Kamusen: Ne mutlu Türküm diyene!
Kamu-Sen Ordu İl Temsilcisi Ömer OKUMUŞ yaptığı açıklamada : Değerli Basın Mensupları, Büyük Türk Milleti, Demokrasi ve özgürlükle uzaktan yakından ilgisi olmayan, 76 milyon vatandaşımızın ortak ihtiyaçlarını karşılamak yerine terör örgütünün taleplerini
hayata geçirmeyi amaçlayan şüpheli bir paketle karşı karşıyayız. Bugün burada bir kez daha tarihe not düşmek adına toplanmış bulunuyoruz.
Yıllardır yürütülen kampanyalarla bizleri bir arada tutan tarihi ve kutsal kavramlarımızın içi boşaltılmak, inanç değerlerimiz yıpratılmak, milli ve manevi değerlerimiz yozlaştırılmak istenmekte; milletimizin ve devletimizin geleceği üzerinde kirli bir oyun oynanmaktadır.
Bu paketle, 30 yıl boyunca ülkemizi bir kan gölüne çeviren eli kanlı bebek katillerinin ana dilde eğitim talebi, özel okullarda hayat bulmakta, bölücülerin çok dilli toplum hayali, Hükümet eliyle gerçekleştirilmektedir. Bununla ana dilde eğitim, terör örgütünün müktesebatına geçirilmekte, milletimizin arasındaki iletişim koparılmak istenilmektedir.
Alfabemizde olmayan harflerin kullanılmaya başlamasının ve isteyen herkesin her dilde eğitim yapabilmesinin ardından gidilen yol, çok dilli, çok milletli, çok başlı, bölünmüş bir Türkiye’ye çıkmaktadır. Bu yol, dilde ayrışma, iş’te ayrışma, fikirde ayrışma ve nihayetinde hedefte ayrışma yoludur. Bu paketle, Türk coğrafyasında yaşayan tüm vatandaşlarımızı bir arada tutan ve ortak bir amaç etrafında kenetlenmemizi sağlayan üst kimliğimiz “Türklük” yok edilmek istenilmekte, bu doğrultuda her sabah okullarda okutulan “Öğrenci Andı” kaldırılmakta, “Ne mutlu Türküm diyene” diyenler susturulmaktadır. Bu paketle bölücü klavyelere özgürlük, birleştirici dillere pranga vurulmaktadır.
“Türküm”le başlayan, “doğruyum”la devam eden bir andın kaldırılması, ancak Türk olmayan ve doğru olmayan insanları memnun etmek için atılmış bir adım olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde çocuklarımızın “Türküm” demesi, “doğruyum” demesi, “çalışkanım” demesi kimleri, neden rahatsız etmektedir? Bundan ancak, Türklük şuurundan uzak, Türklerle tarihi bir hesaplaşma peşinde koşanlar rahatsız olur. Biz bunların kim olduğunu çok iyi biliyoruz.
Bu şüpheli paketten çıkan bir başka tuzak ise siyasi partilere üye olma yasağının kaldırılması konusunda yaşanmaktadır. Başbakan, Siyasi Partiler Kanunundaki, siyasi partilere üye olmayı yasaklayan bütün maddelerin kaldırılacağını beyan etmiştir. Halihazırda terör eyleminden dolayı mahkûm olanların siyasi partilere üye olması yasaktır. Bu yasağın kalkması, siyasi partilere eş başkanlık sisteminin getirilmesi ile birlikte değerlendirildiğinde bebek katilinin, bir partiye eş başkan olarak siyasete atılmasının önünü açacak bir uygulama olacaktır.
Daha ileri demokrasi, daha demokratik bir Türkiye için hazırlandığı söylenen paketin açıklandığı basın toplantısına yandaş olmayan, iktidarla aynı düşünceyi paylaşmayan basın yayın kuruluşları alınmamıştır. Bu tutum dahi, bu kimselerin özürlü demokrasi anlayışını ortaya koymaya yetmektedir.
Bu coğrafyadan Türk adını silmeyi hedefleyenlere karşı, şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu toprakların Türk yurdu olduğunu bir kez daha ilan ediyor ve diyoruz ki: “Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe Türk’ün ilini ve töresini kimse bozamayacak, yeryüzünde bir tek Türk kalsa dahi, bu vatandan Türk mührünü kimse silemeyecektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun! Ne mutlu Türküm diyene!”, dedi.