İKİZ YASA BORCU…

Yeni Akitçiler, o kadar eskiye gitmeye ne gerek var. 1923 yılında kiliseden camiye dönüştürülen İzmir Alaçatı Pazar Yeri Camii'nde, 4 Haziran 2011 tarihinde Rum Patriği Bartolomeos tarafından ayin düzenlenerek kaç yıllık caminin nasıl tekrar kiliseye dön

ORDUKENT’İN MADARALARI 

İKİZ YASA BORCU…

EKONOMİK, SOSYAL VE KÜLTÜREL HAKLARA İLİŞKİN ULUSLARARASI SÖZLEŞMENİN

ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN

(Resmi Gazete ile yayımı: 18.6.2003 Sayı: 25142 )

Kanun No Kabul Tarihi

4867 4.6.2003

Kanun görüşmelerinin Meclis Tutanağı

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Komisyon raporu, 148 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde, AK Parti Grubu adına, Ankara Milletvekili Nur Doğan Topaloğlu;

buyurun.

Konuşma süreniz 20 dakikadır.

AK PARTİ GRUBU ADINA NUR DOĞAN TOPALOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli

milletvekili arkadaşlarım; 148 sıra sayılı Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslar arası Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı hakkında, AK Parti Grubu adına, söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.

Bugün, tasarıyı,  öneminden dolayı, ivedilikle gündeme, huzurunuza getirmiş bulunuyoruz.

İşte bu seçimlerin asıl mücadelesi bu kanunda saklı. Bütün dizaynlar ve kaset komploları bu kanunun taahhüdünü gerçekleştirmek için.

Pekala bu kanunla uygulama teminatı  verilen nedir?

Bundan 37 yıl önce 1966 yılında kabul edilen daha sonra 1976 yılında yürürlüğe giren daha önce de Türkiye'nin önüne konulan ancak ulus devlete yönelik tehditler oluşturacağı düşüncesiyle onaylanmayan Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 2200 A(XXI) sayılı kararıdır. 
Bu sözleşme kararlarının bazıları şu şekildedir. 
 
1. Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler.  
 
2. 
Bütün halklar, doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bir halk sahip olduğu maddi kaynaklardan hiçbir koşulda yoksun bırakılamaz.  
 
3. Bu sözleşmeye taraf bütün devletler, kendi kaderini tayin hakkının gerçekleştirilmesi için çaba gösterir ve Birleşmiş Milletler şartının hükümlerine uygun olarak bu hakka saygı gösterir.  
 
İşte 2003 yılında bu maddelerin uygulanmasına yönelik taahhüt kanunlaştırılmıştır. Yani uygulanacaktır.  
Kanunla taahhüt edilen bu maddelerde "ayrılmayı" da kapsayacak şekilde "kendi kaderini tayin hakkı tanınan" "uluslar" değil, "halklar"dır. Böylece, ülke bütünlüğünü tehdit eden eylemler "uluslararası güvenceye" kavuşturulmuştur.  
Burada söz konusu olan sıradan bir yasama faaliyeti değildir. Anayasa'nın 90. maddesi karşısında, TBMM kararıyla onaylanan bu sözleşmelerin "Türk kanunlarını değiştirici" özellikleri olacak, "iç hukukun bir parçası" kabul edilecek ve diğer yasalardan farklı olarak "Anayasa'ya aykırılık gerekçesi dahi ileri sürülemeyecektir.  
Nitekim, onaylanan bu sözleşmelerin 2. maddesine göre; "Sözleşmede tanınan hakları kendi mevzuatında veya uygulamasında henüz tanımamış olup da bu sözleşmeye taraf olan devletler, kendi anayasal usullerine ve sözleşmenin hükümlerine uygun olarak, sözleşmede tanınan hakları uygulamaya geçirmek için gerekli olan tedbirleri ve diğer önlemleri almayı taahhüt ederler".  
Üstelik, bu sözleşmeleri onaylayan TBMM'nin daha sonra bu sözleşmelerin içeriğini değiştirme olanağı da yoktur.  
Ayrıca, Anayasanın 15. maddesinde; savaş, seferberlik, sıkıyönetim gibi olağanüstü hallerde dahi bu sözleşmelerde yer alan "hakların" kısıtlanamayacağı öngörülmüştür.  
Bu sözleşmelerde yer alan ortak hükümle, BM bünyesinde oluşturulacak komisyon ve komiteler, Türkiye'de denetim yapma ve iç işlerimize doğrudan müdahale etme olanağına kavuşuyorlar.

Her şey ortada değil mi?

İşte bu yüzden bu seçim süreci birileri için ya bunları uygulayacak bir anayasayı oluşturacak çoğunluğa sahip olacak ya da ….

Memleketimiz için hayırlısı neyse o olsun diye tekrar hayır diyelim….

YORUMSUZ

23 Aralık 2008 ‘de

İsrail Başbakanı Ehud Olmerd Türkiye’yi ziyaret etmişti.. 
 


 

YENİ  AKİT GAZETESİ VE CAMİLER

Bu günlerde Yeni Akit Gazetesi CHP’nin camileri 1940’larda nasıl otel yaptığını falan anlatan bir yazı dizisi yayınlıyor.Yeni Akitçiler, o kadar eskiye gitmeye ne gerek var. 1923 yılında kiliseden camiye  dönüştürülen İzmir Alaçatı Pazar Yeri Camii'nde, 4 Haziran 2011 tarihinde Rum Patriği Bartolomeos tarafından ayin düzenlenerek kaç yıllık caminin nasıl tekrar kiliseye dönüştürüldüğünü yazsanıza…

 


BİZİM HAYALLERİMİZ…

Otoyollar hayalimizdi..

Gerçek oldu…

Araba hayalimizdi.

Krediyle araba aldık o da gerçek oldu..

Ama 4.50 TL benzini doldurup gezemedik otoyollar hayal oldu.

Üstelik krediyi de ödeyemedik..

Araba da hayal oldu..

(Gerisi sizin hayal ve gerçekleriniz)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel-siyaset Haberleri