Halsizlik, çarpıntı ve soluk görünümle sinyal veren aneminin dikkat edilmesi gereken bir hastalık olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı, Dr. Sibel Güney, tedavi edilmeyen aneminin kalbi etkilediğini, anne sütüyle beslenmeyen bebeklerin ve kırmızı et yemeyen vejetaryenlerin risk grubunda olduğunu belirtiyor.
ANEMİYİ CİDDİYE ALIN
Kırmızı kan hücreleri ve hemoglobin miktarının yaşa ve cinse göre normal değerin yüzde 10’undan fazla azalması durumunda “anemi” tanısı konuyor. Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı, Uzm.Dr. Sibel Güney, aneminin tedavi edilmemesi durumunda birçok organı etkilediğine dikkat çekerek, aneminin ciddiye alınması gerektiğini söylüyor.
Anemi, halsizlik, yorgunluk, çabuk yorulma, soluk görünüm ve çarpıntı, ileri derece anemi ise nefes darlığı, baş dönmesi, düşük tansiyon, bayılma ve göğüs ağrısı gibi belirtiler gösteriyor. Tedavi şeklinin aneminin nedenine ve şiddetine göre değiştiğini söyleyen Dr. Güney, şu bilgileri veriyor:
“Ani kan kaybına bağlı anemilerde hastaya kan verilmesi gerekir. Demir ve B12 vitamin eksikliğine bağlı anemilerde eksik olan maddenin yerine koyulması ile tedavi edilir. Kronik hastalıklara bağlı anemilerin tedavisi, ilgili hastalığın ya da hastalığa bağlı anemi oluşturan nedenin tedavisi ile mümkündür.”
Fazla çay tüketimi demiri azaltıyor
Büyüme çağındaki çocuklar, gebeler ve emziren annelerde demir ihtiyacının arttığını kaydeden Dr. Güney, demir eksikliği anemisi olan gebelerde bebek gelişiminde olumsuzluklar ve erken doğumun görülebileceğine dikkat çekiyor. Dr. Güney, anne sütü yerine inek sütü verilen bebeklerde de demir eksikliğinin meydana geldiğinin altını çiziyor. Vejetaryen beslenmede demir ve vitamin B12 açısından zengin olan kırmızı et tüketimi olmaması nedeniyle anemi oluşabileceğine işaret eden Dr. Güney, aşırı lifli beslenme ve fazla miktarda çay tüketiminin de demir emilimini azalttığını vurguluyor.
Anadolu Sağlık Merkezi Hakkında
Yaşam kalitesini artırmak için dünya standartlarında sağlık hizmeti sunmak hedefiyle kurulan Anadolu Sağlık Merkezi, modern tıbbın gereklerini yeni ve kapsamlı bir sağlık anlayışıyla hastalarına aktarıyor. Hizmet kalitesine önemli katkı sağlayan Johns Hopkins Medicine (JHM) ile devam eden işbirliği Anadolu Sağlık Merkezi'nin sağlıkta referans merkezi olma vizyonunu da destekliyor. Kurulduğu günden buyana gerçekleştirdiği çalışmalarla ‘Sağlığın Merkezi’ konumuna ulaşan Anadolu Sağlık Merkezi; onkoloji, kalp damar sağlığı, kadın hastalıkları ve tüp bebek, nöroloji, cerrahi bilimler ve iç hastalıkları dahil olmak üzere tüm branşlarda sunduğu hizmetlerde hasta odaklı yaklaşımla hareket ediyor. Hizmetlerinde hasta hakları ve güvenliğini temel önceliği olarak belirleyen Anadolu Sağlık Merkezi, kaliteli sağlık hizmeti ile dünyanın farklı bölgelerinden gelen hastalara tedavi olanağı sunuyor
Johns Hopkins Medicine Hakkında
Johns Hopkins Medicine, Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi hekimlerini ve bilim adamlarını, Johns Hopkins Sağlık Sisteminin organizasyonları, sağlık profesyonelleri ve tesisleri ile birleştirmektedir. Johns Hopkins Medicine’ın misyonu, tıbbi eğitim, araştırma ve klinik bakım standartlarını mükemmelleştirerek toplumun ve dünyanın sağlığını daha iyi bir seviyeye çıkartmaktır. Farklı ve kapsamlı olan Johns Hopkins Medicine, Johns Hopkins Hospital’ın 1889’daki açılışından bu yana, sağlığı korumak için hekimlerin ve tıbbi bilim adamlarının biyomedikal araştırmalar ve tıbbi bilgilerin uygulanması konularındaki eğitimlerinde uluslararası liderlik sağlamıştır.