KENT YAŞAMI, FATSA ve Azer YARAN
Sevmek; yaşamaktır, yaşamakta; sevmektir!... Sevgi; emek ister, zahmet ister, sevgi ürkektir, korkaktır, sevgi ilgi ister, sevgi karşılıklı büyür gelişir, sevgi savaş ister ve sevgi zordur, sevgi süreklidir, Kent yaşamı da böyledir, sevgi ister, mücadele ister ve devamlıdır!...
Yaşadığımız kentlerle bizlerinde aralarında sevgi bağları vardır!... Gölgesinde serinlediğimiz ağaçlar, üstünde yürüdüğümüz kaldırımlar, eylemler yaptığımız meydanlar, dersten kaçtığımız okullar, iğneler vurunduğumuz hastaneler, sevgiliyle buluştuğumuz cadde köşeleri ve moralimiz bozulduğunda denizde sektirdiğimiz taşlar!.. İçimizde fırtınalar koparken durgun deniz, anılar heryerde birbirine bağlıdır aynı örümcek ağları gibi sarar heryeri!...
Yaşadığımız kente ve kent yaşamına katkıda bulunabilmenin bütünleşebilmenin, ilgi ve sevgiyi göstermenin bir çok yolları vardır aslında!... Birçokları için hizmet edebilmenin koşulunun mutlaka bir makam elde etmek sayesinde olabileceği gibi bir eksik anlayış vardır!... Tek başına unvan yetmez hizmete, birşeyler yapmaya kentlerimiz için!... En önemli ihtiyacı sevgidir yaşadığımız kentin!... Bizler yaşadığımız kentlere sevgilerimizi gösterebiliyormuyuz acaba!
Şimdilerde zamanım bol olduğundan anılarım da aklıma geliyor bazen acaba yaşlanıyorummu diye de kendime sormadan edemiyorum. Anılarım; Wiesbaden deki yaşadığım bir çok güzel anılarımdan birtanesine götürdü beni yine!...Bu kenti her düşündüğümde yeniden heyecanlanıyorum!... Nasıl heyecanlanmam ki!... Öğrencilik yıllarımda yaz tatillerini geçirdiğim ve yaşam kültürümün gelişmesinde en önemli katkılar sunan kentti Wiesbaden!...
Almanya"nın en güzel kentlerinden biri olan Wiesbaden"de trafiğe kapalı alışveriş merkezlerinin olduğu şehrin en kalabalık caddesinde 15-20 kişilik bir Yaşlı grubunun stand açarak etrafında insanları toplayıp heyecanla bir şeyler anlattığını görünce; bende; insanları etrafında toplayan şey ne ve yaşlılar ne anlatıyorlar neyin eylemini yapıyorlar diye merakla oraya yöneldim
Yaşlı kent sakinleri: şehrin tam orta yerinde oldukça değerli olan büyük bir yeri belediyenin gelir getirmesi için alışveriş merkezi yapmak istediğini duymuşlar;ve hemen; "Hayatta her şeyin para demek olmadığını, mutlu insanlarla kentlerin güzel olacağını, Wiesbaden kentinin de daha fazla alışveriş merkezine değil daha fazla yürüyüş parklarına ve yeşillik alanlara ihtiyacı olduğunu anlattılar ve bunu gerçekleştirmek amacıyla da imza kampanyası başlattıklarını ve benden de imza vererek onlara destek olmamı istediler
Bir yıl sonra tekrar Wiesbaden"e gittiğimde Dostlarımla yürüyüşümüzün yönünü kentin içinde yeni yapıldığını duyduğumuz içinde ünlü Alman Filozof, Müzisyen ve Yazarların büstlerinin de olduğu bir parka çevirdik!...
Wiesbaden Kent yönetimi: "Bizler için en önemli şey İnsanlarımızın mutluluğu, halkımızın isteğidir
Madem ki Wiesbaden Halkı park istiyor;Bizler de halkımızın isteğini ciddiye alır: gerekeni yaparız!..." diyerek ortaya kalıcı çok güzel bir eser bırakmışlar!
Bu güzel eserin ortaya çıkmasında imza toplayanlardan bir kısmı belki ömürlerini tamamlamış ve parkın açılışını da görememişlerdir!... Ama O Yaşlı Dostlar birlikte yarattığımız O eser orada var olduğu müddetçe Orada ya bir Çiçek ya da bir Kuşun üstüne konup yuva yaptığı küçük bir Dal olarak ebediyete kadar huzur içinde yaşamaya devam edecekler!
Wiesbaden Kent yaşayanlarının anladıkları "Kent Yaşam Kültürü"nün; yaşadıkları kente sahip çıkmanın sadece 4-5 yılda bir yönetici seçmekten ibaret olmadığını, seçtikleri yöneticilerinde bazen herşeyi düşünemeyebileklerini, kentte alınan karaların kendi hayatlarını da etkileyeceğinden: doğru olanı hayata geçirebilmek için kendilerininde bir şeyler yapmaları gerektiğini düşünmeleri ve şimdi bunun için de çaba sarf ettiklerini ve kent yöneticilerinin de bu seslere kulak verdiğini görmek, bunun da bu Yaşlı Dostlar tarafından gerçekleştirilmesi, benim içinde yaşadığım çok hoş güzel bir özlemdi, duyguydu!
++++++++++++++++++++++++
Bu duyguyu bizler neden şimdi Fatsa'da-Ünye'de-Ordu'da da yaşamayalım!... Halk olarak kent yaşamına katkılarımız sadece seçimlerde oy kullanmakla sınırlı değilki!... Ve şimdi umuyorum ki bizlerde; sessizlik uykularından uyanacak ve içindeki kent ve yaşam sevgisini, sanat anlayışını, kültürünü, hayallerini kurdukları kent ihtiyaçlarını gerçeğe dönüştürebilirler ve gelecekte hepimizin gurur duyacağı birşeylerin yapımına kendileri vesile olarak mutluluk içinde yaşayabiliriz!
Uzunca süredir; fırsat bulup da Fatsa hakkında bir yazı yazamadım, nasıl fırsat bulayımki; gündemlerin hızla değişmesi fırsatmı bırakıyor bizlere; yok açılımlar, yok yazın ortasında yağan iki damla yağmurun birilerinin yıllardır çok-çok hizmet ettikleriyle övündükleri İstanbul'u ne hale getirdiğini görüp çıplaklaşan yalanları, yok sürekli önümüze sürülen saçma sapan ıslakmı-fotokopimi belgeleri, hiç bitmeyen fındık fiyatları tartışmaları, yok domuz gribiydi, daha neler neler yokki uzayıp gidecek listede!...
Türkiye'de ki Cambazları tebrik etmek gerek bu kadar yoksulluğun ve geri kalmışlığın olduğu bir ülkede halklarına çevre sorunlarını, yoksulluğunu, işsizliğini, geri kalmışlığını tartıştırtmıyorlar, bizlerede yaşadığımız küçük yerlerdeki gerçeklerimizi de tartıştırtmıyorlar, gerçekten cambazları yürekten kutluyorum, işlerini çok güzel yapıyorlar!...Bir türlü bunlardan fırsat kalıpda yaşadığımız yerler hakkında iki çift tartışma, iki heyecanlı güzel haber tartışamadık, kendimize ve yaşadığımız yere ilişkin yeni ufuklar açamadık!...
Tamam; seçimler geldi geçti, Fatsa halkı kendinin moral-ahlak-ideal ve kültür olarak kendini temsil etmesi için beş yıldır belediye başkanlığı yapan Sn.Hüseyin Anlayan'la yola devam etme kararı verdi, bana da sayın başkana başarılar dilemek düşer!...
++++++++++++++++++++++++
Kentler sadece caddeleriyle, meydanlarıyla, binalarıyla büyük olamazlar; sanatçılarının, yazarlarının, müzisyenlerinin, ozanlarının heykellerini dikerek büyük olurlar. Uzun zamandır hakkında yazı yazmak istediğim Fatsa'da da yapımı son aşamalarına giren Kültür merkezi inşaatı devam ediyor.
Ben Fatsa'da Doğan ve yıllarca buradan Türkiye ve dünyaya ışıklar saçan, eserleri birçok dilde yayınlanan, birkaç yıl önce hayatını Fatsa'da kaybeden kültür adamı dostumuz Fatsalı Azer Yaran'ın adının bu kültür merkezine verilmesi için kamuoyu çalışmalarını görmeyi hayal ediyorum!...
Ve şimdiden Fatsa"da da; Ünye'de de, diğer ilçelerimizde de, Ordu'da da aynı Wiesbaden kentindeki gibi kurulmuş bir stand ve etrafındaki çağdaş kent sevdalısı kalabalığı görebilme umuduyla sabırsızlanıyorum!
Ve diyorum ki: Fatsa'da yapılan kültür merkezinin adı "AZER YARAN KÜLTÜR MERKEZİ" olsun!...
++++++++++++++++++++++++
Fatsa Atatürkçü Düşünce Derneği geçen hafta Emekli Albay Erdal SARIZEYBEK'i konuşmacı olarak Fatsa'ya getirdi. Ülkemizin içinden geçtiği yoğun gündemlere ilişkin çok güzel bilgileri SnErdal SARIZEYBEK'den dinlemek gerçekten güzeldi. Bu etkinliği düzenleyen Fatsa ADD Başkanı Dostum Doğan Çelebi ve konuklarla bizzat ilgilenen çok genç olmalarına rağmen dostluk-ülke ve hayat konularında kocaman yürekleri olan Ali AYDIN ve Mutlu ÇELEBİ'ye dostlukları ve emekleri için teşekkür ediyorum!...
DrMustafa ÇUKURYILDIZ
cukuryildiz@hotmail.com