Zulüm ve Yolsuzluk
Düzenini Sıfırlamak İçin Alanlardayız!
KESK Ordu Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mecit TANRIVERDİ yaptığı açıklamada; Türkiye bizzat AKP tarafından yangın yerine çevrilmiş; yaşadığı toplumsal meşruiyet sorununu toplumu gererek, halkın arasına düşmanlık tohumları ekerek aşmaya çalışmak gibi bir yanılgıya düşmüş durumdadır. Sokaklarda demokrasi isteyenlere yönelik gaz, tazyikli su ve plastik mermi kullanılarak şiddet uygulanmakta, kürsüler halkın arasına düşmanlık tohumları ekilmesi ve halka yönelik saldırganlık talimatlarının verilmesi için kullanılırken muhalif partilerin binalarına, seçim bürolarına yönelik saldırılar ve linç girişimleri tetiklenmektedir.
Gezi direnişi sürecinde taleplerini hep birlikte sahiplenen halkın mücadelesinden rahatsız olan AKP'nin uyguladığı faşizan politikalar sonucunda kaybettiğimiz canları Berkin'in şahsında bir kez daha anarken; iktidarın ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı söylem ve pratiği ile yarattığı provokatif ortamda hayatını kaybeden Burak Can Karamanoğlu’nun başta ailesi olmak üzere tüm yakınlarına bir kez daha başsağlığı diliyoruz.
AKP'nin bizzat Başbakan tarafından yapılan tüm provokasyonlarına rağmen halkın bir arada kardeşçe yaşamasına yönelik yıllardır sürdürdüğümüz yaklaşımımızı devam ettireceğimizi, yüreği eşitlikten-özgürlükten ve adaletten yana atan herkesin bu yaklaşımla hareket etmesinin gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Değerli basın emekçileri
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ayakkabı kutularından saçılan milyon dolarlar ve devamında hep birlikte gördüğümüz gelişmeler sadece birikimlerimizi çalanları değil, geleceğimize ipotek koymak isteyenleri de gözler önüne sermiştir. Emekçisine gelince “ekonomik dengeleri, istikrarı bozamayız” diyerek sefalet zammı dayatanların vergilerimizi, birikimlerimizi kimlere peşkeş çektiği bu süreçte bir kez daha ifşa olmuştur. Halkın yasamaya, yürütmeye, adalete, eğitime, sağlığa güveni sıfırlanmıştır.
Özellikle son 12 yıldır “reform, dönüşüm” cilası ile süslenen düzenlemelerle güvencesizliği, taşeronlaşmayı, esnek çalışmayı temel alan bir istihdam özel ve kamu sektöründe alabildiğine yaygınlaştırılmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde örneği olmayan “Grevsiz Toplu Sözleşme” ile kamu emekçisi ve emeklisinin iradesi yandaş konfederasyon yönetimine altın tepsiyle sunulmuştur.
AKP iktidarı emekçileri içine sürüklendiği mevcut kara tablo emekçilerin nasıl kandırıldığını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Yıllık resmi enflasyon Şubat ayı itibariyle %7,89’u gösterirken, halkın gerçek enflasyonu yüzde 20’yi aşmış durumdadır. 2014 yılında enflasyonun çift haneli rakamlara ulaşmasına kesin gözü ile bakılırken, kamu emekçileri ve emeklilerine yapılan zam daha cebine girmeden buharlaşmıştır.
Milyonlarca emekçinin sorunlarına kulaklarını tıkayanlar, patronları teşvik paketleri ile beslemiş, yandaş holdinglerin vergi borçlarını silmiş, çocukları üzerinden servetlerine servet katarken, halkı sefalete itmekten çekinmemiştir.
Siyasi iktidar temsilcilerinin babalı oğullu, cümbür cemaat boğazlarına kadar yolsuzlukların içine battığı, yolsuzluğun, talanın ve yağmanın iktidar ve sistemi içten içe kemirdiği bir dönemde halkın, emekçilerin giderek yoksullaşması, zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul hale gelmiş olması tesadüf değildir. Boğazına kadar pisliğe batmış bir iktidarın, onun yağma ve talana dayanan ekonomik politikalarının “daima millet, daima hizmet” yalanı ve din sömürüsü ile daha fazla sürdürülebilmesi mümkün değildir.
Değerli Basın Emekçileri,
AKP iktidarı, emekçileri içine sürüklediği bu kara tabloyla yetinmiyor. Hukukun, adaletin, demokrasinin, düşünce ve ifade özgürlüğünün, sendikal hak ve özgürlüklerin katledilmesinde 12 yıldır işbirliği yaptığı cemaatle bugün yaşadığı dalaşı bile emekçilerin haklarına yeni saldırılar için fırsata dönüştürmeye çalışıyor.
HSYK yasasından İnternet yasasına ve Milli Eğitim Temel Yasasında yapılan değişikliklerden yeni hak gasplarına yol açan torba yasalara kadar sadece son iki hafta içerisinde Meclis'ten geçirilen tüm saldırıların asıl hedefi emekçilerdir, yoksullardır.
Üyelerinin hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmekle görevli hiçbir sendikanın-konfederasyonun yaşanan bu zulüm ve yolsuzluk karşısında sessiz, tepkisiz kalması beklenemez.Her ne kadar bazı yandaş konfederasyonlar boğazına kadar pisliğe batmış olan iktidarın başındaki kişiye “dik dur eğilme” diyerek sonuna kadar sahip çıksa da, biz KESK olarak halktan, kamu emekçilerinden, işçilerden, köylülerden, emeklilerden kaçırılarak ayakkabı kutularında saklanan her kuruşun hesabını sormaya kararlıyız.
Rüşvete, yağmaya, yolsuzluğa karşı çıkmadan, insanca, hakça bir düzen için mücadele etmeden, mevcut sömürü düzeninin ve her yerden akan pisliklerin kaynağını kurutmak mümkün değildir. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili olarak bütün gerçekler açığa çıkarılmalı, halkın parasını çalanlardan ve arkasındaki güçlerden hesap sorulmalıdır.
Her zaman kamu emekçilerine karşı sorumluluğunun gereğini yerine getiren KESK tüm baskılara rağmen mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. Çünkü biz lafa değil, icraata bakarız. Kamu emekçilerini, emeklilerini AKP-yandaş konfederasyon mutabakatıyla sefalete itenlerin icraatları ortadadır. “Onlar çalarken bizim yoksullaşmamız, onların çocukları çalarken bizim çocuklarımızın ölmesi” üzerine kurulu bu düzene karşı emek ve demokrasi mücadelemizden asla taviz vermeyeceğiz. Zulüm ve yolsuzluk düzenine boyun eğmeyeceğiz, dedi