YILLARIN GETİRDİĞİ YERDEYİM
12. Yıllar insan ları nerelere doğru getiriyor.On beş yaşında yada on ikisinde bir çocuktum.Çambaşında her sabah kalkar,bizimde içinde bulunan koyunları alır,çobanla alıçın tepesine,sonra karşıya, ve dere kenarlarına gider akşam ederdim.Yine bir sabah kalktık ve koyunu demen yanı denen ,şimdi Altaşların balık çiftliğinin olduğu yere götürdük ve orda kazan gölüne girdik.
Koyunlarda tepelerde yayılıyordu.Çambaşı bu ,yayla bu ,bir anda sis bastırmaz mı,göz gözü görmüyor bizler de koyunları.Çocuğuz da.Ayı,kurt ta olabilir.Korktuk ve ordan yukarıya doğru koyunları aramaya başladık.Bağır çağır yok hayvanlar. Biz araya araya çambaşına geldik.Korkuyoruz,çoban babasına bu olayı diyemiyor.Neyse girdik bir kahveye oturduk,kasapta et yedik,çaylar içtik derken akşam ettik ve korka korka obaya doğru gittik.Bir sesler geliyor,indik agılaki tüm koyunlar orda değilmi.Hayvanlar bile bu havada tehlike olduğunu sezipte,yerlerinin yolunu bulurken,bugün hergün cahilce ,işlenen cinayetlerdeki lumsuzluklarında varoşların ve tatminsiz aile yapısı içinde ki gençlerden çıktıdığını bizler görüyoruz,ama onlar evlerini değil birkaç sapık arkadaş uğruna ölüm yolunu buluyorlar ya,hep inançsızlığın ve şükürsüzlüğün yada bu ülkeyi kendi evlatları yada yandaşları için yöneten kimseler yüzünden oluyor. İşte bu benide insan denen duygu yüklü varlıklarıda çok üzüyor.
13. Yılların getirdiği yerde bizler ,sevgiyi bulamadan sırf söz olarak onu bilirsek bunun bize kazandıracağı bir şey olmazO zaman uzun sevgi kaşıklarını bilmeden ağzımıza uzatmaya çalışırken ac kalır ve doyamayız.Sevgiyi bilseydiniz o zaman o uzun kaşıkları karşındakine uzatarak önce onu oda seni doyururdu.Allahı bilme ona uyma ve sadakat etmeyi bilmi yorsak bu konuda acı çekeriz,bilmeden yolumuzdan şaşarız.Yaşamın sahte yüzünde yaşadığımızı sanırız.Huzur içinde yaşamak varken,huzursuzluklar dan zevk alma inadına düşeriz.Bizim dinimizde canda, insanda önemli ve çok değer verilen varlıklardır.Akıl verilen bu varlıklar içinde korumalar vardır. Aklın kontrolünü yok eden veya zayıflatan bütün kötü şeylerden sakınmalıyız.
Bunu yapıyormuyuz,hayır. Aklın almıyacağı pis işleri biz yapıyoruz suçu karşımızdakin de arıyoruz.Aklın ve sevğinin kuş tüyü yataklarına çamurlar bulaştırıyoruz.Yanlış arkadaşlıklar ve liderlerle de ülkenin ve geleceğimizin dibine dinamitler koyuyoruz. Bunlarıda biz yapıyoruz.Hergün vahşice adam öldürenlere de saygı duyulmasını isteyen bir otritenin dediği her söze kulak verecek kadarda kulaklarımızı ve yüreklerimizi kör ediyoruz.En korkuncuda yavaş yavaş insanlık libasından çıkıyoruz.İstanbul,o evliyalar şehrinde,illetinin malını bi felaket esnasında yagmalayacak kadar pis bir ruh halinde yaişayabilenlerin eline geçmiş hade ise vay bu milletin haline.Bu neki;ey insan ya kıyametin o kokunç manzarası içinde sen,ne yapacaksın? Bir sele dayanamadın,Allahın kıyametinde yürekleriniz deki pislikleri nerde saklayacaksınız? O kadar mı yanlışlardayız da, bu el uzunlugunu yapıyoruz? Nasıl olsa milletin vekilleri bu işi milletin her kesimine ögretti;inananına da inanmayınada.
Yılların getirdiği yerde duralım ve gelen selin içindeki o çırpınan yüreklere bakalım.Korkunun ne olduğunu suyun ortasında görenleri yere inin ce tekrar izleyelim.Korkunun yanında dualara sarılanların,kurtulunca,şükrü bile hatırlamaması korkunç değilmi?Ya bir eli ile kızını selden almanın çabasında olan ananın diğer elinden küçük kızının kayıp gitmesinin hesabını İstanbul beledie başkanı verebilecekmi? Onların mazeretlei hazır,bunlar sel felaketi.Bizim ne suçumuz var.Bizden öncekilern ruhsatlarının sonucu,Allahın takdiri ilahisi
Ey,başkan,oğluna,gelinine,dünürüne iş aş peşinde İtanbulun en nezih yerlerini peşkeş çekeceğine oturup bu istanbulun yarınlarına kafa yorsaydın.Yada hangi şirkete ihale vereyimde,üstümdekilerle rant peşinde olayıma kafa yoracagına,nerde bir tehlike olur oraya bakalıma kafa yoraydın ,bunların hiç biri olmazdı. Otuz kırk insan selde öldü,günde beş on insan doğuda kanlı katillerce vuruluyor ve buna biz normal bakyoruz.Bu iktidarın İstanbula ve bu ülkeye verdiği yeğane iyi şey,selden sonra denize ve çöpe gitmesin diye,etrafa saçılanları yagmalayacak kadar şerefsizleşen insan topluluğu.Dinden imandan bir haber,Allah korkusundan bir haber.