YOLUMUZ NASIL BİR, KIBLEMİZ BİR OLSADA?
Reklamı yapanların tuzu kuru, işi gücü, reklam kaymağı yerinde, cepleri ışıl ışıl, sorunları ve akşam bekleyenleri yok galiba…? Adımız bir olsa da gücümüz bir değil, sevdamız bir olsa da içindeki oturduğumuz mekan bir değil..
Kimle biriz biz, sekiz yılda holdingler yapan iş adamlarıyla mı, torpille iş bulan vekil uşakları, yada iş kurabilmek için hiçbir sıkıntıdan dudaklarında uçuk çıkmayan bakan uşakları ile mi biriz?
Suyumuz bir yolumuz bir diyorsunuz, nerde hangi tarafta, kimlerin yolu suyu bu haldır haldır akan? Eskiden tek kanal vardı, ne Demirel in yeğeninin suntası, ne Çillerin oğlunun jet-skı i , ne Özal ın papatyaları ile çocukları kaldı idi medyada.
Bugün başbakanın 30 kanalda konuşulan işleri nedense konuşulmaz, sorular yazılarak verilir, medyanın kalemleri işimiz, sigortamız kaybolmasın aman ne derlerse he derdinde iken, bu basının kalemleri ile Anadolu da aç susuz çalışan kalemlerinin neyi bir…,söyler mi bunu yazanlar.
Bir olan yalnızca gözümde;” yollar, Tüneller, holdingler ,evlere giden kömür poşetleri, erzak poşetleri, ihaleyi alanların rengi, ile fanatikçe bağlı partililer” dışında, ne rengimiz, ne cebimiz, ne gücümüz, ne okulumuz bir…Nede evlatlarımızın yaşantıları.
Ankara belediye başkanının hanları, hamamlar uşaklarının tır filoları, kulüpleri, evleri, yazlık kışlıkları, bal tutan parmakları var diye konuşulurken, bizim var mı da her şeyimiz “biriz bizler” diyorsunuz?
Bir olan İstanbul da ki Ali ile Çankaya da ki Alim’i, bir olan Ordu da ki Mustafa ile Meclisteki Mustafa mı ….?
Kötü yazacağım, terbiyem, konumum , yerim, yurdum, iş ahlakım müsaade etmiyor..Suyumuz birmiş, nasıl su bu, sizinkine gabalak tan akarken bana bülbül deresinden tıs tıs…
Adalete, bir olmaya bak sen!