SES:Tıp ve Diş Hekimliği Fakültemiz için ileri
SES Ordu Şube Başkanı Mecit TANRIVERDİyaptığı açıklamada; 22–28 Kasım tarihlerinin “Ağız ve Diş Sağlığı Haftası” olarak kutlandığı bugünlerde, diş hastanelerinde, Ağız ve Diş Sağlığı Merkezlerinde hizmet sunan diş hekiminden hemşiresine, diş teknisyeninden, taşeron işçisine kadar tüm çalışanlar isyan noktasına gelmiş bulunuyor.
Ağız ve diş sağlığı, sağlığımızın önemli bir parçası olmasına karşın Sağlık Bakanlığının verilerine göre; bugüne kadar yapılan taramalarda ağız ve diş sağlığının % 85 oranında bozuk, hastalıklarının ise yaygın olduğu ortaya konulmaktadır. Ağız ve diş sağlığı önemli halk sağlığı sorunlarımız içinde yer almasına rağmen koruyucu hizmetleri yok denecek kadar azdır. Diğer sağlık hizmetlerinde olduğu gibi ağız ve diş sağlığı da piyasa koşullarına terk edilmektedir.
Sağlık Bakanlığına bağlı 2 diş hastanesi, 123 Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi bulunmaktadır. Ayrıca son yıllarda sayıları hızla azalan hastane veya sağlık merkezi bünyesindeki diş poliklinikleri mevcuttur.
Bu kurumlara giden vatandaşlar, personel ve fiziki mekan yetersizliği, zamanında muayene olamama, çok sıra bekleme, tedavisini zamanında yaptıramama gibi nedenlerle ciddi sorunlar yaşamaktadır. Bu sorunlara bir de katkı, katılım payları eklenmektedir. Ağız ve diş sağlığı hizmeti sunan sağlık emekçileri ise bu sorunları yaşayanların ilk tepki gösterdikleri kesim olmaktadır. Oysa hizmet verenlerin de ciddi sorunları bulunmaktadır. Özetle;
· Hükümetin istihdam politikaları çalışanları; 4-A, 4-B, 4924' li sözleşmeliler, taşeronlar olarak farklılaştırmıştır. Aynı işi, aynı koşullarda yapanlar arasında ciddi ücret farklılıkları vardır
· Hekim başına günde 30–80 hasta düşmekte ve sağlıklı hizmet verilmesi zorlaşmaktadır. Yoğun tempo, hekimi ve tüm sağlık personelini yıpratmakta, ilaç tedavisini öne çıkarmakta, hastanın zaman kaybına neden olabilmektedir.
· Diş hekimi, hemşire, temizlik personeli, veri elemanı, hasta ve hasta yakınları ile birlikte aynı ortamda, yetersiz polikliniklerde çalışılmaktadır.
· Özel diş laboratuarlarından alınan hizmetlerde kalite sorunu yaşanmasına rağmen, hekime laboratuar seçme özgürlüğü tanınmamaktadır.
· Yataklı tedavi yapılmadığı gerekçesi ile çalışanların öğle yemeği ücretlendirilmektedir.
· Radyoloji teknisyen/tekniker yetersizliği nedeniyle radyoloji birimlerinde, sterilizasyon birimlerinde taşeron işçiler çalıştırılmaktadır.
· Temel ücretler düşük tutularak, çalışanlar emekliliğe yansıtılmayan ek ödemeye (döner sermaye) mahkum edilmektedir.
· Diş hekimlerinin muayene süresi uzun olmasına rağmen performans puanı düşük tutulmaktadır.
· Sağlıkta dönüşümün olumsuzluklarını kapatmak için hasta haklarına önem verildiği söylenmekte ama pratikte sorunlar çözülmeyerek hasta ve hasta yakınları sağlık emekçileri ile karşı karşıya getirilmektedir.
· Kullanılan malzemelerin kalitesi ile ilgili sorunlar yaşanmaktadır.
· Diş teknisyenlerinden 22 iş günü içinde 33 parça protez, 22 parça tamir ve besleme yapması istenmektedir. Avrupa standartlarında bu sayı 25 parça olarak belirlenmiştir.
· Diş protez laboratuarlarında kullanılan kimyasal maddeler, çeşitli meslek hastalıklarına yol açmaktadır. Bu işyerlerinde çalışan personelde yoğun olarak meslek hastalıkları görülmektedir. Bunlar; uykusuzluk, aşırı yorgunluk, konsantrasyon bozuklukları, boyun ve bel fıtıkları, işitme ve görme bozuklukları, bileklerde sinir sıkışması, ileri derecede göğüs hastalıkları (Silikozis, akciğer kanseri...), çeşitli cilt problemleri ve iş kazaları olmaktadır. Buna rağmen birçok birimde önleyici tedbirler yeterince alınmamakta, hatta havalandırması yetersiz ortamlarda çalışılmaktadır.
Sorunların çözülmesi ve halka sağlıklı hizmet sunulabilmesi için;
· Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde koruyucu hizmetler öncelenmeli, koruyucu diş hekimliği hizmetleri için ayrı birimler oluşturulmalı ve kamu hizmeti olarak sunulmalıdır.
· Tüm çalışanlar tek statüde ve iş güvenceli çalıştırılmalı, personel eksikliği kadrolu personel alımı ile giderilmelidir.
· Temel ücretler yükseltilmeli, ücret ve döner sermaye adaletsizliğine son verilmelidir.
· Çalışma ortamları iyileştirilmeli, hekim başına düşen hasta sayısı azaltılmalıdır.
· Hizmet verilen tüm birimlerin fiziki koşulları ve hijyeni sağlığa uygun hale getirilmeli, çalışma koşulları iyileştirilmelidir. Özellikle diş protez laboratuarlarındaki düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir.
· Kullanılan sarf malzemelerinin alımında tabiplerin ve teknisyenlerin görüşleri alınmalı, ucuz sarf malzemesi değil, kaliteli sarf malzemesi temin edilmelidir.
· İş sağlığı ve iş güvenliğine özel önem verilmeli, meslek hastalıkları tanımlanmalı, bu konuda çalışmalar ilgili bakanlıklar, meslek örgütleri ve sendikalarla koordineli yürütülmelidir. İşyerlerinde oluşturulacak iş sağlığı, iş güvenliği kurulları ile mesleki tehlike ve risk belirlemeleri yapılmalı, çalışanların periyodik muayeneleri gerçekleştirilmelidir.
· Çalışma koşulları, yoğunluğu ve çalışma süreleri göz önüne alınarak, yemekler kaliteli ve ücretsiz olmalıdır.
Değerli Basın Mensupları ve Kamuoyu
Bu hafta dolayısı ile İlimizin bir eksikliği ve ihtiyacı olan Diş Hekimliği Fakültesi konusunda da görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmak gerekmektedir. Bilindiği gibi Diş Hekimliği Fakültesi Ordu Üniversitesi bünyesinde kurulmuş bazı kadro ve atamalar gerçekleştirilmiştir. Diş Hekimliği Fakültesi eğitim görevinin yanı sıra ağız ve diş sağlığı hizmetleri açısından ilimizin önemli bir ihtiyacıdır. İlimizden tedavi amacıyla tıp fakültelerine olduğu gibi diş hekimliği fakültelerine de yoğun olarak sevkler yapılmaktadır. Bu sorun Ordu Diş Hekimliği Fakültesi ile giderilebilecektir. Çalışmaları Üniversite bünyesinde hızla devam eden bu süreç diğer tüm yetkili, etkili, sorumlu, idari ve siyasi iradelerin de olanaklarını, yapabileceklerini seferber ederek hızlandırılmalıdır. Tıp Fakültesinin en azından sağlık hizmetleri vermeye başlamasının fiilen yaşama geçirilmesi için hala anlayamadığımız uzun bir süreç sonucunda bir Hastanemiz ortak kullanıma açılabilmiştir. Aynı süreç ve süreleri umarız Diş Hekimliği Fakültesi için yaşamayız. Bu da her kesimin toplumun duyarlılığını ve ihtiyacını görerek seferber olmasıyla mümkün olacaktır. Tıp ve Diş Hekimliği Fakültelerini kurmak, geliştirmek hele hele yeni kurulmuş bir Üniversite için çok zordur. Bu Fakültelerin kuruluş ve geliştirilmesini sadece Üniversite olanaklarına ve gücüne bırakmak toplum için büyük bir kayıp olacaktır.
Her şeyin başı sağlık; Tıp Fakültemiz ve Diş Hekimliği Fakültemiz için seferber olunmasını istiyoruz.
Değerli Basın Mensupları ve Kamuoyu
Bugün İlimizde sağlık emekçilerinin yaşadığı güncel bir sorunu daha sizlere aktarmak ve paylaşmak istiyoruz. İlimizde yıllardır yaşadığımız tayin-atama ve kadro sorunu aile hekimliğine geçiş sürecinde farklı boyutlarıyla ortaya çıkmıştır. İl Sağlık Müdürlüğü kendince çalışanların ve onların örgütlerinin görüşlerini almadan tayinler yapmış, şimdi de geçici görevlendirmelere başlamıştır. Sorun Ordu’dan Gölköy İlçesine geçici görevlendirmeler yapmaya kadar ulaşmıştır. Hülle tayinler yapan, kendi değerlendirmeleri kapsamında çok kısa mesafelerde eş durumu tayinleri yapan, hangi kriterlere göre olduğu anlaşılamayan bir şekilde Sağlık Müdürlüğü bünyesine personel alan, aile hekimliğine geçiş sürecinde tayin manevraları yapan Sağlık Müdürlüğünün bu işlemi adalet, hakkaniyet ve objektif kriterlere uymadığı gibi akıllara sığmamaktadır. İlimizde yıllardır devam eden personel sıkıntısını defalarca dile getirdik. Bunu gidermeden geldiğimiz noktada aile hekimliği bahanesi ile geçici çözüm yollarına başvurulmaktadır. Bu zamana kadar neredeydiniz? İhtiyaç şimdi mi çıktı? Gerekli planlamayı daha önceden yapmayıp sağlık emekçilerini neden mağdur ediyorsunuz? “İşe adam yerine adama iş” zihniyeti doğrultusunda tayinler yapıp geriye kalanı rüzgâr gibi savurmak adaletsiz bir dayatmadır. Aile hekimliği ailemizin sağlığına bir katkısı olmayacağı gibi sağlık emekçilerinin aile bütünlüğünü de bozmaktadır. Emeği sömürülen sağlık emekçilerinin şimdi de aileleri sömürülmektedir. Bu geçici görevlendirmelerin derhal durdurulmasını istiyoruz.
Çoğu Sağlık Ocakları ve sağlık evleri kapatılırken bazı yerler de mobil ekiplerde olmasına rağmen sağlık evi ebesi görevlendirilmeleri devam etmektedir. Toplum sağlığı merkezlerinin iş yükü ve sorumluğu yoğun olmasına rağmen bu görevlendirmeler, anlamsız ve korucu sağlık hizmetlerini bir tarafa atmaktır.
Geçtiğimiz süreçlerde öyle olacağı bilindiği halde hiçbir eleştiri getirmeyenler, aksine sistemi destekleyenler, tayinleri haledeceğiz diyenler şimdi neredeler. Kimileri günlük sorunlardan nemalanırken kimileri de sistemi eleştiren köşe yazarlarına karşılık vererek günü geçiştirmektedirler.
Çalışanların sorunları ve sistemi öteden beri bütüncül gören ve söyleyen “SES” i olmaya devam edeceğiz. Biriken sorunlarımızın biran önce çözümlenmesi için bu Ağız ve Diş Sağlığı Haftasında yetkililere bir kez daha sesleniyoruz.