Öğretmenler'den "Dayak" Tepkisi...
26 Mart Cumartesi günü alçakça bir saldırıya uğrayan arkadaşımıza destek olmak, meslek onurumuza el uzatanlara karşı bir arada olduğumuzu göstermek için buradayız. Üzülerek ifade etmeliyiz ki; şiddet, toplumsal bir sorun olmaya devam etmektir. Hemen her gün, kadınlara, çocuklara, sağlıkçılara ve öğretmenlere yönelik şiddetle ilgili haberler basına yansımaktadır. Ülkemizin birçok eğitim kurumunda yaşanan saldırılar hafızalarımızda tazeliğini korurken, şiddet bu sefer Ordu’da karşımıza çıkmıştır. 26 Mart Cumartesi günü, Durugöl İlkokulu’nda değerli öğretmenimiz Cemil Madak; bir öğrenci velisi tarafından tabanca ile okuldan kaçırılmaya çalışılmış, tabanca kabzası ile darp edilmiş ve alnına silah dayanarak ölümle tehdit edilmiştir. Bu saldırıyı yapanları kınıyor, öğretmene el kaldıran zihniyeti lanetliyoruz.
Öğretmene saldıranlar bilmedir ki onlar sadece öğretmeni yaralamakla kalmıyor; aynı zamanda geleceklerini de yok ediyorlar. Bir eğitimciye saldırmak demek aynı zamanda bilime ve ülkenin geleceğine saldırmak demektir.
Maalesef öğretmenlerimiz bu saldırılara karşı savunmasızdır. Eğitim kurumlarında alınması gereken güvenlik tedbirleri alınmıyor, sorumluluk öğretmenlere bırakılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda şiddete yönelik gerekli tedbirleri almaması öğretmenlere ve öğrencilere yönelik saldırıların artmasına neden oluyor. Eğitim teknolojisine milyonlarca liralık yatırımlar yapılırken eğitimin en önemli unsurları olan öğretmen ve öğrencilerin güvenliği için herhangi bir bütçe ayrılmıyor. Bu sebeple de yük idareci arkadaşlarımızın ve öğretmenlerimizin omuzlarına bırakılıyor.
Yaşanan bu saldırıların sorumlusu Milli Eğitim Bakanlığı’nı yönetenlerdir. O koltukları yıllardır işgal edenler; öğretmenleri yoksullaştırarak, güvencesiz hale getirerek, etkisizleştirerek, değersizleştirerek, yetkisizleştirerek bugünkü tablonun ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.
Alo 147 hattı ile eğitimcilerin iftiralarla şikâyet edilmesinin önünü açan bakanlık, artık öğretmenleri savunmasız ve sahipsiz bırakmaktan derhal vazgeçmelidir. Eğitimcilere yönelik her saldırının sıkı takipçisi olmalıdır; yargıya intikal etmiş davalarda kendi personelinin haklarını sonuna kadar takip etmeli ve savunmalıdır. Bakanlık nerede duracağı belli olmayan bu şiddet olaylarının bir an önce son bulması için gereğini yapmalıdır.
Arkadaşımıza silahla saldıran şahıs adli makamlarca serbest bırakılmıştır. Bu gibi saldırılara caydırıcı cezalar verilmesi için Adalet ile Milli Eğitim Bakanlığı, ceza mevzuatında değişiklikler için teknik çalışma yapma kararı almalı, Meclis Milli Eğitim Komisyonu da yasa çalışmalarına destek vermeli ve hazırlanacak teklif Meclis Başkanlığı’na bir an önce sunulmalıdır.
Eğitim işkolunda örgütlenmiş sendikalar olarak; fedakâr ve cefakâr eğitim emekçilerimizin itibarsızlaştırılmasına, darp edilmesine, aşağılanmasına karşı birlikte mücadele edeceğiz. Eğitimcileri silahla hedef alan cahilliği sınıflarımızda aydınlık nesiller yetiştirerek yeneceğiz. Türkiye öğretmen mücadelesinin önderlerinden Fakir Baykurt’un “Öğretmen yalvarmaz, Öğretmen boyun eğmez, Öğretmen el açmaz. Öğretmen dövülmez, Öğretmen yakılmaz, Öğretmen kıyılmaz, Öğretmen sürülmez, Öğretmen ders verir.” sözleriyle belirttiği gibi saldırılara ve baskılara boyun eğmeyeceğiz, aydınlık nesiller için ders vermeye devam edeceğiz.
Murat Baştuğ/Aktif Eğitim-Sen İl Temsilcisi
Fuat Çelenk/ Anadolu Eğitim-Sen Altınordu Temsilcisi
Ahmet İncedere/ Eğitim-Sen Şube Başkanı
Gündüz Pala/ Eğitim-İş Şube Başkanı
Ömer Okumuş / Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı