Rızkı Veren ALLAHmı,AKPmi,TGRTmi

RIZKI VEREN ALLAH MI, AKEPE’Mİ, TGRT Mİ? Ordulu Arkadaşımız Hemşerimiz ve Ulusal Bir haber yayını yapan medya gurubunda Mesleki yeterliliği nedeni ile mesleğini icra eden sevgili Karakoç'a Sevgi ve saygımızı

 

"ADAM GİBİ ADAM "..!
Ordulu Arkadaşımız Hemşerimiz ve Ulusal Haber yayını yapan medya gurubunda Mesleki yeterliliği nedeni ile mesleğini icra eden sevgili Karakoç'a Sevgi ve saygımızı iletmenin yanısıra paramız yok ama "Sayfalarımız sonuna kadar açık" diyebiliyoruz...
Ve Mesleğimiz adına kendisinin eskiden beri ilkeli ve İşsiz kalış duruşuyla "GURUR duyuyoruz"...
                                                                                                     OKG OrduKent Gazetesi
 
Rızkı Veren ALLAHmı, AKPmi, TGRTmi

Yavuz KARAKOÇ

Nooldu? Coştu yine bu herif demeyin sakın…

Eskiden bir “Leman” karakteri vardı; Deli Cevat…

Çıplak, kafasında bir huni, cinsel organına bir kol saati takıp hebehebelüp modunda gezerdi…

Çok kızınca da beylik bir lafı vardı; “ Şimdi sinirden kendimi zikicem” diye…Durumum aynen öyle bir şey....

Bilen bilir. Birsüre önce TGRT’de çalışmaya başladım.

Bülten sorumlusu olarak. Bülten sorumlusu: üç saatlik bir bölümün A’dan Z’ye her şeyinden sorumlu kişisi anlamına gelir haber kanallarında. Kimi buna Creative Editör der, kimi sadece Editör der kimi bülten sorumlusu der.

Ama görev tanımı aynıdır.

O saatlerde o adam haber müdürü yetkisindedir.

Aksini iddia eden varsa beklerim…

 

Yani en azından yetki sınırlaması açısından.

Efendim neyse sadede gelelim.

Ben burada çalışmaya başladım ama bir tuhaflık vardı…

Tuhaflık şu; günün planlamasını yapıp, hangi konuları ele alacağıma karar verdikten sonra bu konuları kiminle konuşabilirim konusu da neticeye erdiğinde artık iş sadece çıkıp programı planlanan şekilde bitirmeye kalır ki , orası işin en kolay yanıdır.

Ne zaman bültene başlasam, konukları rica minnet ikna edip kanala getirsem, ne zaman her şey yolunda tamam desem, çok sevgili sayın Başbakanımız başlar konuşmaya….

Allah ne verdiyse.

Selamünaleyküm’le girmesinden “hadi Allah’a emanet olun” kısmına kadar yayınlamak TGRT için, Musa’nın On Emri  gibi….

Bu bir böyle, iki böyle, üç böyle…

Çağırdığım kıymetli hocalara kusura bakmayın demekten yüzüm adeta kösele taşına döndü, kaşarlaştım…

Ya her neyse bu konuyu defaten facebook ve twitter’de paylaşmıştım.

Bu medya’nın, haber kanallarının genel sorunu artık…

Basın özgürlüğü var mı, var…

Ama yayınlar AKP’nin ipoteği altında...

Neyse, yine böyle bir Salı günü AKEPE’nin grup toplantısı var…

Çok sevgili sayın ve pek muhterem Başbakanımız yine almış sazı eline caar car konuşuyor. Tam bir saat, aralıksız…12:00 için çağırdığım konuk iptal…

Bitti çok şükür 13:00’daki konuğumu alıcam artık yayına, bir iki kelam gündem konuşucaz diye sevindirik olurken, 10 dakika geçti, Başbakan yurtdışına gidiyormuş, havaalanında açıklama yapıyor…

Be adam ışınlandın mı? Neyse orada da aldı sazı eline…

Tam bitti bitecek bir telefon Ankara’da mecliste AKEPE Grup Başkan vekili Mustafa Elitaş canlı yayın konuğumuz dediler…

İyi de neden alıyoruz demeye kalmadan10 dakika konuşacak dendi…

Amca aldı sazı eline biz AKEPE hükümeti olarak şöyle sırma saçlıyız, böyle badem gözlüyüz diye anlatıyor..

Muhabire süresinin 5 dakika olduğunu ve bitirmesini söyledim. Ama nafile amcada nasıl bir konsantrasyon varsa artık coştukça coşuyur…

Kesin yayını dedim.

Düşün sesini onlar devam etsin.

Reklama gittik sonra stüdyo konuğumuzla biz ana gündem maddemizi konuşmaya başladık…

Aradan 10 dakika geçti.

Birde ne göreyim muhterem Elitaş amca Ankara’da hala yayındayız diye hareretle bir şeyler anlatıyor…

 

Neyse ben haberimi bitirdim.

Çıkıp bir sonraki günün planlamasını yapmaya gittim.

Haber Koordinatörü Yücel Koç geldi. Ya Yavuz sen ne yaptın? Adam patronu aramış sorumlusu kimse çıkarın demiş…

Bizim patron da emredersiniz efendim demiş…

Tahmin olunacağı ve referanslarım ölçüsünde şöyle bir cevap verdim Haber Koordinatörüne; “Yani bu adam beni şikayet etmiş öyle mi? Kendisini maymuna çevirdiğimi düşünüyor anladığım kadarıyla. Madem şikayet etmiş sizden ricam bir sonraki yayınımızda yine konuk alalım bakalım 30 saniyeden fazla konuşabiliyor mu? Bu böyle olmuyor, siz tükanın anahtarlarını verin sayın başbakanımıza , o fahri Genel yayın Yönetmenliği yapsın, çok sevgili Bülent Arınç’da  Haber Koordinatörü olsun, pişkin pişkin, sırıta sırıta habercilik yapsınlar burada”

Cevabı merak ediyorsunuz di mi? Etmeyin…

Çünkü derin bir sessizlik oldu…

Neyse bu varta atlatıldıktan sonra hiç okyanus görmemiş, tatlı su yumuşakçalarından biriyle yine böyle konuk konusunda bir tartışma yaşadım bir süre sonra…

O zaman yaptığım ve derin bir sessizlikle sonuçlanan konuşmanın cevabını, tatlı su yumuşakçasına azıcık omurgalı nasıl olunur diye bir iki laf ettiğim için ; Yavuz, sen istifanı ver, zaten Elitaş senin çıkarılmanı istemişti. Böyle olmaz diye aldım…

 

Uzun lafın kısası basın özgürlüğünü hazmedemedim…

Artık işsizler ordusunun bir neferiyim…

Bana koyar mı? Zerre kadar zikimde olmaz…

Ben bilirim ki rızkı Allah verir…

Bir tek duam vardır rabbime; “ Bilirim her şeyi sen verirsin, sen alırsın. Rızkı da sen verirsin ama birini aracı kılarsın. Ne olur o aracı namert , muhanned olmasın”…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Güncel-siyaset Haberleri