KENTİMİZİ TANITMAK
Ordu Belediyesi tarafından düzenlenen, Şair Şinasi Tepe"nin organizatörlüğünü üstlendiği, 24 Ekim günü gerçekleştirilen Şiir Etkinliğine katılanlardan Türkiye Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekinci, Ordu"daki izlenimlerini, Cumhuriyet Gazetesinde; Ordu"nun İnatçı Sevdalıları başlıklı yazısında anlatmış..
Ekinci", Karadeniz Yolunun yapımı sırasında Orduluların, yolun geçtiği diğer Karadeniz illerinde olduğu gibi Ordu"da da sahilden geçerek kentin doğal güzelliğini bozmaması için nasıl inatla direndiklerinden övgüyle söz ederek Orduluların kentin tarihi ve doğal güzellerine karşı son derece duyarlı olduğunu da vurgulamakta
Ancak etkinlikte, sanırım şiirle ilgili olacak bir paneli yöneten Şair Halim Şafak"ın, Milaslı olmasına rağmen Ordu"da gördüğü tarihi evler, bahçeler ve sokaklar karşısındaki hayranlığından bahsetmesini,ne yalan söyleyeyim, ben kendi adıma biraz abartılı buldum
Söyler misiniz
Halim Şafak"ı böylesine hayran bırakan kaç ev ve bahçeyle kaç sokak kaldı ki bugünkü Ordu"da?
Oktay Ekinci"ye ya da Halim Şafak"a, her ikisine de olsun, Ordu"nun 1950"li yıllarındaki genel manzarasını yansıtan bir fotoğrafı hiç mi gösteren biri olmamış...Yoksa
Kentimizin tarihi dokusunun, nasıl içine ettiğimizin anlaşılmasından mı çekinmişler ki...
Bir şiir etkinliğinin davetlisi olarak kentimize gelen bu misafirlere, hiç değilse Ordu"nun o günkü manzarasını tasvir eden aşağıdaki dizelerden, bir bukle bari takdim edeydiler
Taşbaşından gülümsüyor beyaz badanalı şirin evler
Boztepenin gerdanına inci gibi dizilmişler
Taş duvarlı bahçelerinde mandalina ağaçları;
Dallarında mandalinalar, altın gibi sapsarı
Bu güzel bahçeler, bu şirin evler
Bilmezler ki bir gün gelecek,
Yerlerinde insafsızca yükselecek
Beton yığını sevimsiz devler
Bu dizeler, her ne kadar bu etkinliği organize eden Şinasi Tepe"nin modern şiir anlayışla bağdaşmasa da kent mimarisin de konu edildiği bir şiir etkinliğinde, yine de ilgi görebilirdi, diye düşüyorum...
Şair Halim Şafak, memleketi Milas"da, ya da komşu ilçesi Bodrum"da olsun otantik mimari dokunun hala bozulmamış olduğunu bilmiyor mu da Ordu"da, Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç; bu kalan son evlerdir hangisini seçersen seç misali her nasılsa zamana karşı bugüne kadar direnmiş bu bir kaç evi ve bahçeleri görünce böylesine hayranlık duymuş ki...
Demek ki, kentimizin 1950"lerdeki otantik mimarisini, bu günlere taşımış olsaydık ya , Halim Şafak"ın hayranlıktan, kim bilir aklı durur belki de kıçı tavana vururdu herhalde, o doyumsuz tarihi kent güzelliğini gördüğünde
Anladığım kadarıyla, gördükleri misafirperverlik karşısında gönül okşamak maksadıyla biraz takiyye yapıp keyif bağışlamak istemişler, misafirlerimiz
O günlerden kalan bu birkaç evlerden birinin Ergin Karlıbel"in, diğerinin ise Avni Özel"in daha ziyade gönüllerindeki Ordu sevdasıyla turistiktik mekan haline getirdiklerinden, neden kimse söz etmemiş ki ?
Ordu"nun kültürel güzelliğine gönül verenleri fırsat buldukça onure etmek, bu konuda başkalarını da teşvik edici olmaz mı ?
Yazısında ayrıca Ahmet Çelebi diye bir mimar arkadaşın kalan tarihi evleri, tarihi dokusuna hassasiyet göstererek restore ettiğini de anlatıyor, sayın Ekinci
Böylece, bilerek da bilmeyerek bu mimar arkadaşımız da bir bakıma reklamını yapmış oluyor
Ben,Ahmet Çelebi"nin kendilerini ne tanır ne bilirim
Ancak, geçtiğimiz günlerde söz ettiğim, Ordu"daki ilk Cumhuriyet Kadınlarından biri olan Handan Ünal Hanımın Taşbaşındaki babadan kalma tarihi evinin onun tarafından yapılan restorasyonundan, pek de memnun kalmadığını, dahası müşteki olduğunu söylemekteymiş Handan Hanım
Bu, ta başkentte benim kulaklarıma kadar bile geldi
Her ne kadar her kim tarafından söylenirse söylensin, her duyduğuma inanmasam da böyle bir söylentinin var olduğunu yine de belirtmek isterim.
Sayın Ekinci, sahilde dev bir transatlantik görümünde olan, zamanında Sağra tarafından yapılmış binanın, kıyı siluetini bozması nedeniyle yıkılmak istendiği halde özel kişilerle satın alındığından bunun gerçekleşmediğinden de bahsetmiş.
Ancak,kıyı siluetinin içine eden bu devasa binanın, merhum Vedat Dolakay"ın mimarlık sanatının, bir bakıma anıt mezarı olarak görüldüğünden yazısında hiç bahsetmemesi, herhalde merhumun aziz hatırasına olan saygısından olmalı
Her şeye rağmen gerek bu yazı ve gerekse bu yazıya vesile olan Şiir Etkinliği kentimizin tanıtımı için yararlı bir oluşum.
Ancak ne var ki, kentimizi tanıtırken bunu; kendimizi, kentimizden daha ön plana çıkarmadan yaparsak, daha da yerinde olur sanırım
NOT: Bu yazıyı tamamladığım sırada, eski Enerji Bakanı Ordu Milletvekilimiz sayın Himi Güler'in Çorum'da maddi hasarlı bir trafik kazası geçirdiğni duydum.
Sayın Güler'e geçmiş olsun dileklerimi iletirim.
KENTİMİZİ TANITMAK
etkinlikte, sanırım şiirle ilgili olacak bir paneli yöneten Şair Halim Şafakın, Milaslı olmasına rağmen Orduda gördüğü tarihi evler, bahçeler ve sokaklar karşısındaki hayranlığından bahsetmesini,ne yalan söyleyeyim, ben kendi adıma biraz abartılı buldum
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.