Yılların Getirdiği Yerdeyim 8-9
8. Yılların bizi getirdiği yerde hiçmi kötü anılarım yoktu? Yoktu desem yalan olmazda, acı çektiğim anılarım olmuştur.
Oda bir gece gelen bir telefonun ucundaki doktorun hanımının bizlere verdiği acı haber.
Annem onun kollarında bir anda düşüp, beyin kanaması geçirmesi. Hastahaneye verdığımız da, o sedyede sessizce yatıyor ve bizleri ne duyuyor ne de görüyordu, beyin kanaması olmuş, öylece yatıyordu. Elimizden bir şey gelmiyordu. Çaresizdik, güçsüzdük, tek umudumuz dua ve Allaha olan inancımızın gücü idi.
Orda idik ve doktor bir arkadaşım, Mustafa bey, artık yapılacak çok şey yok, beyin ölümü gerçekleşmek üzere, onu makinalara bağlamıyalım dedi, ama ona kızar gibi; ne diyorsun , o benim anam,cigerim, aşkım dedim, bırakalım da bir şey yapmayalım da ölsün mü dedim.
Aslında on gün bağlı kaldı ve sonra aramızdan uçup gitti.
Acı idi. Helallaşamamıştık. Çok çile çekmişti. Genç yaşta dul kaldı, 25 yaşında ve bütün ömrünü bize verdi.
Dünyaya adeta kapandı. Hep iyi olalım istedi. Rahm
etli babamın,her gece dışarda ve dostları il harcadıgı inanılmaz paralara üzülürdü.vYalnızlıgını ve bizlerle buldugu iç dünyasındaki mutluluğu anlatırdı.vŞimdi yok.vAcı bir durum.yaşadım
.
Yılların getirdiği yerde, insanların başından geçen ilginç olaylar çok.
Yayladayım. Babamın Vinlis cipi var. Yedik, onlarda beş arkadaş içtiler ve hepside tek mezara gidelim dediler. Kafaları iyi. Bende gelmek istedim. Önce kızdı, sonra arkadaşlarını kırmadı ve tamam dedi.
Neyse , çambaşından çıktık, tekmezara giderken, bayırda fren patlamasın mı,araba geriye doğru gidiyor, aşağısı uçurum, babam önce atlamış arabadan, benim olduğumu anlayınca, koşmuş ve direksüyonu taş peylere doğru kırmış. Araba durmaz, tam uçuruma on metre kala son bir güçle arabayı iter, içerisin de 90 liloluk beş kişi var. Araba orda yan yatar ve durur.
Onun bana sarılması var, ağlaması. Unutamam.
Babamı çok genç yitirdim. Kokusuna ve sevgisine doyamadan.
O ordu da insanlarca sevilen, spor aşığı,insan aşığı bir kişi veiyi bir de ordu sevdalısı idi.
Bu acıları yüreğine hapseden bir genç olarak ve o adama layık olmanın vediği yükümlülük le, hep düzgün yaşamaya çalıştım. Hatalarım olmuştur. Gençtim ,biraz da fiziğin düzgün ise, hatayı ucundan olsa da yapmanın içinde bulunmuşumdur. Olmasa idi keşke!
Çünkü yetimliğin verdiği yalnızlıklarda ve yalnız gecelerdeki benim yalnız düşüncelerime kimse bir silği vurmadı ki.
Yazılarımı ,cümlelerim deki hatalarımı düzeltmediki.
Bende hep kendi yanlışlarımla olğunlaşmanın içinde oldum.Etrafımdaki düzgün insanlarla yol alarak.
Bunda ilk önce, İbrahi Yüksel hocamın benim yol aydınlığımda önemli katkısı var, sonra Tevrat hocamın ve Ramazan hocamın ve zamanla yürüdüğüm yollardaki her bireyin. İyinin , kötünün
9. Yılların beni getirdiği yerlerde ben, ben olmanın ve ayakta kalmanın savaşını verdim. Tektim bazende binlerce dostla idim. Kendimi öyle bir grubun içinde buldum ki, inkarcılığın ve vatana olan düşmanlığın salyalaştığı bir ortamda , insanların bayragı altında dokuz yöne yürüdüm, dokuz ışıkla yolumu buldum, aydınlık fikirleri ışığında , Atatürk sevgisi içinde, vatan nedir, bayrak aşkı nedir diye sormadan, onları tadarak geliştim.
Okudum, bitirdim, öğretmen oldum, müdür atandım ve 3 sene Eyüplüde hayatımın en anlamlı görevini yaptım . Orda piştim. Orda eğitildim, Orda hayatın ne olduğunu,insanların kaç bacağı var gördüm.
Başımdan geçenlerle bazen güldüm bazende ağladım. Orası bir yer deği, benim için doğal mektebim di, dersler aldığım.
Burda dostlar edindim, bir hayvanın elinden, bir inek yüzünden bir ögretmen kardeşimi yitirdim. Hüseyini.
Arkadaşımızı, ineğin bahçeme girdi diye vuran hayvansa , tam 70 yaşında idi. Bu adamın şimdi hiçmi vicdanı sızlamıyor, Onun çocuklarının durumu ya da ne yaptıkları ?
Aslında Eyüpü köyünde çok önemli işleri yaptık.
Okulu kurduk, az çocuk ve çok ögretmenle tiyatrosal bir adımla orda 3 yıl müdürlük yaptım.
Siyasi bir uçuruma giden gençleri ya memur yada kötü yıllarda olmasın diye futbolcu yaptım.
Köyümdü. İmamımız vardı , sesi biraz iyi değildi ve ezanı dinlemek zevk yerine zulmediyordu köylüye, bazen çıkr ben okurdum.
Sonra komünistlerimiz vardı; yeşilin Aziz, Hallo Fahri, iyi insanlardı ama inattılar. Ben varım diye kızları okula yollamazlardı, zorla alırdım.
Ve köydeki şişecilerin kahve palavraları ile beni görünce değişen halleri Yılların getirdiği yerde her şey var, bir anda oldu, yaşandı.
Şimdi iyi anı olarak yazıyorum. Kötüsüde iyi, iyisi zaten harika
Öyle fanatiklerdi ki, solcu ölünce hüzün ve matem, sağcı ölünce ise bayram yapacak kadar günahın içinde olan hacılarımız vardı..