TABİİ AFETLER KOL GEZİYOR
Bir yandan yüksek rekolte beklentileri diğer yandan emanet dönüşleri bu gerilemeyi hızlandırmış tam bir fiyat felaketi yaşanmaya başlanmıştı. Ancak 29-30-31 Martta gelen don afeti her şeyi alt üst etti.Fiyatlar hızla yükselmeye başladı.7,00 TL olan psikolojik sınırı aştı.
Nerede duracağını kestirmek şimdilik zor.
Fiyat düşüşleriyle panik havasına giren fındık üreticilerinin yanına emanet hesabını kapatamayan fındık manavları ve tüccarlar da eklendi. Başka bir değişle evdeki hesap çarşıya uymadı.
Stratejik olarak fındık fiyatlarını baskılayıp üreticilerin çözülmesini bekleyenler deyim yerinde ise “Tanrının Gazabına Uğradı”.
Eğer bu tabii afet olmasaydı bu sefer de yüksek rekolte beklentisi ibreyi fiyat felaketine çevirecekti.Felaketlerden felaket beğenme durumuna düşen fındık üreticisi her iki durumda da kaybeden oldu.İster don felaketi ister se de fiyat felaketi olsun fındık üreticisi ciddi bir gelir kaybı ile karşı karşıya kaldı.
29-30-31 Mart günlerinde yaşanan don afeti sonrasında yapılan saha çalışmaları ve gözlemler sonucunda;
Alt Kol(0-100m) %5-10
Alt Kol(100-250 m) % 10-20
Orta Kol(250-500 m) %30-50
Orta Kol(500-750 m) % 50- 70
Üst Kol (750 m ve yukarısı) % 70-90
Bu vahim tablo tam bir yıkımla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.Bu felaket sadece fındık üreticilerine değil,fındık hasadına gelen mevsimlik tarım işçilerine de,aynı zamanda bölge esnafına da ve de ülke ekonomisinin üzerine düşmüştür.
Fındık bölgenin en önemli geçim kaynağı olduğu gibi ülkenin en önemli ihracat ürünüdür.
Tabii Afeteler Önlenebilir mi ; Tabii afetlerde doğrudan olmasa da dolaylı olarakinsanların müdahalesi vardır.Çevre dostu ve doğayı tahrip etmeyen üretim modelleri uygulandığı sürece tabii afetlerin yakıcı sonuçları artarak devam edecektir.
Bu tabii afetin bu kadar etkili olmasında bize göre iki önemli etken vardır.
1- Endüstriyel tarım modeli ve iklim değişikliği üzerine etkileri ;Adına ister Konvansiyonel tarım isterse de Modern tarım densin Endüstriyel Tarım teknikleri ve uygulama metotları sonrasında doğanın tahrip olmasının sonucunda bir dizi iklim felaketleri önümüzdeki yıllarda daha sık aralıklarla gerçekleşecektir.
2- Don afeti daha çok 750 m ve yukarında yıkım yapmıştır.Buda gösteriyor ki fındığın orman açmaları ve tahribatlarıyla doğal yaşam alanlarından çıkarılıp 750 m ve yukarısı alanlara taşınması ile bu alanlar afetten doğrudan etkilenmişlerdir.Fındık üretim alanlarının belirlenmesinde bu rakım tarifi yapılmış olsa da yasalara rağmen bu rakımdaki alanlarda fındıklık dikimleri yapılmaya devam edilmiştir.
Neler Yapılmalı ?
2090 sayılı Afet Yasası 2007 yılından beri uygulanmamaktadır.Yerine Tarımda Sigorta Sistemi olarak anılan TARSİM bir şirketler havuzu olarak yerini almıştır.Uygulandığı yıldan bu yana bir takım olumlu değişikliklikler yapılmış olsa da hala yeterli değildir.Şuan ki uygulama da de don afeti % 10 muafiyetle ,2/3 prim devlet tarafından,diğer afetlerde ½ prim devlet tarafından ödenmektedir.Ancak üreticilerin ödediği primler yüksektir.Sigorta konusu kamu politikası olmalı,yaygınlaşmalıdır.Ancak bizdeki uygulama daha çok bu alana yatırım yapan havuzdaki şirketlerin desteklenmesine yönelik olmuştur.Bu bağlamda üreticilerin menfaatlerini gözeten bir yerden TARSİM yeniden inşa edilmelidir.
Eylül ayı biz fındık üreticileri için bu sezon umut olmaktan çıkmıştır.
AKP hükümeti 2013 yılı alan bazlı ödemeyi 2014 Martında yerel seçim öncesi yapmıştır.Bu don afeti sonrası fındık üretiminin gelecek birkaç yılı da risk altındadır.
Bu riski gören bir yerden 2014 yılı alan bazlı ödemeler 2015 Martında değil, 5-6 ay öne çekilerek 2014 Eylül ayında yapılmalıdır.
Bu ödemelere de bir kere mahsus olmak üzere sigorta kapsamında olmayanlara üretimin devamlılığı için üretim girdisi yardımı da yapılmalıdır.
Tarım kredi ve özel bankalara olan kredilerde ertelenmelidir,dedi