Töre ve namus cinayetlerinde ilk sırayı sanılanın aksine Doğu ve Güneydoğu değil Marmara, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri aldı.
İstanbul, Ankara ve İzmir de cinayetlerin en fazla yaşandığı iller oldu. Başbakanlık raporunda, töre cinayetlerinin her geçen gün varlığını arttırarak sürdüğüne dikkat çekildi.
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, "töre ve namus cinayetleri" konusunda Türkiye genelinde yapılan kapsamlı araştırmanın sonuçlarını açıkladı.
Hazırlanan raporda, töre ve namus cinayetleri konusunda korkutucu tespitlere yer verildi. Türkiye'deki töre ve namus cinayetleri gerçeğini gözler önüne seren rapor, çarpıcı sonuçlar içeriyor.
2003-2007 yılları arasında gerçekleşen töre ve namus cinayetlerine ilişkin verilerin yer aldığı rapora göre, yapılan tüm eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına göre töre ve namus cinayetleri varlığını artan bir şekilde sürdürüyor.
Son 5 yılda bin kişi öldü
Töre ve namus cinayetlerinin ciddi bir toplumsal yara olmaya devam ettiğine dikkat çekilen Başbakanlık raporunda, her yıl yaklaşık 200'ü aşkın insanın bu cinayetlere kurban gittiği bildirildi.
Mevzuat ve uygulamada gerçekleştirilen tüm çabalara rağmen yıllar itibariyle töre ve namus cinayetlerinde herhangi bir azalış gözlenmediği, küçük de olsa artışlar kaydedildiği ifade edilen rapora göre; 2003 yılında töre ve namus cinayetine kurban gidenlerin sayısı 150 iken, 2006 yılında bu sayı 216, 2007 yılında ise 220 oldu. Son 5 yılda töre ve namus cinayetlerinden ölenlerin sayısı bini aştı.
Raporda, "Son yıllarda insan hakları alanında ve özelde de kadın hakları alanında mevzuatta sağlanan ilerlemelere ve uygulamanın geliştirilmesine yönelik yapılan çok sayıda eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerine rağmen töre ve namus cinayetlerinin sosyal bir olgu olarak varlığını artan bir şekilde sürdürmesi meselenin yılları aşan ekonomik, sosyal ve kültürel boyutları içeren çok boyutlu yapısallığını ve bu alandaki zihniyet değişiminin sağlanmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Sorun bugünden yarına çözülebilecek tek boyutlu bir sorun değildir. Sorunun çözüme kavuşturulabilmesi ancak sistematik, kapsamlı ve uzun yılları gerektiren çabalarla ve bu konudaki azim ve kararlılıkla mümkün olabilecektir" tespitine yer verildi.
En büyük neden yasak ilişki
Raporda, töre ve namus cinayetlerinin en önemli nedeni olarak kadının ataerkil geleneksel yapıdan kaynaklanan özellikle namus kavramıyla tanımlanan cinselliğine ilişkin kendisinden beklenen rollere aykırı davranması, cinselliğe ilişkin geleneksel toplumsal normlardan ciddi sapmalar gösterildi.
Rapora göre doğrudan namus sebebiyle işlenen cinayet sayısı 300'ü geçiyor. Yasak ilişki sebebiyle ölenlerin sayısı 94, cinsel taciz sebebiyle öldürülenlerin sayısı 71, tecavüz nedeniyle öldürülenlerin sayısı ise
17.
Töre ve namus cinayetlerinin sebepleri arasında kan davası, kız alıp vermeden kaynaklanan nedenler, aile içi uyuşmazlıklar gösterildi.
En fazla Marmara, en az Karadeniz
Töre ve namus cinayetlerinin en çok üç büyük ilde görüldüğü ortaya çıktı. İstanbul 167 cinayetle ilk sırada yer alırken, bunu 144 cinayetle Ankara, 121 cinayetle İzmir, 69 ile Diyarbakır, 58 cinayetle Bursa, 46 cinayetle Antalya takip etti.
Aydın, Kayseri, Samsun ve Sakarya da en çok cinayetin işlendiği iller arasında yer aldı. İstanbul'da 2007 yılında töre ve namus cinayetleri bir önceki yıla göre iki kat artarken, İstanbul'da her hafta en az bir kişinin töre ve namus cinayetine kurban gittiği gözler önüne serildi.
Töre ve namus cinayetlerinin büyükşehirlerde şaşırtıcı derecede artmasını 'göçe' bağlayan Başbakanlık raporunda, bölgesel anlamda da şaşırtıcı bir tablo ortaya çıktı.
Cinayetlerde sanılanın aksine Doğu ve Güneydoğu değil Marmara, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri başı çekti. Marmara'da 294, Ege'de 214, İç Anadolu'da 213 cinayet işlenirken, bu rakam Güneydoğu'da 130, Doğu Anadolu'da ise 89 olarak açıklandı.
En düşük töre ve namus cinayetinin görüldüğü bölge ise 62 ile Karadeniz Bölgesi oldu.
"Pişmanlık duymuyorlar"
Raporda, töre ve namus cinayetini işleyen faillerin de, mağdurların da eğitim seviyesinin düşük olduğu tespiti yapılırken, cinayetlerde sadece kadınların değil erkeklerin de mağdur olduğu, ölen erkeklerin sayısının kadınlara göre daha fazla olduğuna dikkat çekildi.
Faillerin büyük oranda erkek olduğu, ancak kadınların da bazen fail konumunda olduğu hatırlatıldı. Raporda cinayeti işleyenlerin en çok 19-35 yaş aralığındaki kişiler olduğu, çocuk faillerin sayısının ise oldukça düşük olduğu bildirildi.
Raporda ayrıca, şu değerlendirmeler yer aldı:
"Cezaların arttırılması veya yüksekliği bu fiilleri işleyen veya işleyecek kişiler üzerinde caydırıcı etki yaratmamaktadır. Bu suçları işleyenler pişmanlık duymamaktadırlar. Geleneksel kalıplarla belirlenen namus anlayışı bu kişiler için toplumsal ve bireysel varoluş anlamına gelmektedir."