İbo'yu Dinledim
Çok kıymetli ve her lafını ilgi vede bilgi almak için 30 yıldır dinlediğim, amma lakin dediğini dinleyip, hiç birini de yapmadığım, ve beni en kolay "Fırçalayabilen ", "Mağrurun, mağduru", İbrahim Yılmaz arkadaşımı severim.
İbo ile eskiden Serüven, şimdinin Nikotin sokağında - en son gördüğümün üzerinden neredeyse 1 yıl geçmiş- tesadüfen karşılaşım.
Ordu Belediyesinde " işçi kadrosu zengini" olan arkadaşımdan içtiğim çayın zevki de bir başka idi. İdi lakin, içtiğim çay, damarlarımda dolaşan kan gibi, hareketli bir muhabbetin yoluna gaz verdi...
Çok Hörmetli ve de çok kiymetli tuttuğum, "Mağrurun, mağduru" arkadaşım son bir yıldır Gezi Parkı misali operasyon üzerine operasyon uygulamalarını bedenine adapte etmiş.
Her ne kadar "bizim İbo aynı İbo” olsa da, içerdeki İbo bayağı bir evrimleşme aşaması kaydetmiş. Medikal'de ki arkadaşımız Dr Adnan - ki Meslektaş sayılırız, ben Sucu, o Kalpci- ın ellerinden 2 balon akabide de 3 Stent'i bedenine ithal ettiği muhabbetine tam tornistan yapınca, naçizane ben' de, Biber gazı yemiş Gezi Eylemcisi misali olmaya Teşneleştim...
Hörmetli kardeşim , "Mağrurun, mağduru" İbo Kardeşim anlattıkça, görende sanır ki, TOMAdan sıkılan ilaçlı suyla 15 metre ötelere savrulan Aktivist vaziyetlerindeyim...
Az biraz kendi dünyama döner gibi durumda olduğumda İbo' nun Tel' i kulağında, duyduğum laf " Salı sabahı 10, ok. " idi.
Niyetini hala anlamamış olsam bile 30 senedir hep dinlediğim ama hiç bir dediğini yapmadığım bu "Değerli Müslüman" ile beraber gittiğimiz Dr. Adnan Kösüş' ün Medical'deki Odasında , "Çözülmeye direnen eylemci” misali taktik geliştirirken, oluşan Mütealanın sonucu, Kavilleştik.
Geçen Perşembe günü , Kenan Evren'in, İktidara Cebren vede Hile ile el koyduğu 12 Eylül'ün 23 üncü seneyi devriyesinde , neme gerek, ne olmaz, ne olmaaaz diyerekten de , Vasiyet yazımızı Ordu Kent' te " Kenan Paşa Çok yaşa" diyerek hitama erdirip, Tezgaha uzandım...
Mesleğim olan Sucu' luk gereği, çok çeşitli ve çapta ve dahi Esvaftaki boruların, -Tamir -Bakım ve Onarımında- Kullanıcı ev sakinlerine yarattığı “Sendom ve Zararı” bilen biri olarak , neredeyse 1.5 metre uzunluğundaki "Susta" yı Sağ (hoca sorsa Sol'dan derdim) kolumdan Akata' nın Kalbine kadar hissetmeden ulaştırmasına imrenerek bakarken içimden "Keşke Sucu Olsa , ne para kırardı" Fikriyat' ının geçmediğini desem yalan olmazdı.
Yaşlı , Yorgun bedenime “Operasyon Koyma” eylemi hazırlığındaki Sayın Kösüş ve Ekibinin , Mağdurlarından olduğum "Kenan Evren" uyuzunun "Mutlaka Bin Yıl Yaşaması ve döktü(rttü)ğü Kanların, idamların hesabını vermesi gerektiği” konusundaki söylemlerimin Ekipte yaratığı şok etkisine tercüman olarak, " Geçmiş olsun " dediğini sanırken, İbo'nun Rutine bağladığı Anjiyo denilen şeyin 3- 4 dakka da bitmesi nedeni ile imiş, bu “ Geçmiş olsun”!.
12 Eylül Perşembe Sabahı 09:00 da Evden Hastaneye “uzayıp” , sabah sabah Anjiyo olmanın tedirginliğini üstümden nasıl atacağım kaygısını taşırken, en uzun süre kullanan hasta olarak " Çarşıda yapacak bir işiniz yok ise isterseniz misafirimiz olabilirsiniz" sözünü anlamaktan imtina eden bana, Refakatçım, -Evren' i Mumla aratır- Harem'im in "hadi yaaa, senden sonrakiler bile çoktaaan evine gitti, Tırsma !" lafını bi daha yememek için, Hasta ve yaşlı baylar içinde " Pozitif Ayrımcılık" gereği üzerinde düşüne düşüne, Siyah renkli 984 e Co pilot olarak dahil olup evin yolunu tuttum.
Demem O' ki, "La İbo, 30 senede bir de olsa, iyi ki seni, hem dinlemiş, hem de dediğini yapmışım"...
Not : Bazıları da , benim gibi Doktoruna ve Dostlarına böyle teşekkür edebiliyor :)