OKKKM; Kadına Hak eşitliği
O.K.K. Kadın Meclisi Başkanı Remziye TÜRKATALAY, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Ordu Kent Konseyi Kadın Meclisi'nin düzenlediği yürüyüşte yaptığı konuşmada; Amerikalı dokuma işçisi kadınların, hakları için verdikleri mücadelenin yıl dönümü 8 Mart. Her şeyden önce kadınların hak eşitliğinin mücadelesinde bugünlere nasıl gelindiğinin hatırlanması açısından önemli.
Bu yıl 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nün kutlanışının 101. yılı.
Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği mücadelenin yıldönümü. 8 Mart 1910 yılından bu yana elbette çok şey değişti. Ancak emekçi kadınların toplum içindeki konumu açısından, bugünkü tablonun pek parlak olduğu söylenemez.Evde, işte,sokakta “ikinci sınıf” muamele gören kadınlar,150 yıl önce dile getirilen talepler için hala mücadele etmek zorunda.
Kadın cinayetleri, bir sessiz katliam olarak sürüyor. Hakim medya kadın cinayetlerini 3.sayfa haberleri olarak olağanlaştırıyor.Ya sevgiden, ya kıskançlıktan, ya namus gerekçesiyle, ya töre bahanesiyle her gün 3 kadın öldürülüyor.
Karakollar, belediyeler, bakanlıklar gibi kadınların güvenliğini sağlamakla yükümlü tüm kurumlar ise, şiddeti uygulayanları koruyor. Mahkemeler erkek egemen sistemi besleyen kararlar alıyor. Tecavüz, medya tarafından reyting malzemesi olarak pazarlanıyor, adeta teşfik ediyor.
Türkiye kadına yönelik şiddette dünya ikincisi, kadın-erkek eşitliği sıralamasında da 134 ülke arasında 129. sırada.
Yasalara göre 3800 sığınma evinin bulunması gerekiyor. Ancak şu an 70 sığınma evi bulunuyor. Nüfusu 50 bini aşan kentlerde sığınma evi zorunludur deniliyor. Ordu’da da sığınma evi ihtiyacı zorunluluk arz etmektedir. 6 ay Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne 50-60 kadın müracaat etmektedir.
Kadına Yönelik şiddeti, eşitsizliği ortadan kaldırmak için, somut adımlar atılmak, devletin imza koyduğu uluslararası bildiri ve anlaşmaların gereğini yerine getirilmesi, kadına yönelik her türlü şiddeti durdurmak için acil tedbirler alması gerekmektedir.
Tüm olumsuzluğun giderilmesinde temel sorumluluk devletindir.
Acil taleplerimiz şunlardır:
Kadın cinayetlerine verilen cezalar artırılmalı, haksız tahrik indirimi ve zaman aşımı uygulamasından vazgeçilmelidir.
Taciz ve tecavüze uğrayan kadınlar için kriz merkezleri oluşturulmalıdır.
Polis, savcı, hakim ve diğer devlet görevlilerinin yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlayacak yaptırımlar olmalıdır.
Kadın istihdamını arttırıcı özel önlemeler alınmalıdır.
Anayasada kadın-erkek eşitliği ilkesi özel bir madde olarak tanımlanmalıdır.
Yerel ve merkezi idarelerin bütçe yapımında kadınları gözeten bir yaklaşım esas olmalıdır.
Çocuk yaşta evliliklere ceza hükmü getirilmelidir.
50 kişi çalıştıran işyerlerinde kreş zorunlu olmalıdır.
Eğitim-öğretim ve sağlık herkes için parasız ve nitelikli olmalıdır.
Bizler hayatın her alanındayız:
Ekmekleri ve sendikalaşma hakları için mücadele eden kadın işçiler ve kamu emekçileriyiz.
Doğanın ve tarihin yok edilmesine karşı çıkan köylü kadınlarız.
Eğitim ve sağlıktan dışlanan yoksul ve güvencesiz kadınlarız.
Tacize, tecavüze, şiddete karşı sesini yükselten kadınlarız
Gelecek kaygısı duyan liseli ve üniversiteli kadınlarız.
Ayrımcılığa uğrayan Alevi, barış isteyen Türk-Kürt her milliyetten kadınlarız. Bizler hayatın her alanındayız.
8 Mart Emekçi Kadınlar günü tüm kadınlara kutlu olsun.
Katılan tüm kadın sivil toplum kuruluşlarına ve kadınlarımıza teşekkür ederiz, dedi