…..SIZLIK, ACI OLUR VALLA!
Dünyada öyle yada böyle, bir kalıp içinde yaşarken , bir çok acı, ızdırap, yada muhteşem imkanları yakalayan olursun, yaşarsın onlarla her şeyi içinde taşıyarak. Bir müddet sonra yaşadığın onca acın yada zevkin bakmışsın geçer. Normal insan dünyasında olursun. Yarınları fazlaca düşünmeden, gününe göre yürür ayakların hiç bitmeyecek sandığın caddelerde, bıkarsın da yine aynı şeyi yaparsın, yapmak zorundasın.
Ama birde insansın ya, etten kemikten varlıksın ya, yüreğin var ya, güzel güzel yaşarken dünyanda çok sevdiğin insanlardan olmak var ya, onları bir bir yitirmek, birinin acısı bitmeden diğerini yaşamak, işte o yıkar insanı, içten içe eritir de fark etmezsin.
Ben 8 yaşında önce babamı kaybettim, 37 yaşında idi. Önemli insandı, adamdı. Acısı ile onun yokluğu ile büyüdüm, büyümeye çalıştım. Zordu, içim acıdı uzun yıllar hasret kaldım. Onu anam da , cici anamda aradım, hiç gitmeyecek sandığım bir anda, canımın parçası olan Anam da gitti yanımdan helalleşemeden, o çok acı idi.
Herkesi acılara boğdu ya anasını ise bir başka üzdü anam, ayakta iken yere, yatağa düşürdü. Ona sarıldım derken, oda gitti bir gün yanımdan. Cici anasız kaldım, tıpkı babasız, anasız kaldığım gibi.
Bu …sızlıklar o kadar çok ki hayatımda Erol Köksal gitti, kardeşsiz kaldım. Sonra bir çok arkadaşım da gittiler yaşamdan bıkar gibi, arkadaşsız kaldım. Ve de dost sandıklarına bir gün bakıyorsun, menfaatleri içinde yüzüyorlar, boş ver diyorsun onların kulaçlarından haram akıyor diyorsun gerçi seviniyorsun da , dostsuz kalıyorsun.
Uzun süre yanında olduğunu tanıyamadığına üzülürken.
O kadar çok ki bu ….sızlıklar, şimdi korkuyorum ben. İlerde bu vatan sahipsiz ya da adaletsiz kalırsa diyorum, düşünemiyorum, o kadar olmaz diyorum da bellide olmaz, korkumun biride “vatansız”, bayrak sız, hürriyet siz kalmak”, acı olan bu olmaz mı sizce?
Birde gördüklerini anlatmayacak, haykırmayacak kadar düşüncesiz kalmak.
Bu tipler varda, çoğalır mı?
YORGAN AYAK MİSALİ
Dost acı söyler. Sevgili kardeşimiz Cüneyt Tiryaki ve Soya takımını yeni çıktıkları bal liginde çok özel yerlerde görmek isterim. İyi ve kaliteli takımların başında, başarılı maçlar ile sahalarda. Ordu da bizleri temsil edecek üç takımımız var;” Ünye-Fatsa-Soya”.
Bu sezon ilk kez geldiği ligde, arkamızda Altaşlar var, Soya var gibi hisle harcanan her kuruşun sahaya dönüşü olmaz ise, asıl felaket o zaman olur. Patronlar musluğu keser, bir daha takım makım yok derlerse yazık olur koca Soya takımına .
Ayağını yorgana göre uzatamazsak ilk sezonda, aldığın sporcularında gücü kaldıramazsa seni, ben bildiğimi transfer ederim derse yetkililer, ki yok böyle şeyde, var sayalım diyorum.
Sonuç olarak gelirse başarısız hafta sonları, siz söyleyin ne olur bu takımın geleceği, siyah mı, beyaz mı?
Soya spor yorganına göre uzatacağı ayağının yanında bu sezon rahatı kaçmayacak takım yapmalı önce. Alacağı sporcuların fiyatı da asla abartı getirecek cinsten değil de, bildik tanıdık isimler olmalı, güven duyacağı teknik kadronun.
Dost acı der.
Bende lig başlamadan uyarıyorum kardeşlerimi, çünkü Soya takımının burada kalıcı olması, hedefi olan takım olması bir çok sporcuya iş demek aş demekse, dikkatli ve tutumlu olması gerekenler sorumlu olanlar olmalı.
Başımızda Soya yada Altaşlar var diye, önüne gelene onca maddi harcama yapmak akıl işi olmasa gerek. Yine de takım onların, para onların, bize sadece o takımı izlemek düşer.
Diyorum.
Alt yapısının bugünden daha güçlü olması için gerekli ne ise onu yapmalı yönetim. Oynayanların çoğu alt yapının ürünleri. Seyretmek bile zevk verir bizlere de onlara emek veren hocalarına da. Bu kadar yıl çalışmış bir Soya takımını bal ligine çıkaranların onu orada kalıcı kılması, yanlış işler yüzünden düşürmemesi lazım..
Hesapsız kasap elinde kalır masap, olmamalı..
Bence. Çünkü Ordu insanı Soya takımını sever.