Vali Orhan DÜZGÜN, 19 Ağustos günü meydana gelen sel, su baskını ve heyelan afetini, Altaş TV’de Serhat ÖZEL’in hazırlayıp sunduğu “Ekran Gazetesi” programında değerlendirdi.
Programın canlı yayın konuğu olan Vali Orhan DÜZGÜN, Ordu’da meydana gelen afetle ilgili kurtarma, yardım, hasar tespit ve hayatı normale dönderme çalışmaları hakkında detaylı bilgiler verdi.
Vali Orhan DÜZGÜN, konuk olduğu “Ekran Gazetesi” programında afetle ilgili şu bilgileri verdi;
180 civarında ev ve işyerini su bastı:
Ordu ili 18 Ağustos günü saat 22.00 sularından itibaren başlayan ancak, 19 Ağustos gecesi saat 02.00’den itibaren yoğunlaşan ciddi bir yağışa maruz kaldı. 18 saatte metrekareye 150 kg. yağışın düştüğü Ordu Merkez, Ulubey, Perşembe, Gülyalı ve Kabadüz ilçelerinde, sel, su baskınları ve heyelan oluştu. Özellikle il merkezi olmak üzere pek çok ev ve işyerini su bastı. Bununla ilgili tespitler, hem İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, hem de belediye başkanlıkları tarafından yapıldı. Şu ana kadar yaklaşık 180 civarında ev ve işyerini su bastığı tespit edildi. Bunlarla ilgili hasar tespit çalışmaları büyük oranda tamamlandı. Ancak, hasar tespit çalışmaları henüz tamamlanamayan yerler var.
Hasar tespit çalışmaları devam ediyor:
Ordu’da meydana gelen afetle ilgili ‘Genel Hayata Etkinlik’ raporu düzenlenmesi yönünde Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na bir teklifte bulunduk. Ordu’daki sel afetinden sonra İçişleri Bakanımız Sayın İdris Naim ŞAHİN ile beraber Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Sayın Ejder KAYA da ilimize gelmişti. Daire başkanları ve uzmanların da katılımıyla genel bir inceleme yaptılar. Şu anda ilgili uzman ekiplerin katılımıyla oluşturulan 2 komisyon tarafından hasar tespit çalışmaları devam ediyor. Geçtiğimiz yıl kurulan İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğümüzde de inşaat mühendisi, harita mühendisi, jeoloji mühendisi, enformasyon memuruna kadar pek çok uzmanın bulunduğu, donanımlı bir ekibimiz var. Diğer kuruluşlardan görevlendirilen personelin de desteğiyle hasar tespit çalışmaları devam ediyor.
50 fındık üreticisi zarar gördü:
Birkaç köyümüzde toplanarak serilmiş olan fındıklar, sele kapılma veya su altında kalmak suretiyle zarar gördü. Yaklaşık 50 kadar fındık üreticimizin harmandaki fındığı sel sularına kapıldı veya su altında kaldı. Fındık hasat mevsiminin yeni başlamış olması, fındık üreticilerimiz açısından bir şans oldu diyebilirim.
Özel Güvenlik görevlisi hayat kurtardı:
Uzunisa Köyü okul bahçesinin su altında kalmasında, sadece Civil Deresi’ndeki su seviyesinin yükselmesiyle değil, köyün arka yamacından gelen yağışlar da etkili oldu. Geçen yıl fındık işçilerimizin daha iyi koşullarda konaklayabilmeleri için özel güvenlik hizmeti almıştık. Bu hizmetin büyük bir faydasını o gece gördük. O gece görevli güvenlik görevlimiz, suların kabarmasından itibaren hemen fındık işçilerimizi uyandırarak, bölgeden uzaklaşmalarını sağlamıştır. Özel güvenlik görevlimizin erken uyarısıyla muhtemel can kaybı önlenmiştir. Daha önceki yıllarda gelişi güzel ve dağınık bir şekilde su, temizlik vb. ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla dere kenarlarında çadır kuran işçilerimiz böyle bir felaketle karşılaşmış olsalardı ciddi bir can kaybı yaşayabilirdik. 2 yıldır Uzunisa okulu bahçesinde derli toplu ve sınırları belli bir bölgede bu işçilerimizin konaklamış olması ve o alanda güvenlik görevlisi istihdam etmemiz, kendilerine kısa sürede ulaşmamızı ve can kaybı olmasını önlemiştir. Bu arada başta il merkezi olmak üzere bir çok ev, işyeri ve hastanenin metrelerce su altında kalması, gece olay yerine giderken Ordu-Ulubey yolundaki su yüksekliği sebebiyle hareket halindeki pek çok aracın yolda kalması, yaşadığımız olayın boyutlarını da göstermektedir.
Fındık işçileri hızlı bir şekilde tahliye edildi:
Uzunisa Köyünde suların yükseldiğini duyar duymaz gece saat 03.00’ten sonra jandarma komutanımız, vali yardımcılarımız, emniyet müdürümüz, il özel idaresi genel sekreterimiz, il afet ve acil durum müdürümüz, milli eğitim müdürümüz, tarım müdürümüz ve diğer kurum amirlerimizle birlikte hemen olay yerinde hareket ettik. Uzunisa köyüne hareket ederken kamu kurumlarına ait ne kadar otobüs, minibüs varsa hepsini çağırmak suretiyle orada bulunan 800 civarındaki fındık işçisini önce kadın ve çocuklardan başlamak suretiyle Ordu Fen Lisesi pansiyonuna taşındı. Ben de sabah 06.30 civarında Fen Lisesinin pansiyonuna gidip, oradaki işçilerimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ettim. Oradaki vatandaşlarımız sırılsıklam olmuşlardı. Kendilerine saat 07.00 itibariyle hemen yeni kıyafetler dağıttık. Üşümüş olan kadın ve çocukları ısınmak amacıyla Fen Lisesinin kaloriferlerini yaktırdık. Bu şekilde devletin sıcak yüzünü de göstermiş olduk. Aynı gün bir yemek fabrikası ile anlaşarak yemek ihtiyaçlarını da giderdik. Bu vatandaşlarımızın çadırlarının büyük bir kısmı su altında kalmış, kullanılamaz hale gelmişlerdi. Kızılay aracılığıyla çadırlarının dağıtımını yaptık. 800 tane vatandaşımız Fen Lisesi pansiyonuna gelmişti. Tabi vatandaşlarımız ekmek parası kazanmak için bu bölgeye geliyorlar. Onlarda çalışmak ve para kazanmak için çadırlarını alarak, çalışacakları bahçelere gittiler. Dün itibariyle Fen Lisesi pansiyonunda hiç kimse kalmadı.
Perşembe Yeniköy’de Afet Konutu:
Yağışlar gece saat 01-02 gibi başlamasına rağmen, Perşembe Yeniköy’deki heyelan öğleden sonra saat 16.00 gibi oldu. O bölgedeki vatandaşlarımızın evlerinin zeminlerinin sağlam olmaması, bu tip heyelanlar açısından olumsuz bir durum. 3-4 futbol sahası büyüklüğündeki bir alan kaydı. Köydeki 9 evi oturulamaz şeklinde raporlandırdık ve tahliye ettik. Bu vatandaşlarımıza kamu misafirhanelerini önerdik. Ancak, yakın akrabaların yanında geçici olarak kalmayı tercih ettiler. Vatandaşlarımızın tahliye edilen evlerde tekrar oturmaları mümkün değil. Onlara bir yer tespiti yapıldıktan sonra muhtarlık, kaymakamlıkla mutabakat sağladıktan sonra isterlerse köyde, isterlerse Perşembe merkezinde afet evleri yapacağız. Vatandaşlarımızın daha uygun, daha sağlıklı yaşamaları için devlet olarak kendilerine yardımcı olacağız.
Nezaket Kontaş’ı arama çalışmaları sürüyor:
Nezaket Kontaş’ın aranmasına devam ediliyor. İlk günden itibaren İl Afet Acil Durum Müdürlüğümüz, Samsun’dan, Giresun’dan gelen ekipler ve Erzurum’dan bu amaçla getirttiğimiz 2 arama kurtarma köpeği ile çalışmalar devam ediyor. Aradan geçen 3-4 gün zarfında henüz Nezaket hanıma ulaşılamadı. Ancak arkadaşlarımız yoğun bir gayret gösteriyorlar. Heyelanda hayatını kaybeden Nazmi Kontaş’ın çocuklarına ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. (Bu röportajın yapıldığı saatten yaklaşık 24 saat sonra Nezaket Kontaş’a ulaşıldı)
Vatandaşlarımız duyarlı olmalı:
Su baskınları genellikle derelerin taşması, köprü ve menfezlerin tıkanması nedeniyle oluyor. Öncelikle köprülerin ayaklarının olmaması gerekiyor. Sel sonrasında yüzlerce 15-20 metre uzunluğundaki ağaçların Karadeniz’e en döküldüğünü gördük. Menfezlerin sürekli olarak temizlenmesi gerekiyor. DSİ Müdürlüğümüz bu konuda zaman zaman çalışmalarını yürütüyor. Pek çok tahkimat duvarı, istinat duvarları yapıldı. Bundan sonra derelerin temizliği, ıslahı, istinat duvarlarının yapılması konusunda çalışmalar devam edecek. Vatandaşlarımızdan da bu mevsimde fındık bahçelerinde temizlik yaptıktan sonra atıklarını menfezlere, derelere dökmemeleri konusunda bir kere daha duyarlı olmalarını istiyorum.
Afet anında; 777 09 09 aranmalı:
İl Afet Acil Durum Müdürlüğümüz yeni bir müdürlük olduğu için bu müdürlüğümüz ile ilgili vatandaşların da bir duyuruda bulunmak istiyorum. Bu müdürlüğümüzün binası içinde Afet ve Acil Durum Yönetimi Merkezimiz var. Eski ismiyle kriz merkezi olarak isimlendirilen merkez. Burası 24 saat açık ve hizmet vermekte. Sadece genel afetlerde değil, bireysel acil durumlarda da burası hizmet veriyor. Bu merkezimizin telefonu 0(452) 777 09 09’dur. Doğrudan burayı ararlarsa daha yerinde ve daha çabuk müdahale olabilir. Vatandaşlarımız daha çok jandarma, emniyet ya da 112’yi arıyor, buralardan da oraya yönlendiriliyor. Bu zaman zarfında 3-5 dakika geçmiş olabiliyor. Bazen 3-5 saniye bile bir canın kurtarılması için önemli olabiliyor. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğümüzde gerçekten donanımlı uzmanlarımız var. Hem cankurtaran olarak, hem mühendis olarak, hem de diğer branşlarda.
Bu afeti fırsata çevirmeliyiz:
Boztepe’siyle, yaylalarıyla, sahiliyle, doğal güzellikleriyle, Ordu çok güzel bir şehir. Ordu’yu yeşil ve mavinin büyüleyici güzelliğine sahip bir il olarak nitelendiriyorum. Şehir uzaktan ne kadar güzelse, şehrin içerisine girdiğinizde bozuk, çarpık yapılaşmaları gördüğünüzde bir o kadar üzülüyorsunuz. Nasıl bu kadar katledilebilir diye üzülüyorum. Ordu, Karadeniz’in incisi, biblosu olabilecek kadar güzel bir şehir. Ama 1970’lerden itibaren uygunsuz imar izinleri ile çok kötü bir yapılaşma oluşmuş. Derelerin üzeri kapatılarak üzerine evler yapılmış. Bunlar Ordu açısından ciddi sorun. Yağmur yağdığında evlerin, işyerlerinin bodrum katını, zemin katını su basıyor. Bu afeti fırsata çevirmeliyiz. Aslında her afet bir fırsattır. En azından bundan sonraki imar konularında çok dikkatli olmak gerekiyor. Sadece şehir merkezinde değil köylerde, yaylalarda oraların dokusuna uymayan çok çarpık yapılaşmalar var. Heyelana maruz, sele maruz kalınabilecek yerlere evler yapılmış.
Köy Yerleşik Alan çalışmaları devam ediyor:
Köy yerleşik planlarını hazırladık. Belediyelerin imar planına benzer, köylerde uygulanacak plan. 2010 yılından itibaren 480 civarında köyümüzden, 450 tanesinin Köy Yerleşik Alan çalışmaları tamamlandı. Bundan sonra yapılacak binalarla ilgili denetleme ve ruhsatlandırma çalışmalarını Köy muhtarlığı ve İl Özel İdaresindeki ruhsat ve denetim müdürlüğümüz yürütüyor. Köylerde yapılacak olan binanın hem yer tespitinde, hem de mimarisi konusunda biz kendilerine yardımcı olmaya hazırız. Kendilerinin projesi yoksa ve maddi güçleri yeterli değilse, İl Özel İdaresi’nden farklı ebatlarda, farklı türlerde 8 tane örnek proje yaptırdık. Biz o 8 tane örnek projeyi vatandaşlarınıza ücretsiz olarak sunuyoruz. İsterlerse bu projelerden birini seçerek köylerine ve yaylalarına bu evlerden birini yapabilirler. Bu şekilde yaylalarımızda ve köylerimizdeki çirkin yapılaşmanın önüne geçebiliriz. Bundan sonra Ordu’ya afetsiz günler diliyorum.”