DİSİPLİNLİ OLMAK
Mustafa KÖKSAL
Kulübe geldiğim günden beri, işimizi yaptığımız andan beri, doğru yada yanlış bir çok atılmış adımlar olsa da hatalar yapılıp sonra bu hatalar konuşarak düzeltilse de, bir çok önemli işler kulüp içi ve dışında yapılsa da ,gerçek olan tek şey, Nedim başkanın kulübün bir kuruşuna yapılmış yanlışlığın ve zararın affedilmeyeceği yönündeki koyduğu disiplin uygulaması.
Bugün konuşmasından da anladığım şu;” en yakınımda olsa kulübe maddi ve manevi zarar vermişse, onu affetmemiz mümkün değil”..Ya cebinden öderler yada giderler. İşte sen bugün süper ligde isen, hatalara göz yumarsan, yarın bunun önüne geçmen mümkün değil. Herkes işini yapacak..
Anlatmaya çalıştığım ; Sayın başkan ve ekibi, bazı yanlışlar yapılsa da, eğer bu taraftar üzerinde ise , bunu düzeltme adına her şeyi yapabiliyor. Bilet meselesinde olduğu gibi. Ancak bilet fiyatlarında konulmuş bir birim fiyat varsa ondanda taviz vermiyor ve bu takım süper ligde ise ordulu olan her değerli kişinin de bu bedeli ödeyerek maça gitmesi lazım diyor.
Bir iş adamı yada mülki amir Ordu spor takımına sırtını dönüyor, söz verip de onu yerine getirmiyorsa, başkan bunu çok rahat kamu oyu ile paylaşmaktan kaçınmıyor. Çünkü , Ordu spor ordu için önemli bir kurum ise, burada şahıslara küsme onlara karşı olma lüksü kimsenin olmamalı diyor.
Meselesi benimle ise , şahsıma konuşsunlar, Ordu spora ise ellerini uzatsınlar istiyor. Doğru bir yaklaşım.
İşte ortada yapılmış bir hatanın bedeli var. Sayın başkan ve yönetim istese bunu saklar, kulüp içinde kalsın derdi. Demedi ve bu Ordu spora kesilmiş bir zarar hane ise onun bedelini de çalışan insanlar öder, dedi.
Yetkililerin hatası varsa bizde bunun cezasını keseceğiz diye gizli saklısı olmadan kamuoyu ile paylaştı.
Bende bu yönünü beğeniyorum. Hatalı yada hatasız bir söz ediyorsa bunu o insanla önce paylaşıyor ve söylüyor. Tartışıyor. O yanlışsa hatasından dönebiliyor ama değilse yollarını ayırıyor.
Burada kimse şahsi işi için bulunmuyor. Ordu spora hizmetse gaye o zaman bütün işimiz bu konuda olmalı. Dikkatli ve titiz.
KİMSE YANLIŞI ALKIŞLAMAK ZORUNDA DEĞİL.
Ordu da garip işler oluyor. İnsan olarak, vergisini veren birey olarak bu beni üzüyor. O kadar yanlışı , bilerek yapılmışın sırasını yada çetelesini tutmak zorda mı olmuyor?
Her sene başı , Ordu ilindeki birimlerin yıllık planlaması ve ona göre de yaptıracağı işleri oluyor ki yetimin hakkını bir yandaşa yakına yedirmeyelim diye.
Mesela; Ordu belediyesi de bir şehir planlaması ve yapacağı yıllık işlerini önceden masaya yatırır yol hartasını çizer, buna göre de” mahalle, cadde, sokakların, parkların” yapımı, onarımı işleri birileri tarafından ihale ile alınıp işler olur. Boşuna da para harcayıp ta har vurup harman savrulmaz.
Yanlış yazmadım galiba..?
Bu doğal gazcıların Ordu ilini berbat etmeleri ki , Avrupa da bunlara böyle işler yapıp ta sokakları gezilmez hale getirseler lisans vermezler, işlerini fes ederler, eğer şehri bu denli fare gibi eşerler yada köstebek gibi oyarlarsa, cezalarda peşinen ellerine gelir, ki burada bu şehrin her gün onların bilinçsiz kazma darbelerinden anası ağlıyor.
Belediye nin benim paramla yaptırdığı yollar, bir daha delik deşik oluyor, ki bu anda aklıma sene başı yapılmış olan planlama geliyor birde acayip kötü düşünceler.
Acaba birilerine tekrar yol yapımı için yol mu açılıyor? Bu başkana da bunu yakıştırmayı da istemiyorum.
Birde trafikteki başı boz denetimsizlik. Hele garaj tarafına gidenler görecek ki yollardaki, iş yerlerinin önündeki park etmiş arabalarının verdiği sıkıntı bir yana birde minibüslerin her yerde yolcu indirmedeki rahatlığı yada vurdum duymaz hareketleri..
Bir gün birinin elinden ya da dilinden kaza çıkarı duyarsak şaşırmayalım.
Buna alınacak olan tedbir sokaklardaki araba ucube görüntü kirliliğine son vermek.
Birde bizleri ve çocuklarımızı ilgilendiren mesele var ki;
Eğitimdeki kalite yükseliyor diyen özel yada genel okul idarecilerin yüzüne bakınca acaba içinde olan biri olarak, bu kalitenin yıllarca yüzde onu geçmediğini sağır sultan bilse de eğitim dünyasına yön verenlerin görmemesi yada o kanala saklanma ihtiyaçları beni deli ediyor..
Doğru, eğitim kalitemiz yüzde on deyin..Ayıp mı? Bu sizi küçültmez tedbir aldığınız halde olmuyorsa ta yukarısı bulsun çaresini de kopyasını size yollasın.
Yoksa dershanelerdeki fiyat uçurumu ve haksız kazanç furyasının önüne geçilmesi sizin ve örgenciler açısından zor olur.
Hasta olmayalım. Bir yere hastamızı götürmeyelim..Niyemi?
Hastahanelerde ki danışmaya konulan, istisnalar hariç öyle yüzler var ki seninle konuşurken;” yarabbim buraya niye geldim ”der sin ve sinirlerin bozulmuş halde çekip gidersin. Doktora ulaşmadan sinir hastası olmamanız mümkün değil. Hasta gelip de çıldırmış bir kafa tası ile çıkmış oluyorsun. Bunları işe almanın ne gibi faydası var, dayıları, torpil yapanları kim bana da anlatsın birisi.
Atadığımız kocaman amirlerden bir çoğu..
Bir yerlere atanan idarecilerin koltuklara oturunca küçüleceklerine daha da havalı ve kibir dolu olmalarının altında yatan gerçek, onların kişiliklerinin olgunlaşmamaları değil, aşağılık kompleksini memurluk yaşamları içinde ezik yaşamış olmaları..
Kimler mi derseniz..Çalın bir çok kapıyı içindeki yazdığımdan farksız sa oturan zatların hal ve hareketleri, hocam yanılmışsın deyin. Zaten iyi olana da Ordu yada sendikası sahip çıkamıyor. Şimdi Milli Eğitim müdürlüğünde, Ömer Demiröz bu işi yapamıyor mu da ta İstanbullardan ordu nun milli eğitiminin içine başka isim atıyoruz. Buda hatırlı birinin adamıdır mutlaka, araştırında bakın.
Ömer bakanda kıramadı verdi..
Sonrada bu kadar yanlışı alkışla diyenlere elimin tersi ile bir şey diyeceğimde terbiyem müsaade etmiyor. Ordu da adam yok mu da dışarılardan amir memur atama modası içinde vakit geçiriyoruz?