Yer Adlarına ‘‘Kara Bavli’’ Örneği
Yazar; Adnan Yıldız
Kara Bavli, benim köyümde (Harami) bir semtin adı.
Biz yıllardır bu adın bir Rum adı olduğunu sanıyorduk.
Hatta yaşlılar bizlere burada ‘‘Kara Bavli’’ adında bir Rum’un yaşadığını ve semtin adının da buradan kaynaklı olduğunu anlatıyorlardı.
Ancak bu Rum’u (Kara Bavli )dedelerimizden hiç tanıyan var mıymış diye sorduğumuzda ise hep ‘‘çok eskiden yaşarmış’’ diyorlardı.
Halbuki olsa olsa 1800’lü yılların başına kadar eski olabilirdi.
Çünkü Ordu’nun birçok köyünde olduğu gibi bizim köye de Rum nüfus 1800’lü yılların başından itibaren yerleşmişti. Onlar da birkaç hane idi. Mesela 1455 yılı tahrirlerinde bizim köyde hiç gayri Müslim nüfus yoktu.
O yüzden Kara Bavli’yi en azından dedelerimizin babası veya dedesi tanımalıydı.
Ama tanıyan yoktu sadece rivayet şeklinde anlatılıyordu.
Biz de Kara Bavli’yi Rum olarak kabul etmiştik. Hatta o semtten geçerken buralarda define bile vardır diye aklımızdan da geçerdi. Rumlar yaşıyormuş ya. Giderken gömmüşlerdir diye. (Halbuki zengin Rum’un bizim köyde ne işi olurdu ?)
Tesadüf olacak ya !, Daha geçen hafta, Isparta’ya bağlı olan Sütlüler ilçesinin de Osmanlı dönemindeki adının Kara Bavli olduğunu öğrendim.
Şaşırdım tabi.
Bizim köydeki Kara Bavli demek ki Sütlüler’de de varmış. Tabi biraz da tuhafıma gitti.
Neden hep “kara” bu Bavli.
En azından Sütlüler’de ki Bavli ne bileyim beyaz, sarı falan olabilirdi.
O zaman bu işte bir iş vardı. Biraz daha araştıralım dedik ve Osmanlı belgelerine müracaat ettik.
Gördük ki bizim Bavli, Bolu v.s birçok yerde de varmış meğer.
O zaman bu Bavli Rum falan olamazdı.
Sözlüğe bir bakalım dedik. Şemsettin Sami’nin Kâmûs-ı Türkî adlı Osmanlıca sözlüğüne baktık. Bavli orada da vardı. İki anlamı vardı. Biri: “Av köpeklerini eğitmek için kullanılan yapay kuş”, diğeri ise “evcilleştirilmiş doğan yavrusu” anlamındaydı.
Bavli’nin anlamlarından birinin “doğan yavrusu” olması daha da dikkatimizi çekti. Çünkü Oğuz Boylarının Ongunları şahin, doğan gibi kuşlardı. Doğan başta Çepni Boyu olmak üzere birçok Oğuz Boyunun Ongunu idi. Bazılarının ki akdoğan, bazılarının ki çakırdoğan türündendi.
Acaba “doğan yavrusu” anlamına gelen Bavli “Kara doğan yavrusu” anlamında mı bizim köyde yer adı olmuştu?
Şimdilik böyle bir şey sadece varsayım olur.
Daha çok araştırılmaya muhtaç.
Ama kesin olan bir şey var o da bizim köydeki Kara Bavli Rum değilmiş.
Ve halen yer adı olarak bizim köyde yaşatılıyor.
Bir semtinin adı değil de bizzat köyün adı Kara Bavli olsaydı çok büyük bir ihtimalle bugüne kadar değiştirilmiş olacaktı.
İyi ki bizim Kara Bavli resmi kayıtlarda yer almamıştı.
Çünkü gerek Osmanlının son yıllarında gerek Cumhuriyetin bazı yıllarında yapılan yer adı değişikliklerinde birçok yer adı bu konuda kurulmuş komisyonlarda yer alanlarca hiç araştırılmadan Rum ya da Ermeni v.s kaynaklı sanılarak değiştirilmiştir.
Halbuki daha sonra yapılan araştırmalarda anlaşılmıştır ki, değiştirilen bu yer adlarının çoğu öz be öz Türkçe yer adlarıydı.
Bazılarının ise halen kaynağı tespit edilememektedir.
Özellikle Karadeniz’de Kumanlara, Peçeneklere ve daha öncesinde buralarda yaşayan Turani kavimlere ait yer adlarının değiştirildiği bu konuda yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur.
Doğu Karadeniz’deki yer adları ile ilgili en kapsamlı çalışmayı Araştırmacı Haşim Albayrak yapmıştır.
Doğu Karadeniz’deki 2500 eski köy adını derleyen Albayrak, bunlar arasından Rumca olanları Fener Rum Lisesi Müdürü Niko Mavridis’e, Ermenice olanları Ermeni Okulu Müdürü Nora Şenyan’a tespit etmesini rica etmiş. Ayrıca, Gürcüce, Lazca, Pontusça, Rusça, Arapça ve Farsça dil bilenlere de incelettirmiştir.
Toplam 2500 eski köy adı arasından sadece 16 Rumca yer adı tespit edebilmiş, Arapça ve Farsça dâhil yukarıdaki dillerden ise toplam 50 civarında yer adı olduğu tespit edenlerin imzaları karşılığında ortaya konulmuştur. (Haşim Albayrak, Tarih Boyunca Doğu Karadeniz’de Etnik Yapılanmalar ve Pontus, İstanbul 2003, s.10-13)
Bu durumdan da anlaşılacağı üzere maalesef Karadeniz’de kültürümüzün coğrafyamız üzerindeki damgaları olan birçok yer adı bugün yoklar.
İşin daha da ötesi değiştirilen bu yer adlarını birileri kendi etnik amaçları uğrunda sahiplenmekte ve eski adlara dönülmesini v.s savunmaktadır.
Belirtmek gerekir ki yer adlarının değiştirilmesinin bizim bakış açımızdaki karşılığı Vandallıktır. Bugünkü yer adlarının değiştirilmesini ve eskiye döndürülmesini teklif etmek ise daha büyük Vandallıktır.
Çünkü öyle ya da böyle değiştirilmiş yer adlarının yerlerine konan yenilerinden bazılarının da bu topraklarda yaklaşık yüz yıllık bir mazisi oluşmuştur.
Yani Amed’in mazisi kadar, Diyarbakır’ında bir mazisi vardır.
Amed’in mazisini silmek ne ise Diyarbakır’ın mazisini silmeye kalkışmakta o dur.
Kaldı ki eskiye döndüreceğiniz yer adları o zamanki coğrafi sınırları itibariyle de işin içinden çıkılamaz bir hal alacaktır.
Mesela eskiden tek köy olan bir yer daha sonra bölünmeler sonucunda üç ya da dört köy haline dönüşmüştür.
Şimdi siz o köyün eski adına döndüğünüzde hangisine eski adını verecekseniz…?
Velhasıl mantıksızlık üzerine mantıksızlık inşa etmek daha büyük mantıksızlıktır.
Bu yüzden Biz Kara Bavli’yi hep yaşatacağız. Ne eskiye ne de yeniye dönüştürmeden.