BU NASIL BİR SOSYAL ADALETTİR?..
Bir yanda cebin’in verdiği rahatlıkla yalısında, villasında, evinde, malikanesinde horul horul uyuyan bir azınlık, bir yanda ise fakirhanesin de; ac, susuz, ekmeksiz, işsiz ve sitres topu olmuş insanlar topluluğu..
Hani sosyal denge, adalet, mutlu çoğunluk, gülen yüzler? Hani üşümeden, titremeden, ac, açık kalmadan bir lokmasını huzur içinde yiyeceği söylenen insanlar? Eskiden bir tabir vardı ,” açık gözü her yerde jandarma yaparlar” diye. Galiba bu sözcük yerini daha anlamlı bir söze bırakmış olacak ki, artık açık gözleri zenğin yapıyorlar, deniyor.
Aslında bir yanda; yazın başka ülkelerde kışın başka ülkeler de, barlarda, gecelerde, su gibi para harcayan, lüks arabalarıyla zamparalık , ihale peşinde, haksız kazanç için koltuk altlarında gezenlerin biride iş olsun, basın duysun bizi yazsın, ne kadar yardım yapıyoruz, falancı dernekteniz yerine, kimsesizlere sessizce ulaşsalar, belki günahlarını bir nebze azaltırlar sanırım.
Bazı sivri akıllıların bana dönüp “bu kafa ilemi biz Avrupa Birliğine gireceğiz” dercesine bakmalarından öyle tiksiniyorumki, sonradan görmelerden, akılsız akıllılardan nefret ediyorum. Bu fakirlerin gemiye ihtiyacı varken, sen onlara tahtadan legen sunuyorsun, gidin de okyonusu geçin, der gibi!
Uçurumun uzağında olmayan en önemli tehlike, “titreyen , ac gezen evlatlarının sokaklara doğru ekmek bulma uğruna çıkması. Bunun tehlİkeside;” tinerci, yankesici, dilenci mafyası, organ mafyası, uyuşturucu tacirleridir”. Bunu yapanların suçluları da lüks villalarından, kameralardan, magazin basınından ayrılmayan, az kültürel, (E )sosyal ama cam ekrancı bir sürü yüzdür…
Yahu Mustafa sendemi solcu oldun, falancı oldun, yakıştıramadık gibi sağdan soldan cümleler kuran birkaç isim beni deli ediyor. Ne yaparsın, bunların derdi bağcıyı dövmek, acın ekmeğinden yemek.
Ben, bu insanımız arasında ne denge, ne adalet, ne ayrımsız bir düzen, nede sosyal adaletin (A) sını görüyorum. Gören varmı merak edyorum. Nerde ise bizede gösterselerde bizde görsek, gözdenmi kaçırdım acaba?