İŞGAL ALTINDA 1 MAYIS 1922
Adnan Yıldız
1 Mayıs’ın Osmanlı topraklarında kutlanmaya başlanması ise İkinci Meşrutiyet’le hakim olan anlayışın bir ürünü olarak 1909 yılından itibaren gerçekleşmiştir.
Foto; Bütün dünya işçileri birleşiniz. İşçi Bayramı 1 Mayıs (Aydınlık 1923 Yılı Mayıs 15. sayı kapağı
Ancak bu kutlamalar kapsamlı olmayıp bazı vilayetlerde az katılımla gerçekleştirilmiştir.
1922 yılına kadar da böyle devam etmiştir.
Anadolu’nun işgal altında bulunduğu 1920 yılında 1 Mayıs kutlamaları yapılmamıştı. 1921 yılında ise 1 Mayıs,Türkiye Sosyalist Fırkası’nın öncülüğünde az bir katılma Kağıthane’de kutlanmıştı..
Şunu da belirtmek gerekir ki bu yıllarda işgal kuvvetlerinin izni olmadan İstanbul’da herhangi bir miting düzenlenmesi zordu.
Türkiye Sosyalist. Fırkası bu konuda sorunsuzdu. Çünkü Fırka’nın başkanı Hüseyin Hilmi’ydi. Hüseyin Hilmi’nin Milli Mücadele’ye karşı tavrı ise olumsuzdu. Bu yüzden kutlamalar her hangi bir engelle karşılaşmadan yapılabilmişti.
Mete Tunçay bu konuda (Türkiye’de Sol Akımlar - I (1908-1925), 2. Baskı, BDS Yay., İstanbul, 2000, s.39)“Türkiye Sosyalist Fırkası’nın Milli Mücadeleye olumsuz bir tavır takındığı söylenmiştir, bu söylenti herhalde doğrudur” Ayrıca Fırkanın yayın organı İdrak için de “Gazete kurtuluşu galip devletlerin iyi niyetlerinden beklemektedir” değerlendirmesini yapmaktadır.
Nitekim Hüseyin Hilmi, Sadrazam Damat Ferit’i ziyaret ederek kutlamalara başlamıştı. Sosyalist Fırka’nın 1 Mayıs bildirisinde de antiemperyalist veya işgal karşıtı bir tavır yoktu. (.Tunçay M., a.g.e., s.62-63.)
Fotoğraftaki yazı; (Bugün 1 Mayıs Amele
Geniş katılımlı ilk 1 Mayıs
İşgal yıllarında gerçekleştirilen ve dikkate değer asıl kutlamalar ise 1922 yılında yine İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. Çünkü gerek organizasyon gerek katılım yoğunluğu bakımından 1922 yılında yapılan kutlamalar önceki yıllardan farklıdır.
2 Mayıs 1338 (1922) tarihli Tevhidi Efkar Gazetesi’nde bu yıl yapılan kutlamalar hakkında verilen bilgiler şu şekildedir;
“1 Mayıs Amele Bayramı dün şehrimiz erkek ve kadın amelesi tarafından hararetli bir surette kutlandı. Sabahtan itibaren işlerini tatil edebilen amele sembolleri kabul ettikleri kırmızı rozet, kurdele ve bayraklar ile değişik gruplar halinde Pangaltı’daki Türkiye Sosyalist Fırkası Genel Merkez binası önünde toplandılar. Türkiye Sosyalist, Sosyal Demokrat, Beynelminel Amele İttihadı, Ermeni Hınçak, Türkiye İşçi ve Çiftçi Fırkaları ile Harbiye fabrikalarına mensup 1500 erkek ve kadın işçinin Genel Merkez önünde toplanmasının ardından Türkiye Sosyalist Fırkası Başkanı Şakir Rasim Bey Dünya İşçilerinin bayramının başladığını kısa bir konuşma ile duyurdu. Bu esnada bir alkış tufanı içerisinde ‘’ Kahrolsun Burjuva Hürriyeti!’’ sesleri yükselirken ‘’ Orkestra tarafından Enternasyonel 1 Mayıs marşları çalınmağa başladı.
Bundan sonra önde bayraklar ile kadınla, arkada orkestra ile erkekler olduğu halde ameleler Hürriyet-i Abide tepesinde abidenin önüne gelmişlerdi. Tepenin eteklerinde amelenin toplanmasının ardından Sadrettin Celal Bey ve diğer fırka başkanları konuşmalar yaptılar. Sadrettin Celal Bey (Türkiye İşçi ve Çiftçi Fırkası Başkanı) konuşmasında ‘‘ Meşrutiyet ilan edilir edilmez kararmış gözlere nur, paslanmış dimağlara parlaklık, kalplere neşe gelmişti. Herkes artık adalet ve hürriyet güneşinin parladığını zannediyordu. Fakat bir müddet sonra halk koyun sürüsü gibi mezbahalara sevk edildi. Cephe gerisinde kalanlara ekmek yerine taş ve ot yedirildi.
Arkadaşlar musavat (eşitlik) vardır diyenlere inanmayınız, onlar yalan söylüyorlar. Açla tok, zenginle fakir eşit olamaz’’ diyerek bir konuşma yaptı.”
Bu yılki gösterilerde de Türkiye İşçi ve Çiftçi Fırkası Başkanı Sadrettin Celal’in dolaylı tepkisinin dışında diğer işçi liderlerinin konuşmalarında işgalciler karşı herhangi bir tepki yoktu. Aynı yıl Ankara’da yapılan gösteriler de ise emperyalist işgalciler Türk işçilerince lanetlenmişti
Bazı işçiler katılamadı.
Tevhidi Efkar Gazetesi’nin 1 Mayıs tarihli ilk sayfasında verilen ilanda ise vapur ve tramvayların işlemeyeceği duyurulmuştu. Ancak özellikle Tramvay işçileri bu eyleme katılamamışlardı. Çünkü Fransızlara ait Tramvay şirketi daha önce greve katılan 30 işçiyi işten atmıştı Bu yüzden işten atılma korkusu yaşayan Tramvay ve vapur işçilerinden bazıları 1 Mayıs’a katılamamışlardı.
Mitingin güvenliği için ise 105 sivil ve resmi polis ile jandarma saat altıdan itibaren, Sultanahmet, Pangaltı, Abide-i Hürriyet, Sultanahmet Kağıthane, civarında önlem almıştı.
Aydınlık’da 1 Mayıs 1922 yılı mitingi değerlendirmesi.
1 Mayıs 1922 yılı kutlamalarında yer alan ve bir konuşma yapan Türkiye İşçi ve Çiftçi Fırkası’nın Başkanı Sadrettin Celal, ‘1923 yılında Aydınlık Dergisi’nin 15.sayısında 1 Mayıs’ın tarihçesini anlattığı yazısının sonunda1922 yılında gerçekleştirilen 1 Mayıs kutlamalarını şöyle değerlendirmekteydi;
‘‘Türkiye işçi sınıfı da beynelmilel(uluslar arası) 1 Mayıs Günü’nün hakiki mahiyetini anlamağa başlamıştır. İstanbul’da geçen seneki (1922) 1 Mayıs, ecnebi işgali ve saray hükümeti tazyikatı (baskıları) altında bulunmamıza rağmen memleketimiz de ilk defa olmak üzere, hakikaten işçi sınıfına layık ciddi bir surette yapılmıştır. Kuvvetle ümit ve temenni etmeye hakkımız vardır ki bu seneki (1923)1 Mayıs geçen senekinden daha muazzam bir şekilde yapılacaktır.
Çünkü milletin serbest inkişafına (kalkınmasına) engel olan dahili ve harici karanlık kuvvetler devrilmiş ve işçi sınıfını daha ziyade(fazla) şuurlandırmıştır.
Biz diyoruz ki bu seneki(1923) 1 Mayıs kendisine amele rehberi (işçi lideri)süsü veren hakikatte ise bilerek veya bilmeyerek sermayedar sınıfına hizmet eden bazı şahısların muzır ve tehlikeli faaliyetlerine rağmen bütün işçilerin bir teşkilat altında birleşecekleri kuvvetli ve mütesanid (omuz omuza ) bir kitle teşkil edecekleri mesut ve tarihi bir gün olacaktır.’’
Sadrettin Celal, bu yazısında emperyalist işgalcilerle kol kola olan ve dolayısıyla tüccarlar oligarşisinin öncüsü liberallere alet olan sosyalistleri de eleştirmiştir.
1 Mayıs 1925 yılına kadar coşkuyla kutlanmaya devam etmişti.
Ancak kendisine ‘‘işçi lideri süsü veren’’ama aynı zamanda tüccarlar (Kenani) oligarşisinin federasyoncu ve meşrutiyetçi liberal öncülerinin bu topraklardaki taşeronluğunu yürütenlerin ortaya koydukları faaliyetler yüzünden 1925 yılında çıkarılan Takriri Sükun Kanunu’yla 1 Mayıs kutlamalarının ülkemizdeki süreci bir müddet askıya alınmak zorunda kalınmıştı.
Çünkü vatan olmadan ekmek de olmazdı.
Ve en büyük emek emperyalistlere karşı müdafaa yolunda vatana harcanan emekti.
Tüccarlar Oligarşisine dolaylı da olsa hizmet etmeyen tüm emekçilerin,
1 Mayıs Emeğin Dayanışma Günü Kutlu Olsun.!