Türkiye’nin garip halleri devam ediyor..
Düşünün bir kere, dünyanın hangi çağdaş ülkesinde bu rezaletler yaşanıyor?
Bakın halen büyük kentlerde, anakent şehirlerde AT arabası ile taşımacılık yapan, sebze meyve satan tipler var? Yaşadığımız her alanda rastlamak mümkün bunlara. İşin garibi Atların arkasına torbada bağlanmıyor, pislikleri asfalt yolun üstünde lap lapa duruyor. Rezalet. Belediyeler görmezden geliyor. Hepsi siyasi üç beş oyu için. Vatandaşı düşünen yok.
AT EŞEK VE KÖPEK ETİ YEDİRENLER
Bakın ısrar ve inatla söylüyorum. Halen at, eşek kesen, köpek kesenler var. Eğer çok dikkatli, titiz denetimler yapılmaz ise bunları bize yedirirler. Tarım müdürlüğü yetkilileri, sağlık müdürlüğü yetkilileri, Belediye yetkilileri, Emniyet güçleri el ele verip bu işin kökünü kazımak zorundalar. Göstermelik denetimler ile bir yere varılmaz. Resmen milletin sağlığı ile oynuyorlar. Yaşamımızı çalıyorlar. İlgili ve yetkili makamda oturanların bunlara göz açtırmaması lazım… Vatandaş ta ihbar etmeli, bildirmeli. Bu sağlığımızla oynayanlara fırsat vermeyelim. Üç beş sahtekâr sağlığımızı ve yaşamı elimizden alıyor. Ciddi boyutta At, Eşek, Kedi, Köpek kesilmekte. İşte basına yansıyan Hayvan katliamları... Köpekler Kediler beşer onar kesiliyorlar. Lütfen ciddi denetim, ansızın denetim. Çaktırmadan denetim. Ben At eşek eti satmıyorum, sattırmam, yemem, yedirmem… İnanmayın. Hırsız ben hırsızım der mi? Denetleyin kardeşim. Dürüst esnaf ile bu hırsızları bir tutmayalım. Sık sık denetim yapalım, bu at, eşek, kedi, köpek eti yedirenleri de teşhir edelim.
HÜKÜMETİN ET İTHALATI MESELESİ
Meselenin siyasi boyutuna bakmıyorum. Beni enterese de etmiyor. İşin Tüketici boyutuna bakıyorum. Düne kadar vırt zırt ete zam yapanlara ne oldu? Ne oldu da birden bire etin fiyatı 3- 5 lira geriledi? Bakın bu ET üzerinde çok çirkin tezgah dönüyor. Döndürenler belli. Devlet çok iyi biliyor. İstesin canlarına OT tıkar. Ve tıkamalıdır. İsteğe arzuya kalmamalıdır. Vatandaşın doğru dürüst beslenmesini elinden kimse almamalı. Yazık değil mi? Evine Kurban Bayramı sonrası et girmeyenler var. Günah ya. Vicdan ve merhamet… Etin kilosu bu denli uçar mı? Uçtu. Uçurdular. İyide götürdüler. Hesabını devlete bırakıyoruz. Sorsun bu devlet, bu hesabı, bunlardan. Bakın Et ithalatı kararı çıktı ve ihalesi yapıldı. Kavgayı görün. Adamlar kendi başkanlarını bile dövdü. Oraya Eylem yapmaya gelenlere baktınız mı? Besici kardeşlerimizin hal ve tavırları hoşunuza gitti mi? Benim gitmedi. Eğer o besici, siz ithal yapmayın biz fiyatı indirelim diyorsa, bu daha da kötü. Öyle de oldu. Bakın Getirmeyin eti, biz fiyatı aşağı çekelim demeye başladılar. Niye daha önce etin fiyatını uçurdunuz? Niye şimdi indirelim diyorsunuz? Bu ayıp değil mi? Millete yazık değil mi? Hükümetin bu kararını bunlara bir ders olması ve vatandaşın ucuz, sıhhi et tüketebilmesi adına destekliyorum. Helal olsun. Bakın o şimdi elinde stok yapılan sığırı davarı olanlar ne yapacaklar? Hep birlikte göreceğiz. Benim vatandaşım dünyanın en pahalı etini tüketiyor. Allahtan korkunuz yok mu? Günah ya. Almanya’da etin kilosu 5 cent, İngiltere de, 1 dolar, ABD de 1,5 dolar, bizde neredeyse 30 liraya çıktı. Yuhh be.. Ohh olsun. Devlet ucuz, sıhhi helal eti bize yedirsin. Yedirmek de görevi. Artık bizi soydurmasın. Eğer illa biri soyacaksa, kendi soysun. Başkasına soydurmasın. Bu çok acı oluyor (!) Oylum oylum oyuyor, içimize acı badem koyuyor.
MAYIS AYINDA BAŞLAYAN NOTER SATIŞI İŞİ
Çok önceden yapılması gereken bir düzenleme yeni hayata girdi. Tüketiciler hallerinden memnun. Vatandaş için çok büyük bir kolaylık. 72 milyon insanı gözetecek olursanız bunların içinden bu işin bu şekle gelmesinden dolayı zarar gören 150- 200 bin insanı işsiz bıraktı diye bu işi basite indirgeyemezsiniz. Burada 72 milyon insanın rahatı, huzuru, ekonomik kazanımı, yaşamsal kazanımı var. Herkes keseri kendi eline alıp yontmaya kalkarsa olmaz. Bakınız, kimliğinizi ve ruhsatı alıp notere gidiyorsunuz işlem bitiyor.
Eğer Araçta bir sorun yoksa satış yapıldıktan sonra ruhsat tescili yapılıyor. Vatandaşa geçici ruhsat veriliyor. Vatandaş isterse gidip yeni ruhsatını emniyetten alacak veya isterse 15 gün içinde adresine gönderilecek. Bundan daha büyük bir kolaylık, yaşamsal rahatlık var mı? Önceden birkaç gün süren işlemler şimdi 5–6 dakikada bitiyor. Önceden bu işlerin maliyeti 200–300 liraya kadar çıkıyordu. Şimdi, 20 lirası noter ücreti olmak üzere en fazla yaklaşık 70 liraya bitiyor. Çok büyük bir hizmet.. Hiç bunu tartışmaya gerek yok. Efendim yeni uygulama yeni işsizler ortaya çıkarmış mış. İyi de, siz bu işi biliyordunuz,. Çıkacağı ve bu uygulamanın geleceği tam 4 senedir biliniyor ve söyleniyordu. Tam üç kez de ötelendi. Peki, sizler, bu meslek dalanın yetkilisi ilgilisi olarak, şimdi issiz kaldığını söylediğiniz bu kesim için hangi iyileştirme projesini hayata soktunuz, ne gibi önlemler aldınız, ne gibi çalışmalar yaptınız? Mesela şimdi bu uygulamadan dolayı işsiz kaldığını söylediğiniz kesim için ne gibi bir kurtarma ve iyileştirme projeniz var, ne yapmayı düşünüyorsunuz? Yıllardır oda parası, kayıt parası, üye aidatı, harç, tasdik parası denildi toplanıldı. Bu paralar ile bu insanlara ne verdiniz? Ne vermeyi düşünüyorsunuz? Neticede bu uygulama başladı ve bunlar şimdi işsiz kaldı. Ne yapacaksınız? Yıllardır oda ücreti, elli çeşit ücret aldınız bu adamlardan. Şimdi verme zamanı. Hadi verin bakalım bu adamlara, ne vereceksiniz? Merak ediyorum. Şu topladığınız paralardan biraz katkı yaparak yeni bir düzen kurmalarına vesile olun. Yok.. Olur mu? Onlar verirler. Sadece nasihat verirler. Başka bir şey yok. Ama almaya geldi mi, acayip alırlar. Çünkü eğer vergi mükellefi isen mutlak suretle hangi işi icra edeceksen onun meslek odasına kayıtlı olmak zorundasın. Devlet eli ile vatandaşa eziyet, işkence, soydurma müessesesi. Yazık. Bu meslek odalarına kayıt mecburiyeti bir an evvel kaldırılmalıdır. Bu esnaf, sanatkâr geçim sıkıntısı çekmekte, hayat şartlarının ağırlığı altında inim inim inlemektedir. Bu esnafın ahı bir gün sizi perişan eder. Gözünüzü kör eder, kalbinizi çalışmaz eder. İnin artık bu esnafın sırtından. Kimse kimseyi sırtlamak ve taşımak zorunda değil. Ama devlet zorluyor. Zorunlu üye yapıyor. Gelsin paralar, gelsin harçlar. Binilsin makam araçlarına, gün geldi mi çıkılsın siyaset meydanına. Haksız rekabet, haksız kazanç, haksız siyaset yapmak işte budur. Hem iktidar içinde hem muhalefette çok sayıda meslek odalarından gelmiş milletvekili vardır. Oturun hesap edin. Bunların içinde Esnafı düşünen var mı? Var da, bu esnafın hali niye böyle? Tek tek iş kapatıyor, açlıkla yoklukla kavga veriyor. Onlar bu sıkıntıyı çekerken, o kendisini temsil edecek diye meclise gönderdikleri ne yapıyorlar? Eğer görevlerini düzgün yapsalar, bu memleketin hali böyle mi olur? Geçin bunları…
ASKERLİK VE ŞEHİT HABERLERİ
Defalarca dedim ve yazdım. Artık biz Güneydoğu’dan şehit haberi duymak ve yaşamak istemiyoruz. Bu işi PROFOSYÖNEL insanlar yapmalı. Mesleği, sanatı bu olan kişiler terör ile mücadeleyi yapmalı. 20 yaşına kadar eline kuş lastiği almamış çocuğu al bir ayda eğittim de, üç mermi sıktır sonra götür dağa eşkıya ile mücadele et de. Olmuyor. Olmaz. Artık yeter kardeşim. Millete evlat acısı yaşatmayın. O acıya yaşamayan bilmez. Bu işi kökünden çözün. Son 30 yılda Ülkenin bütçesinin on katını harcamışsınız. Çözüm yok. O paralar ile neler olmazdı? İşin kökü açlık, işsizlik, yokluk ise, o mesele bu harcanan para ile çözülürdü. İşi gücü olan karnı doyan dağa çıkar mı? Ne işi var dağda? Yeter artık kardeşim. Yeter! Bitirin bu işi.
Daha önce söyledim. Bu şehitlerin içinde neden bir tane üst düzey yetkilinin çocuğu yok? Bir Generalin, üst rütbeli, milletvekili, bakan, il müdürü, vali, Belediye Başkanı, Zengin bir ailenin çocukları hep kız mı? Onların erkek çocukları yok mu? Var ise, duydunuz mu bir kişi, bunların çocukları arasında şehit? Yeter artık kardeşim yeter! Hep mi fakir fukaranın, garip gurebanın çocukları patır patır gidecek kör kurşuna? Allahtan korkun ya! Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kimse evladının ölmesini istemiyor. Bu Çanakkale harbi mi, Kurtuluş harbi mi? Ne bu? 30 senedir bitmeyen, ucu dışarıda olan, bir KIYTIRIK UYDURUK aşağılık kavga. Sonlandırın bu kavgayı. Bitirin bu acı haberlerin gelmesini. Artık analar babalar ağlamasın.