SUÇLU SİZCE BUNLARMI..?
Sevdiği erkekle aşk yaşadı diye, dul bir kadına 99 kırbaç vuran ve onu taş atarak öldürmeyi düşünen adınada islam böyle istiyor diye islamı yedi dünyaya rezil eden kara cüppeli şeytan seçicilermi yoksa tertemiz bir aşkla seven dul İRANLI kadınmı?
Ankara keçiörende 50 bin Tl lik kredi kartı yüzünden cinnet getirip karısını ve kızları sonrada kendini vuran emekli Albay, okumuş, rütbeli beymi, yoksa onu bu hale sokan düzenmi suçlu?
Hergün bir yerde madenlerde kaybettiğimiz insanların ne suçu var. Onları bu hale getirenlerin korunduğu kollandığı sarılıp sarmalandığı bir ülkede suçlular zaten en tepede, bunlara edilen beddualarla onların yedi ceddi sülalesinin cennet yüzü görmesi mümkün değil… Onların yanında suçlu aramakta neyin nesi, düzen bile bunları yanında cennet gülü.
Türkiyenin her yerinde anadan babadan habersiz sokaklarda eşkiyanın isteği ile her yere taş atan , kendi vatanında kendi ekonomisine zarar verenlermi suçlu yoksa onları temsil ettiklerini söyleyen sözde kürt vekillermi?
Onların hepsinin, bir ellei balda öbür elleri yağda, marabaları, tarlaları, köyleri avrupalarda okuyan oğulları, kızları..Onlarınki sorsanıza taş atıyormu acep? Suçlu ne onlar ne çocuklar suçlu bu tipleri meclise sokan o düzen.
Eskiden bir fikrin önderleri iken, yeşil parke bir hırka bir lokma için yaşarlarken, bugün doların, markın, kanalların akıttığı paralar içinde etrafını görmeyen, körleşen Hasanlarmı, Mehmetlermi, Tahalarmı, sözde yazanlarmı suçlu yoksa onlarıda solculuğun, sağcılığın girdabından muhteşem yaşama götüren kapitalist düzen mi?
Hergün yüreğimizi delen şehit cenazelerine saf duran insanlarmı, yoksa bu insanların saf durması için o yiğitlere kurşun sıkan katillermi yada yıllarca büyük güçlerin mermisini, topunu atmak zorunda kalan ve bu yüzden bu olayları devam ettirenlermi, yoksa onlarıda içinde insanlıktan çıkaran bu düzenmi?
Bugünlerde biri çıkıp Atatürk benim babam diyen aklı kısamı suçlu, yoksa bu konuda insanlara geniş bir bilği veremeyen eğitimmi, eğitimin yaratıcısı düzen mi?
Rizede belediye gibi önemli makamda doğulu kadınlara inanılmaz bir cümle kuran o başkanmı suçlu yoksa onu ordan belediye başkanı yapanlarmı? Yapmasa şardık diyor insanlar, yinede demeyin, suçlu bu düzen.
Giresunda iki oy aldığı halde, yök tarafından ilk sıraya konup yollanan isimmi suçlu yoksa hala kendini savunurken gülünç durumlara düşen yök mü yada yöke imkan veripte rezillikleri güzellik diye sunan mevcut düzenmi suçlu?
Dünya kupası gelip geçiyor, ortada tat veren bir oyun yok, eski dünya kupalarının tadı damaklarda dururken, bizim orda olmamamızın suçlusu kim, Terimmi, yoksa Terimin yaptıkları onca yanlışın karşısında suskun kalan Federesyonmu, yada yemeyen domuz dedirtecek kadar aşikar ortalıkta bulunan her şeye bu imkanı veren düzenmi?
Sizce?
ALTIN YAPI NE OLMALI?
Bu kadar önemli bir yapının esastan müteala ve kulübe getireceği artı hesap edilerek adım atılmalı. Yetenekli, bu işten ilerde kulübü fayda sağlayacağına inanılan isimlerin alınması, altın yapıya kazandırılması gerekse, bütün kulüblerimiz burda bir adım atmalı…
Altın yapının modern bir adımın ayak seslerinde iyice ezilmesi ve burda olacak her doğrudan bütün kulüblerin anında haberdar olmaları sağlanmalı. Takımlar haklı olarak, Orduspor dan bir takım maddi imkanları istiyor, ama alt yapınında bu kadar iyi ve düzgün bir altın yapıya kavuşması o kulüblerimizin vereceği destekle olacaksa, fedakarlığı yapmaları lazım.
“A2, U 18, 17, 16, 15, 14, 13” gibi birimlerinde eskisinden daha güçlü bir yapıya kavuşması iyi ,kaliteli sporcu ile olur, bununda kaynağı kulüblerse onların yardımı çok önemli. Spocularına Orduspor talip olunca, ne olur biraz düşünsünler.
.Kafalarındaki o yüksek ve heybetli bir maddiyatın verildiği bir yer henüz şimdilik yok..
Alt yapıya hizmet eden hocalarında, dünya kupasından sonra, kulüblere nasıl sporcuları almaları gerektiğini anlamışlardır. Yetenekli oldukları kadarda güçlü bir yapıda ve koşan sporcu profili. Düşünülen yer alt yapıdan çok altın br yapıya kavuşmak olmalı.
Öncelikle ;”ailelerle, amatör kulüplerle, okullarla, üniversite ve eğitim camiaları, antrenörlerle” el ele ayda bir toplanarak fikir alışverişinde olunmalıki, altından dediğimiz altın yapı çıksın. Yoksa alt yapılar yapı olarak kalırlar, içleri boş harebeler gibi.
Ben bildim olmaz. Ben burda başım, her şeyi yaparımda olmaz. Hiyeraşik bir yapının en üstündeki yönetici ile en altta çalışan hocanın fikir birliği alınarak bazı önemli adımlar atılmalı, yoksa burası acaip bir yapı olur ki, kendileride içinde yok olurlar.
Alınan isimleri almalı kulüp. Almalı ve hazırlamalı. İnanıyorumki gelen isimlerin bir çoğu mevcut kulüplerinden bir çok şeyi çalışamadan oynuyor, kendi yeteneği ile.
Tekniği var, kuvveti, çabukluğu yok, düşüncesi olsada, hareket kısıtlılığı var..Yapıda eksik taşlar olunca onları tamamlamak alt yapıya ve değerli hocalarına düşecek.
Hayalim alt yapı değil, altın bir yapı. Bunun oluşmasıda destek, güven, çalışma birlikle olur. Dedikodu ile, boş işlerle olmaz. Kaliteli sporcular ve onların birinci sınıf çalışmaları. Bunun için zaman var. Altın yapının çatısı kuruluyor, içinde esastan karar alınacak yerler hazır.Sporcuların herşeyleri yerli yerinde..
Yakında..Altın yapı için alt yapıda iyi bir plan ve çalışma ..Ama Anıl gibi oyuncular gün geçtikce bu kulübe lazım derken, kapma gitmeyişi Ordu da konuşulunca, yarın diğerlerine neler olmazı birde sesli olarak kulübler konuşursa, oyuncu almak zor olacaktır. Kimse bunu istemezde.