Başkanı Kutsi Yaşar Yaptığı yazılı açıklamada, Fındık Fitatı 15 :00 TL olmalıdır dedi.
Yaşar açıklamasında ;
15 Temmuz da yaşanan darbe girişimini başlangıçta televizyonlarda n şaşkınlıkla ve kaygı ile izleyen fındık çiftçisi akabinde alanlara çıkarak halkın içinde yer almıştır. Fındık-SEN ve onun bağlı bulunduğu Çiftçi-SEN ülkemizde yaşanan geçmiş darbelerde yaşanan süreçlerden çok iyi bilmektedir ki ;darbelerin ve darbecilerin hedefi öncelikle emekçiler ve örgütlü yapılardır. Acı deneyimlerden kazanılmış bu öngörü ile fındık çiftçisi ve onun sendikal örgütü Fındık-SEN ve de Çiftçi-SEN her türlü darbenin karşısında dır.
Rekolteler Farklı Açıklanıyor Fiyatlar Bir Düşüyor Bir Artıyor
Haziran ayında Amerika da toplanan sert kabuklu meyveler kongresinde Türkiyeden sermaye grubunu temsilen katılan çevrelerin açıklamış olduğu 2015 yılına ait 100 bin tonluk devreden stok ve 2016 yılına ait 610 bin tonluk tahmini rekolte ve toplamda 710 bin tonluk rekolte açıklaması fındık fiyatlarını dip yaptırarak 7,00 TL kadar geriletmişti.
2015-16 sezonuna 11-12 TL fiyatları ile girilmiş ve kasım ayında fındık fiyatları 15 TL’sına kadar yükselmiş ardından 7-8 TL bandına süreç içerisinde gerilemişti.
Temmuz ayında Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlığının 468 bin ton rekolte açıklamasından sonra fındık fiyatları yeniden yükselişe geçerek 10 TL ve üzerinde seyir etmeye başladı .
Özellikle külleme hastalığının olumsuz etkilerinin de hasat döneminde belirginleşeceğinden rekolte de düşmeler olacağından fiyatların artış sürecinde olacağı bir gerçekliktir.
Girdiler Artıyor Çiftçiler Daha da Yoksullaşıyor
Ürünün bol olduğu yıllarda fındık para etmemekte yok yıllarında da artan fiyatlar üreticinin cebine girmemektedir.Ancak girdi fiyatları sürekli artmaktadır.Her ne kadar mazot,gübre ve tüpgaz gibi bazı girdi fiyatları petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak bu yıl biraz gerilemiş olsa da mevcut fiyatları bile hala yukarı düzeydedir.
Fındık çiftçisinin insanca yaşamasın için gerekli olan ekmek,şeker vb yaşamsal ve tarımsal girdilerin fiyatları sürekli artarken fındık fiyatlarındaki dalgalanmalar borç sarmalının büyümesine sebep olmuş fındık çiftçisi kendi kaderine terk edilmiştir.Darbe girişiminden sonra ekonomide yaşanacak olumsuz süreç fındık çiftçisini daha da endişelendirmektedir.
İhracat gelirleri son iki sezonda 2milyar dolar üzerinde gerçekleşiyor
Daha önceki yıllarda ihracatçılar özelliklede alivre satış yapanlar yüksek fiyatların ihracatı baskılayacağı iddiasında bulunmuşlardır.Hatırlanırsa o dönemlerde 7,00TL üzeri fiyatların sürdürülemeyeceğini ifade etmişlerdir.Oysa 2015-16 sezonunda fındık fiyatları 15,00 TL kadar ve 2014-15 /kg sezonunda da 20,00 TLsına kadar çıkmıştır.Dövüz açısından da kg da 12,87 dolara ulaşılmıştır.
Her sezon öncesi olduğu gibi 2016-17 fındık sezonu öncesi de sermaye grubu rekolte tahminleri ve emanet alımlar üzerinden fındık fiyatlarını baskılamaya yeni dönemde oluşacak fiyatın alt seviyeden oluşması için girişimlere başlamışlardır.Haziran ayında açıklanan rekolte bunun önemli bir göstergesidir.Fındık fiyatlarının 7-8TL sına kadar çekilmesine rağmen özellikle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Temmuz ayı rekolte açıklamasından ve Ordu ile Giresun bölgesinde üretim beklentilerinin düşük olmasından dolayı fındık fiyatları yeniden 10,00 TL üzerine çıkmıştır
Tablo Kaynak ; İhracatçılarBirliği-istatistik tabloları
İklim Koşulları ve Külleme Hastalığı Çiftçileri Zorluyor
Bahar döneminde yaşanan don ve dolu ve fırtına gibi tabi afetlerin de üretimde olumsuz etki yaptığı ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından açıklanmıştır. Külleme hastalığı artarak devam etmekte fındık üretiminde önemli ölçüde verim kaybı yaratacaktır. Bu bağlamda Fındık çec olup çuvala girene kadar bir şey konuşmak anlamsız olur.Fındıkta tarım sigortası yaptıranların sayısı bir önceki yıla göre artış gösterse de henüz yeterli sayıda değil.Bunun sebebi de hem primlerin yüksek olması hem de sigorta sisteminin yaygınlaşmasını sağlayacak bir anlayıştan uzak olmamız.Her ne kadar primin %50’si devlet tarafından karşılansa da bu oran don teminatında %60 oranına kadar çıkmakta olup geriye kalan prim ödemeleri çiftçiler tarafından ödenmektetir.Primler yüksek ve sigorta sistemi çiftçiler lehine değil de daha çok şirketleri koruma ve kollamaya yönelik kurgulanmıştır.Tarım sigortasında bu durumun sürdürülebilirliği gittikçe zayıflamaktadır.Aksi taktirde bankalardan kredi kullanmayanlar dışında sigorta yaptıracak çiftçi kalmayacaktır.
Alan Bazlı Ödemeler Bitiyor
.
Alan bazlı ödemelerin ilk üç yıllık planından sonra ikinci üç yıllık planında sonuna gelinmiş ancak Kasım seçimlerinden sonra AKP hükümeti bir yıl uzatma uygulamaya geçmiştir.Haziran ayı içinde yapılan uzatma ödeme ile fındık çiftçilerine son kez ödeme yapılmıştır.Böylelikle altı yıllık planda heba edilen lisanslı depoculuk sistemi son dönemde de çiftçiler lehine olacak şekilde oluşturulmamış ve heba edilmiştir.Don afetinin yaşanmış olduğu 2014 yılı fındık gibi ihracat ürünlerinde arzın kontrolünü sağlayacak ve düzenleyecek olan depolama sisteminin önemini bir kez daha açığa çıkarmıştır.
Fındık Pazara İniyor Emanet Alıcılar İştahla Bekliyor
2016-17 sezonuna girerken 100 bin ton devir eden stok ürünün ne kadarı çiftçinin ne kadarı da manav ve tüccarın veya şirketlerin elinde. Bu sorunun yanıtı fındık pazara inerken oldukça önem arz ediyor. Biliyoruz ki fındık çiftçisi her türlü uyarılarımıza rağmen fındığını emanete vermeye devam edecektir. Ayrıca fındığı emanete alan ilk el manavlarda ihracatçılara ve işleyicilere emanet fındık teslim ederek sektörün bir elin parmaklarını geçmeyen büyük alıcıları ve şirketleri nerdeyse para vermeden ürün stoklar duruma getirmeye devam edeceklerdir. Şirketler sıfır risk ve sıfır sermaye ile fındıkları depolarına koyarak fiyatlar üzerinde her türlü spekülasyon yapma gücüne sahip olacaklardır.Fındığın az olduğu bu dönemde bu senaryo belki tam istedikleri gerçekleşmeyecek ama ürünün bol olduğu yıllarda bunun külfetini fazlasıyla çıkaracaklardır.
Şirket Tarımcılığın Temellleri Atılıyor
Fındık da Yerli ve Yabancı Çok Uluslu Tarım ve Gıda Şirketleri kazançlarını çoğaltırken fındık çiftçileri endişe ve kaygı içerisinde beklemeye başlamışlardır.
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı AKP döneminde başlayan tarım danışmanları uygulaması terk edilerek yeni isizler ordusu aramıza katılırken Ferrero’ya ait Çok uluslu Tarı ve Gıda Şirketi Oltan Gıdanın lojistik desteği ile Trabzon ve Düzce başta olmak üzere şirkete bağlı Ofisler kanalı ile ziraat mühendislerinden sosyologlara kadar yüzlerce teknik idari elemanlara kucak açıyor. Bu elemanlar köylerde saha ve çiftçi eğitim çalışması yapmakta ,Ferrero da fındık çiftçisine ton üzerinden 150 TL sını Sodexo kart üzerinden veriyor ve çiftçilere jüt çuval dağıtıyor.Bu şekilde onbinlerce fındık çiftçisine ulaşıyor ve tüm kırsalda saha çalışması yapıyor.Tabiri yerinde ise Ferrero ya ait şirketler bir bakanlık gibi çalışıyor.
Fındık Bizim Ürün Olmaktan Çıkıyor
Fındık İhracatında ilk 20 firma arasında yabancı sermayeli Oltan gıda(ferrero),Progıda ve Stellifer firmaları ihracat edilen fındığın yaklaşık yarısını,Oltan gıda ise tek başına üçte FİSKOBİRLİK hakim olduğu piyasaya artık çok uluslu yabancı tarım şirketlerinin hegomanyası hüküm sürmektedir.
FINDIĞIN REFERANS FİYATI 15,00 TL OLMALIDIR
Fındık Üreticileri Sendikası olarak kurulduğumuz 2004 yılından bu yana her hasat öncesi fındık referans fiyatlarını açıkladık. Referans fiyatın hesaplamasında dünyada yetişen diğer ürünlerin fiyatları nasıl hesaplanıyorsa aynı kriterleri esas aldık. Yani fındık maliyet fiyatı üzerine % 25 kar payı ve onun da üzerine dört kişilik çekirdek ailenin yaşam standardını esas alan % 20’lik insanca yaşama payı ekleyerek fındık fiyatını hesapladık. AKP Hükümetinin enflasyon hedeflerini baz alarak hesaplamalarımızı yaptık.Rekolte tahminlerini ve külleme hastalığının verim kabına etkilerini dikkate alarak ortalama maliyeti 9,98TL olarak belirledik.Çıkan bu maliyet fiyatının üzerine % 25 kar payı + % 20 insanca yaşama payını eklediğimizde; 1 kg fındığın referans fiyatı 14,97 TL olmalıdır.
Çiftçiler Talep Ediyor
Fındık-SEN olarak fındık tüm tarafların kazanacağı bir formülün peşinde değiliz.Çok iyi bilmeliyiz ki bir tarafta üreten çiftçiler diğer tarafta ürettiklerimizi yok pahasına almaya çalışan şirketler var. Şirketler kazanırsa paralar ülke ekonomisine değil Çok uluslu Şirketlerin havuzuna akacaktır.Oysa fındık çiftçileri kazanırsa ülke ekonomisi de kazanacaktır. Bu bağlamda;Fındık-SEN olarak Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanına ve ülke kamuoyuna Çiftçilerin Cenevre de Birleşmiş Milletler tarafından kabul gören haklarından bir tanesinin de Tarımsal Üretimde Fiyat ve Piyasa Belirlemede Özgürlük Hakkı olduğunu ve çiftçilerin bu kapsamda adil bir piyasaya ve tatmin edici bir fiyata ulaşma haklarını hatırlatmak öncelikli görevimizdir.
FİSKOBİRLİK’in üretimden pazarlamaya kadar zincirin her halkasına sahip olacak şekilde ve fındık çiftçilerinin yönetimlerini demokratik olarak belirleyecekleri bir yapıya kavuşturulmasını talep .ediyoruz.ANAP-DSP-MHP koalisyonu döneminde sözde özgürleştirme yasası olarak çıkarılan 4572 sayılı kooperatif yasasının şirketler lehine olan hükümleri kaldırılsın diyoruz.
- Gerek Uluslar arası sözleşmelerden gerekse de Anayasadan gücünü alan Fındık çiftçilerinin, bağımsız olarak sendikal örgütlenmesini sağlayacak iç hukuk düzenlemeleri yapılsın.Var olan Ziraat Odaları,Birlikler v.b çiftçi örgütleri de demokratik yapılara kavuşturulmasını talep ediyoruz.
- Lisansı depoculuk şirketlere kazandırmaya yönelik değil,fındık çiftçilerinin yararına olacak şekilde kurgulanmasını talep ediyoruz.Alan bazlı ödemelerin heba edilen ilk üç yıllık takviminden sonra ne yazık ki ikinci üç yıllık planda da bu konunun mutlak çözümü sağlanmamıştır.Bu konuda Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının gerekli adımları acilen atmasını bekliyoruz.
- Tarım Sigortaları Yasası şirketlerin kazancını artırmak için değil,fındık çiftçilerinin zor günlerinde yardımcı olmak amacıyla yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz.
- Fındık çiftçileri eksiksiz sosyal güvenceye kavuşturulmasını talep ediyoruz.
- Mevsimlik işçiler için 2009 yılında hazırladığımız rapordan sonra ulaşım,barınma ve çocuk emeğinin kullanılmasında birtakım olumlu gelişmeler olsa da yeterli değildir.Hala hazırda mevsimlik tarım işçileri düşük ücretli ve sosyal güvencesiz çalışmaya devam etmektedirler.Mevsimlik işçilerin koşullarının iyileştirmesinin garantiye alınmasını,çocuk emeğinin kullanılmamasını talep ediyoruz.