ŞİMDİ BAŞKAN OLMAK

DEĞERLİ DEMOKRATİK ALEVİ ÖRGÜT YÖNETİCİLERİ DERGAH YÖNETİCİLERİ; Bugün 16 Ocak Cumartesi basından izlediğimiz kadarıyla 27 Ocak tarihinde bu güne değin yapılan Alevi Çalıştayları sonuçlandırılacaktır. Bu sonuçlandırma sadece bu süreci kapsamıyor Demokra

DEĞERLİ  DEMOKRATİK ALEVİ ÖRGÜT YÖNETİCİLERİ... DERGAH YÖNETİCİLERİ;

                      Emel Sungur  sunguruzman@hotmail.com

Bugün 16 Ocak Cumartesi basından izlediğimiz kadarıyla 27 Ocak tarihinde bu güne değin yapılan Alevi Çalıştayları sonuçlandırılacaktır. Bu sonuçlandırma sadece bu süreci kapsamıyor Demokratik Alevi Örgütleri olara yaşanan 20 yıllık ve haksızlığa uğradığımız yüzlerce yılımızın, geçmişimizin sorunlarının bu gün anlaşılabilir olması sonucunda yeni olumlu değerlendirmeler veya daha da olumsuzluğunun yollarını açacaktır.

Sizler bu gün üste saydığım örgütlerin yöneticilerisiniz sizleri bu güne değin yüklendiğiniz sorumlulukların ötesinde bir sorumluluk bekliyor. Bu gün yönetici, örgüt başkanı olmanızın dışında Türkiye Cumhuriyetinin birer yurttaşlarısınız. Yarın genel kurullar yapıldığında sizler yer değiştirip yeni yöneticiler gelecek ama o günde bu günde Alevi olmaktan kaynaklı sorunlar devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak yıllardır sürdürülen eşit yurttaşlık taleplerimizin belki bir kısmı yapılacak olan Alevi Çalıştayında sonuçlandırılacaktır.

Siz değerli arkadaşlarım 20 yıllık ortak yürüttüğümüz bu yolculukta kişisel sorunlarımız belki zaman zaman örgütsel sorunların önüne dahi geçirilmiştir. Ancak bu gün böylesi bir lükse asla hakkımız yoktur. Çünkü  bu gün büyük ölçüde geleceğimizin yeni bir çerçeve içine yerleştirilmesi gündemdedir. Çeşitli haksızlıklara uğrasalar da Dedeler bu güne değin kendi oluşturdukları bir otokontrol mekanizması içinde birbirlerini denetleyerek ciddi hatalar yapılmamış ve Alevilik bu güne taşınmıştır.

İşte bu gün de yine yapılması gereken Dedelerin yaptığı gibi bir demokratik Alevi Örgütleri kendi içlerinde bir otokontrol mekanizması oluşturup 27 Ocak tarihinden önce bir araya gelerek gelecek için çizilençerçevenin içini birlikte doldurmaktır. Bunun içinse 27 Ocak tarihinden önce mutlaka böyle bir birlikteliğin sağlanmasının yollarını açacak olan örgüt veya kişiler bence gelecek için çok özel bir görevi yerine getirmiş olacaklardır.

Örgütlerarası hepimizce bilinen farklılıklar istenilen demokratik taleplerin önünde engel oluşturacak büyüklükte değildir. Hepimiz böylesi örgütlerde, dergahlarda görev alırken ne için böylesi bir görevi üstlendiğimizi bilerek bu görevlere geldik.

İşte şimdi zamanı bu güne değin yapmış olduğumuz bütün çalışmaların büyük ölçüde önemsenip yaşama geçirilmesi ile mutluluk getirecek bir biçimde sonuçlanması ya da Aleviliğin gerçek bir asimilasyona tabi tutularak özgün yanının yok olacağı gibi iki seçenek karşımızda duruyor.

O nedenle birlikte karar vermek, tartışmak, birbirimizi ikna etmek ve en önemlisi birbirimizi yanlış yapmaya değil doğruya yönlendirmek görevimiz olmalıdır.

Örgüt başkanları bizler sizleri dikkatle bu 10 gün süresinde izleyeceğiz. Sizlerden gelecek ortak sesle bizleri mutlu edecektir. Alevi geleneğinin en güzel yanı olan kin ve kibirden uzaklaşıp vereceğiniz fotoğraf böylesi umutsuzluk içinde olduğumuz dünyamızı değiştirecektir.

Zaman az bu günden sonra 9 gün var ben her gün bu yazıyla sizleri rahatsız edeceğim.

ŞİMDİ BAŞKAN OLMAK

İşte şimdi federasyon başkanı olmak gerekirdi. 3-4 gün önce sadece kelimelere yansıyan içten gelen nefret ve derin bir düşmanlığın ifade edildiği İsmet Özel"in sözlerine yanıt vermeye çıkan örgüt temsilcisi arkadaşlar bir başka biçimde ifade edildiğinde Alevi Önderi olduğunu söyleyen arkadaşlar ne yazık ki İsmet Özel"in karşısında dilleri tutuldu. Ruhsal sorunlar yaşadığı için böylesi konuştuğu düşünülen İsmet Özel bilerek ağzından dökülen sözleri bizim arkadaşların savunma noktasında başarısızlığı nedeniyle söylediklerini devam ederek saldırıyla programda taçlandırdı.

O zaman düşündüm kendi içimizdeki tartışmalarda veya tartışma gereği dahi olmayan konularda bu denli polemik konusu yaratmakta becerikli kişilerin eli, ayağı ve dilleri bağlanmıştı.

Bu da elbette İsmet Özel"in dilini iyice açtı. Tut tutabilirsen.

Mitinglerin başarısı, basında manşetlerde yer alma, muhatap olarak kabul görme bunlar elbette çok önemli şeyler ancak unutulmamalıdır ki toplum böylesi dolmuş ve taşmaya hazır iken bu işin önünde kim var diye bakmaz karar verir kendi için yaşamsal sorunlar yaşanılan süreçte sesini duyurmak için neresi var ise bu yerlere akıp gider. Bunun çeşitli örnekleri vardır.

Bu söylediklerimden anlaşıldığı gibi toplum “ bıçak kemiğe dayanınca” yıkar gider. Mitinglerde böylesi bir duygunun dışa vurumudur ve bunun başarısının büyük ölçüde nedeni ülkeyi yönetenlerin basiretsizliği, eşitlikten uzaklığı, vatandaş arasındaki ayrımcılığı ve gelecek kaygısının sokağa dökülmesidir. Bu noktada örgüt başkanlarının yapacağı da böylesi “CEM” ler de duruşun Aleviliğe yakışmasını sağlamak, bütün dünyaya bu inanç ve kültürün ne olduğunu kanıtlamak ve barışçı yanını ortaya koymak düşer. İşte bu önemli noktayı miting döneminin yöneticileri yerine getirdiler ve bizler çok teşekkür ederek dışlanmışlığa rağmen hiçbir eksiklik yapmadan orada olup haykıran seslere ses kattık.

Gelelim bu gün neden bu sözleri söylediğimin yanıtına. Bu gün isyanım var.

O gün heyecanla beklediğimiz, içimizi rahatlatacağına inandığımız programda sessiz kalan, geçiştirmeye çalışan, mahcup tavır sergileyen hatta zaman zaman savunma iç güdüsü içinde adeta haksızlık yapan, hakaret eden onlarmış gibi davranış sergileyen arkadaşların tutumu bende büyük hayal kırıklığı yarattı.

Hele durup durup sayın milletvekilinin dediği gibi Nazım Hikmet adı ile İsmet Özel"i ayni yerlerde anımsamak, İsmet Özel"in nedenli büyük bir şair olduğunu ifade etmek hiç anlaşılır bir durum değil.

Ve elbette bu duruş karşısında yelkenlisinin yelkenleri rüzgarla dolup şişen İsmet Özel"i de tutmak mümkün olmadı. Bir kere sanatçı; ruhu ince, dünyası geniş ve sevgisi paylaşılır olandır. Alevilikle ilgili İsmet Özel"in söylediği sözler bir sanatçı dilinden kaleminde çıkacak sözler değildi.

Bana hakaret edildi ve bunun yanıtını verecek diye düşündüğün kişiler beni rahatlatamadı. O gün gerçekleşen programda İsmet Özel"in ağzının payı verilmediği için, bize önderlik edenler; kamu oyu önünde böylesi ürkek, böylesi eksik, bilgisi yetersiz görüntü verdikleri için liderlik, önderlik vasıflarının ne olduğunun bir kez daha düşünülmesi gerekir.

En sevmediğim sözler olan, söylerken hiçte mutlu olmadığım “ biz daha önce böylesi tavırları biliyoruz, kendine yakın kendi gibi düşünenlerin, izleyenlerin içinde aslan kesilen farklı gözler önüne çıkınca sus pus olanları görmüştük” sözlerini sarf etmek zorunda kaldığım için üzgünüm.

Şimdi bir kez daha sesleniyorum yürek bazen mangal kadar geniş ve içindeki kor alev kadar yakıcı, bazen de bir bebek yumuşaklığı ve kokusu kadar taze ve masum olmalıdır. Liderlikte bu her iki duyguyu yerine ve zamanına göre sergilemektir. Yaşanmış olan acısı unutulmayan binlerce sıkıntı ve sorunu ancak böylesi yürekler çözebilir. Aksi halde ne zaman ve hangi koşulda susup, bir kenarda oturacağı bilinen öncü yöneticileri susturmak bir işarete bakar. Bizler 60 yılını bebekken, 70"li yılları delikanlılığa, genç kadınlığa yeni geçerken, 80"li yıları da gençlik dönemimizden bu güne değin yaşayanlar olarak daha neden korkabiliriz ki. Her şey ama her şey bu 50 yıllık ömre sığmıştır ve gelecek iyi ve güzel günler, bıraktıklarımız bizim değil artık çocuklarımız ve torunlarımızın olması içindir. Bunun içindir bu kavgamız.

Böylesi karşılaşmalarda korku, bilgisizlik, yaptığın işe inanmamak ve gelecek kişisel kaygıların varsa su yüzüne çıkar. Bırakalım bu kişisel siyasi beklentileri, bırakalım bu kendimize, inancımıza, kültürümüze olan güvensizliği ve çıktığımız bu yola inanıyorsak ağzına tıkalım İsmet Özel ve onun gibilerin söylediği bu aşağılayıcı sözleri. Daha doğrusu iç dünyalarının yüzyıllardır biriken nefret ve kinlerini söze dökenlere bizimde söyleyecek çok sözümüz var bunları elbette bir Kızılbaş ifadesiyle, Alevi duruşu, vakurluğu içinde ve gittiğimiz yola olan inancımız güvenimizle dile getirelim. Olmuyorsa yapamıyorsak önünü açacağız gelenlerin ve kimbilir kimler çıkıp sıyrılacak içimizden onu bilemeyiz. ( çok iyi örnekler de olamadık gelecek olan gençlere ama)

İnanıyorum Pir Sultan"ın deyişlerini bilenler, yolunu rehber edinenler, havasını ciğerinde hissedenler, eteğine yüz sürenler Pir Sultan"ın yüreğinin binde birini almışlarsa hiç bakmazlar engele yürürler Banaz Yaylasından Yıldız Dağına, Taksim Meydanından, Serçeşme"ye, Çorum"a, Fatsa"ya, Maraş"a. 06.01.2010

Emel SUNGUR

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel-siyaset Haberleri