ORDUKENT’İN MADARALARI.
Papazlarla Paşaların Farkı.
Geçen hafta basında yer alan iki haber şöyleydi:
‘‘Türkiye’de ilk kez azınlıklarla ilgili bir sorun iç hukuk yolları tüketilmeden sonuca kavuşturuldu. Büyükada’daki yetimhanenin Fener Rum Kilisesi’ne teslim edilmesi için bütün işlemler tamamlandı. Sıra pazartesi günü tapunun alınmasına geldi. Hürriyet gazetesine konuşan Fener Rum Kilisesi Avukatı Cem Sofuoğlu, bu gelişmenin AKP Hükümeti’nin eseri olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Belki kimse farkında değil ama bu müthiş bir şey. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez böyle bir şeye tanık oluyoruz. Ancak hemen ifade etmek isterim ki, siyasi irade olmasa herhangi bir sonuç alınamazdı. Çünkü, bu dava Yargıtay’a giderdi ve oradan da azınlıklar lehine bir şey çıkması maalesef mümkün değildi’’
(Nitekim Av.Sofuoğlu Büyükada Yetimhanesinin Tapusunu Pazartesi gün Fener Rum Patriğine teslim etmiştir.)
Diğer haber ise yukarıdaki haberle aynı zamanlı ancak farklı bir konuda. Buyurun önce bu haberi de okuyalım.
‘‘Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Tv8'in konuğu oldu.13.00 bülteninde soruları yanıtlayan Arınç, açığa alınan üç komutanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ne başvurmasına tepkiliydi. "Hukukta birlik yok Türkiye'de düalizm var ve paralel yapılanma söz konusu " diyen Arınç, "Sanki ülkeyi sivil ve asker birlikte yönetiyor. Askeri Yargıtay var; Sivil Yargıtay var Danıştay var. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi var. O var karşılığında bu var. Böyle bir şey olmaması lazım" ifadesini kullandı. Başbakan Yardımcısı " Herhalde bu işin sonunda millete götürüp sormak ey millet ikili bir yapı mı istiyorsun tek bir yargı mı istiyorsun sormak lazım. Millet en doğru kararı verecek" dedi
Ne diyelim, Papazlarla Paşaların farkı ortada değil mi?
Gizli Gündem
Yine haberlerden devam edelim. Mehmet Baransu’nun, 27.11.2010 tarihli Taraf Gazetesi’nin manşetinden verilen bir haberi şu şekildeydi:
‘‘Balyoz sanığı üç generalin açığa alınmasının ardından hükümet, sır gibi sakladığı!!! yeni bir projeyi hayata geçirmek için düğmeye bastı. Yeni projeye göre; Genelkurmay Başkanlığı Karargâh’ı lağvedilip, yerine Savunma Bakanlığı Karargâh’ı kurulacak. Genelkurmay Başkanlığı tabelası indirilip, yerine Savunma Bakanlığı tabelası asılacak. Genelkurmay Başkanı da Savunma Bakanlığı’na bağlı üst düzey askerî yetkili olarak görev yapacak.
Balyoz sanığı üç generalin İçişleri ve Savunma Bakanı tarafından görevden alınmasından sonra Ankara'da görüştüğüm AKP’ye yakın iki sivil ve bir askerî yetkili, söz konusu çalışmanın ayrıntılarıyla ilgili bilgiler aktardı. Görüştüğüm kişilerden biri ise bu projenin içerisinde yer alanlardan. Anlatılanlardan edindiğim izlenim, çalışmanın uzun bir fikirsel hazırlık döneminden sonra gündeme geldiğini ortaya koyuyor.’’
Bu haber ertesi gün Hükümet tarafından yalanlandı ve böyle bir çalışmalarının olmadığı belirtildi.
Her zaman gündemi tutturan Taraf bu sefer neden tutturamadı acaba?
Zannediyoruz ki, WikiLeaks’in yeni dünya düzenini revizyon çalışmalarının sonucunda, ülkemizde de Taraflarda bir değişiklik yaşanacak.
Asıl gizli gündem bu.
WikiLeaks !
Yeni Dünya Düzeni’nin yeni deterjanı.
İstediğiniz kadar sömürün, bombalayın., yakın yıkın, kirlenin.
Kafanıza takmayın…
WikiLeaks’la beyazlar daha beyaz.
WikiLeaks’la canım, WikiLeaks’la….
Öküz Mehmet Paşa
Mehmet Paşa, Sultan I.Ahmet ve Genç Osman’ın hükümdarlığı sırasında Sadrazam olan bir paşadır.
Çalışkandır, hayırseverdir. Anadolu’nun birçok yerinde birçok eser inşa ettirmiştir.
Gel gör ki, bunca gayretine rağmen onun en büyük madalyası öküzlüğü olmuştur.
Mehmet Paşa’nın öküzlük ünvanını alış hikayesi şöyledir.
Paşa Karagümrük’te bir külliye inşa ettirmekteydi. Çalışmaların nasıl gittiğini kontrol etmek amacıyla inşaat alanına gitmişti. Ancak inşaat alanında gördüklerine inanamamıştı. Ustalar ve işçiler boş boş oturuyorlardı.
Morali bozulmuş ve kızmıştı. Çünkü inşaat bir an önce bitsin istiyordu. Ustalara neden boş oturduklarını sordu. Onlar da inşaata taş taşıyan arabanın öküzlerinden birinin hastalandığını bu yüzden taş taşınmadığı için malzemesiz kaldıklarını bu yüzden boş boş oturduklarını anlatmışlardı.
Daha da sinirlenen Mehmet Paşa hemen hastalanan diğer öküzün yerine kendi geçerek taş taşımış böylece ustalarda çalışmaya başlamıştı.
İşte Mehmet Paşa’nın öküzün yerine geçtiğini gören ve duyanlar ona öküz lakabını takmışlardı.
O günden bugüne kadar da hep Öküz Mehmet Paşa olarak anılmıştır.
Ah Mehmet Paşa ah!
Keşke bıraksaydın da öküz öküzlüğünü sende Paşalığını yapsaydın.
Bak öküzlüğün tarih boyunca baki kalacak.