MİDE BULANTISI

Seçim: Sihirli sözcük. Koltuk kapmışların da, koltuk peşinde koşanların da baş ağrısı, mide bulantısı.. Bir kere telâffuz edilmeye görsün; ilgili, ilgisiz çoğu kişinin ateşini, nabzını, tansiyonunu yükselten, yüreğinde çarpıntılara,

KOLTUKTAKİLERİN MİDE BULANTISI

SEÇİM

Seçim: Sihirli sözcük. Koltuk kapmışların da, koltuk peşinde koşanların da baş ağrısı, mide bulantısı.. Bir kere telâffuz edilmeye görsün; ilgili, ilgisiz çoğu kişinin ateşini, nabzını, tansiyonunu yükselten, yüreğinde çarpıntılara, midesinde buruntulara, bulantılara sebep olan, uykularını kaçıran sözcük.. Gönülde yatan Aslan"a, savanadan av kokuları salan sözcük… “Cin şişeden çıktı, bir daha şişeye girmez” derler ya hani; işte öyle bir şey seçim; söz edilmeye başlamışsa eğer... Sonu kestirilemeyen bir yol, dipsiz bir kuyu. Demokrasilerin ( Bizdeki gibi biçimsel de olsa) Tanrısal kavramı.. Var olanı yok edebiliyor, bazılarını da yoktan var edebiliyor…

Demokrasilerin güzelliği, tercihlerin özgürlüğünde gizlidir. Tercihler kitleleri, bireyleri kimi zaman mutlu etmesine rağmen, kimi zaman da çıkmaz sokaklara, hatta felâketlere sürükleyebiliyor. Seçimler, Dünya"nın birçok ülkesinde insanlığa yaraşır yönetim ve yaşamanın yollarını açarken, Hitler ve Nazizm gibi, bütün insanlığa felâket getiren nedenlerin doğmasına da neden olduğu için, dikkatli kullanılması gereken bir silâh…

Seçim talebi polemik yaratmaya, iktidar sahiplerini yıpratmaya yönelik olsa da, çoğu kez kurumsal bir ihtiyaçtan doğar. Ülkemiz seçim konusunda her iki yönlü taleple sık sık karşılaşırken, seçimin yöntemleri tartışılabilir olsa da, halkımız, seçimleri adam yerine konulduğu, düşüncesine önem verildiği kanaatiyle bayram gibi karşılamakta ve yaşamaktadır…

AKP halkımız tarafından hak etmediği ölçüde ödüllendirildi ve iktidara getirildi. Birileri karşımıza geçip de “Yahu bu AKP"ye iki seçimdir bu kadar destek vermenizin nedeni nedir?” diye sorsa, inanın, çoğumuz soruya geçerli bir gerekçe ile cevap veremeyiz. AKP, iktidarının ilk yıllarında, Dünya konjonktürünün yarattığı ortamda, hayli rahat bir dönem geçirdi. Ancak, koşulların (Siyasi ve Ekonomik) her türlü elverişliliğine rağmen, toplumun bu gününe ve geleceğine yarar sağlayacak dişe dokunur hiçbir iş yapmadı. Üstelik Cumhuriyet tarihimizin en partizan, en taraflı yönetim anlayış ve uygulamalarını gösterdi. Türkiye"yi adeta çözülmeye doğru itti…

"Demokratikleşme ve çağdaş Sosyal bir Hukuk Devleti" olma ihtiyacındaki Türkiye, AKP iktidarının yanlış tanımlama ve uygulamaları ile elverişli bir imkânı elinden kaçırdı.

Demokrasiler seçimi esas aldığı gibi, iktidar dışı organ, kurum ve kişilerle de ilişki ve diyalogu zorunlu kılar. Ülkeyi ve Ulusu ilgilendiren her konuda muhalefetin katkı ve desteğini istemek ve almak, Demokrasilerin temel prensiplerinin başında gelir. Ama bizim AKP iktidarımız, sonradan görmüşlüğün açlık ve saldırganlığı içinde, sanki ülkede kendilerinden başka kimse yokmuş gibi hareket ederek, ülkeyi adeta fay hattı gibi çatlattı…

Demokratik Sosyal Hukuk Devletinde, etnik azınlıkların, dinsel azınlıkların, farklı inanç kümelerinin, sosyal farklılıkların, eğitim farklılıklarının, mülkiyet farklılıklarının ayrı hukuku olmaz, birileri diğerinden daha üst taleplerde bulunamazlar. Ne yazık ki: AKP iktidarı bu olmazların tümünü basiretsiz yönetim ve yanlış uygulamaları ile istenir duruma getirdi…

İşsizliği, Sağlık ve Eğitim sorunlarını, Tarımın, Sanayinin çöküşünü, kapanmaz bütçe açıklarını, dış ticaret açıklarını, ağırlığı her gün artan dış ve iç borçları, kıt kaynaklarla seksen yılda oluşturulan ulusun ortak mallarının yerli ve yabancı sermayeye talan ettirilerek, Türkiye"nin adeta cascavlak anadan üryan bırakılmasını, işçisine, memuruna ücret ödeyemez duruma getirilmesini akıl ve izan sahibi hiç kimse izah edemez, mazur gösteremez!...

Bu görüntüdeki bir ülkede, kimi çevrelerin "erken seçim" istemesinden daha doğal ne olabilir? Şayet böyle yönetilen ve görünen duruma düşürülen bir ülkede erken seçim istenmiyorsa, orada bir anormallik var demektir…

Erken seçimin yapılması sorunları çözer mi? Sorunların çözümü, iktidar veya koltuklardaki kişilerin değişmesi ile değil, ancak siyasal, hukuksal ve eylemsel farklılıklardan geçer. Yıllardır Türkiye"yi yönetip, ülkeyi sorunlar yumağına çeviren çağ dışı mantık, anlayış ve kokuşmuş düzeni savunan düşüncelerin, isim değiştirerek iktidara taşınması, sorunların katmerleşmesi anlamına gelir.

Erken seçim istemleri birilerini rahatsız etmiş olabilir. Birilerinin midesini bulandırsa, tansiyonunu yükseltse de, günümüz Türkiye"si için haklı bir taleptir. Koltuk sahiplerince yok sayılmamalı, dikkate alınmalıdır…

Seçmenimiz seçimlere düğün-bayram gibi baksa da, esas görevli olduğunun artık bilincine varmalıdır. Birileri "nasıl seçmen olunur" diye ders vermeyecek; seçmen yaşadıklarından ders çıkaracak. Seçmen yurttaşlarımız birilerini değil, bir düşünceyi değiştirmek, farklı bir düşünceyi iktidara taşımak için oy kullanmalıdır. Oy kullanmadaki alışkanlığını sürdürürse, aynı müstamel mantığın diğer yüzünün yetkilendirilmesi olacağından, sonuçlar ne kendisine, ne de ülkeye yarar sağlamayacaktır…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel-siyaset Haberleri